SGK, yaptığı incelemelerde Ankara’da ölen bir şahsın 3 gün sonra Şanlıurfa’daki bir merkezde muayene edilmesi, başka bir tıp merkezinde ayda 20 binin üzerinde acil hastaya bakılması gibi uygulamalarla devletin ciddi zarara uğratıldığı ifade edildi ve inceleme başlatılması istendi.
Şanlıurfa’daki tıp merkezlerini mercek altına alan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), akıllara durgunluk veren yolsuzluk bulgularıyla karşılaştı. İnceleme raporları sonucunda tıp merkezlerinde her 2 dakikada bir hastaya bakıldığı, acil hasta sayısının Harran Üniversitesi’nden bile fazla olduğu, ölen hastaların tekrar tekrar sisteme girildiği ortaya çıktı. Zaman'dan Çağlar Avcı'nın haberine göre, Ankara gibi büyük şehirlerin tıp merkezlerinde bile aylık ortalama 5 bin acil hastaya bakılırken bu sayının Şanlıurfa’da 20 bini aştığı görüldü. İşte müfettiş raporundan ‘bu kadar da olmaz’ dedirten bazı örnekler: Bir tıp merkezinin acil polikliniği, her 2,14 dakikada bir hasta kabul ederek ayda 20 bin 18 kişiye baktı. Başka bir tıp merkezinde 2 doktor, bir ayda 12 bin acil hastayla ilgilendi. Bir başka merkezde ise sayı, 15 bin 942’ye ulaştı. Hastalara genellikle ‘üst solunum yolu enfeksiyonu’ ve ‘ishal’ gibi tanılar konuldu. Aylık cirosu 77 bin lira olan bir merkez ise el değiştirince rekor kırdı ve kârı bir milyon liraya yükseldi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yatan F.G., Urfa’daki merkezde ayakta tedavi ediliyor gibi gösterildi. 22 Haziran 2013’te vefat eden hasta da, 3 gün sonra aynı merkezde muayene edilmiş. Bu tür yolsuzluklarla devletin ciddi zarara uğratıldığına dikkat çeken müfettişler, ödemelerin durdurulması gerektiğini ifade etti.
Şanlıurfa’daki tıp merkezlerini mercek altına alan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) müfettişleri, kısa süre önce incelemelerini rapor haline getirdi. Buna göre şehrin ilçelerinden birinde yer alan tıp merkezinde, 1-31 Ağustos 2013 tarihleri arasında acil serviste tüm zamanların rekoru kırıldı ve 20 bin 18 hastaya bakıldı. Bu, her 2 dakikada bir hastayla ilgilenilmesi anlamına geliyor. Günlük hasta sayısı da 672’yi buluyor. Başka bir tıp merkezinde ise yine aynı tarihler arasında ‘göğüs hastalıkları’ branşında tek doktorla iki günde 141 hasta, ‘iç hastalıklarında’ tek doktorla 140 hasta, ‘kadın hastalıklarında’ ise 2 doktorla 2 günde 252 hasta muayene ediliyor. Sayıları gerçek dışı bulan uzmanlar, bunun mevzuata da aykırı olduğunu belirtiyor.
Tıp merkezlerindeki skandallar bunlarla sınırlı değil. Şehir merkezindeki başka bir merkezde 1-30 Kasım 2013 tarihleri arasında ‘çocuk hastalıklarında’ ayakta takip sayısı 743 olarak kayıtlara geçiyor. Acil poliklinikte ise bu sayı üçe katlanarak 2 bin 112’ye çıkıyor. Hastaların çoğu da ‘yeşil alan’ yani acil olmayan hasta olarak kabul ediliyor ancak tıp merkezi, bu hastalara ‘acil’ muamelesi yaparak devlete yüksek fatura kesiyor.
Bir diğer tıp merkezi, 1-31 Temmuz 2013 tarihlerinde acil branşta 2 doktorla 11 bin 496 hastaya bakıyor. Fakat aynı dönemde ilçedeki devlet hastanesinin 12 doktorla ancak 8 bin 928 hastayı acilde muayene edebilmesi gözlerden kaçmıyor. Ayrıca tıp merkezinde tüm hastalara müdahale ediliyor, ilaç tedavisi uygulanıyor. Reçete alan hasta sayısının ise az olması dikkat çekiyor. Aynı dönemde bir hasta hem ilçede hem de uzak bir merkezde tedavi görüyor. Başka bir tıp merkezinde ise bir ayda 2 doktor, acil serviste 15 bin 942 hastaya bakıyor. Burada tüm hastalara ‘üst solunum yolu enfeksiyonu’ ve ‘ishal’ teşhisi konuluyor.
Şanlıurfa’daki başka bir tıp merkezinde yapılan inceleme ise dudak uçuklattı. F.G. isimli hasta, sağlık hizmeti sunucusu ‘Medula’ kayıtlarına göre Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yattığı halde Urfa’daki merkezde ayakta tedavi görüyor. Hatta 22 Haziran 2013 tarihinde vefat eden hasta, 3 gün sonra aynı merkezde muayene ediliyor ve faturası devlete çıkarılıyor. Başka bir tıp merkezinin de ayda 3 bin 341 hastaya bakıp 77 bin lira ciro elde ederken el değiştirip hasta sayısını 38 bin 612’ye, cirosunu da bir milyon 42 bin liraya çıkardığı görülüyor.
Tüm bu tespitlerden sonra SGK müfettişleri, tıp merkezleriyle ilgili inceleme başlatılmasını istedi. Gerekçe olarak da acil başvuru sayısının fazlalığını, bu hastaların tek bir doktor tarafından muayene edilmesini ve çoğunlukla aynı merkeze gidilmesini gösterdi. Ayrıca hastalara konulan tanının ve uygulanan tedavinin aynı olmasını, aynı hastanın aynı günde uzak mesafeli illerdeki merkezlerde kayıtlarının bulunmasını şüpheli buldu. Devletin ciddi zarara uğratıldığına dikkat çeken müfettişler, ödemelerin durdurulması gerektiğini kaydetti.
Öte yandan ölüyü ayakta muayene etmekle suçlanan tıp merkezi sorularımız üzerine iddiaları kabul etmedi. Ancak konunun araştırılacağını vurguladı.