2013 yılının Ocak ayında Antarktika’da bulunan defterin sırrı çözüldü. Defterin, İngilizlerin ulusal kahraman olarak gördüğü, Güney Kutbu’nu keşfeden Robert Scott’un keşif ekibinde yer alan, George Murray Levick’e ait olduğu ortaya çıktı.
Radikal'in Tech Times’a dayandırdığı habere göre defteri bulan Yeni Zelanda Antarktika Mirası Vakfı yetkilileri, 20 Ekim’de bir açıklama yayınladı. Buzlarla kaplı bir kulübede bulunan defterin ilk sayfalarına bakan uzmanlar, defterin Levick’e ait olduğunu tespit ettiklerini açıkladı.
Robert Scott Antartika’ya 2 keşif seferi düzenlemiş bir kaşifti. 1901-1904 yılları arasında Güney Kutbu’na ilki keşif gezisini düzenlemiş, başarılı olan bu gezinin ardından ikinci bir gezi daha yapmıştı. Ancak 1910-1913 yılları arasında düzenlenen Terra Nova adlı ikinci keşif gezisi, ölümüne sebep olmuştu.
Fok ve penguenlerle beslendiler
Levick 1910-1913 yılları arasında Antarktika’ya ikinci kez sefere çıkan Robert Scott’un ekibinde bulunuyordu. Ekipteki 6 kişiden biri olan Levick fotoğrafçı, cerrah ve zoolog idi. Scott’un ve Levick’in de dahil olduğu grup 1913 yılında Kutuplarda yaptıkları bir keşif sırasında hayatını kaybetmiş, olayın ardından Scott bir halk kahramanı olarak anılmaya başlamıştı. Defterin de bu son yolculukta yazılmaya başlandığı, yapılan keşiflerle ilgili önemli bilgiler içerdiği aktarıldı.
İkinci keşif seferi sırasında 6 kişilik grup ikiye ayrılmış, Scott’un grubu Güney Kutbu’na 17 Ocak 1912’de ulaşmıştı. Levick'in grubu ise kıyı boyunca yolculuklarına devam ederek, bilimsel gözlemlerine devam etti. Ancak onları almaya gelecek olan gemi, yüzen buzlar yüzünden gelemedi ve grup, kış mevsimi boyunca Inexpressible Adası'nda kaldı.
Grup soğuk hava şartlarında hayatta kalabilmek için, Inexpressible Adası’ndaki bir mağaraya sığındı. Bilindiği kadarıyla Levick’in grubu, o yöredeki fok ve penguen gibi vahşi hayvanlarla beslenerek bir süre hayatta kaldı. Scott’un grubu ise hayvanlarla beslenmemişti.
‘Defteri bulmak heyecan verici'
Levick, yeni ortaya çıkan fotoğraf defterine “1910 Fotoğraf Pozlama Kayıtları ve Günlüğüne Hoş Geldiniz” diye not yazmış. Defterde Levick’in 1911’de çektiği fotoğrafları ne zaman çektiği ve çektiği objeleri betimlediği detaylar bulunuyor.
Vakfın yaptığı açıklamaya göre defterdeki yazılar, Levick ve grubunun Inexpressible Adası’nda tıkılı kalmasından önce yazılmaya başlamıştı. Antarktika Miras Vakfı yöneticisi Nigel Watson "Bu defteri bulmak çok heyecan verici çünkü bu defter resmi keşif raporunda eksikti” dedi ve ekledi: "Scott’un son seferinden kalanları toplamak ve koleksiyon haline getirmek için 7 sene uğraştık. Hala yeni şeylerin bulunmasından çok memnunuz.”
100 yıl buzda kaldı
Bir yüzyıl boyunca buzun ve suyun içinde kalması sebebiyle Levick’in defterindeki ciltlerin zarar gördüğü belirtiliyor. Vakıftan yapılan açıklamaya göre defterin tamir edilmesinden ve tekrar ciltlenmesinden önce sayfalar ayrıldı ve dijital ortama aktarıldı. Daha sonra yeniden ciltlenen defter, Antarktika’ya gönderildi.
Robert Falcon Scott kimdir?
1868-1912 yılları arasında yaşayan Robert Scott, Antarktika bölgesine yapılan iki sefere öncülük eden İngiliz kâşifti. İngiltere Deniz Donanması’na mensup bir memur ve kaşif olan Scott, Antartika’ya 2 keşif seferi düzenledi. İlki Discovery Keşif Gezisi (1901-04) ve diğeri de ölümüne sebep olan Terra Nova Keşif Gezisi (1910-13) idi.
Discovery Keşif Gezisi’nde Kutup Platosu’nu keşfetmiş ve buraya Güney Kutbu adını vermişti. 17 Ocak 1912’deki ikinci keşif gezisi sırasında Scott 5 kişilik bir keşif ekibiyle Güney Kutbu’na ulaşmıştı. Dönüş yolunda ekip bazı bitki fosilleri bulmuştu. Fosiller sayesinde Antarktika’nın bir zamanlar ormanla kaplı ve diğer kıtalarla da bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Fakat Scott ve arkadaşları, ana kamplarından yaklaşık 242 kilometre uzaklıkta, bir sonraki ikmal noktasından da yaklaşık 18 kilometre uzaktayken açlık, yorgunluk ve aşırı soğuk yüzünden hayatlarını kaybetmişlerdi.
Ölümünün ardından Scott İngiltere’de bir kahraman olarak anılmaya başladı. Ülkenin pek çok yerinde Scott anısına anıtlar ve heykeller dikildi. Önceleri ülkenin bir kahraman olarak benimsediği Scott’la ilgili, sonradan bazı sorgulamalar başladı. Pek çok kişi onun zor bir karakter olduğunu, fazla hırslı olduğunu, hem kendisinin hem de ekip arkadaşlarının ölümünün muhtemelen bu karakter özelliklerinden kaynaklandığını öne sürdüler. Bu yüzyılda ise Scott’a yaklaşım daha pozitif bir hal aldı; kişisel başarıları, cesareti ve acılara göğüs geren bir kişiliği olduğuna vurgular yapıldı. Öte yandan kendisinin ve ekip arkadaşlarının hataları da gerçekçi biçimde ele alındı ve sonuç olarak keşif gezisinin başarısızlığı “safi şanssızlık” olarak görülmeye başladı.