HÜLYA KARABAĞLI / T24 ANKARA
Dünyaca ünlü ressamların paha biçilmez eserlerin çalındığı, Atatürk’ün toplantılarını düzenlediği gözbebeği kurumu Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nin teşhir salonları yeniden açılıyor. Bu tür olayların yaşanmaması için yeniden yapılandırılan Müze de, güvenlik sistemi uluslararası standartlara çekildi. İçeriden yapılacak olası bir soyguna karşı ‘Parmak izi’ sistemi kuruldu.
300' yakın kayıp
Müzede, 300’e yakın eser kaybından söz ediliyor. 1990’lı yıllarda gün yüzüne çıkan müze talanı, o dönemde Sayıştay ve bakanlık teftiş kurulu tarafından denetlendi. Eserlerin önemli bölümünün depolardan çalındığı, bir kısmının ‘orijinalleriyle’ değiştirildiği ortaya çıktı. Depolarda çürümeye bırakılan eser sayısı ise tahminleri aştı. Uzmanlar, çalıntı, sahte ve çürüyerek bozulan eser sayısını 300’e yakın olarak ifade ediyor. Kayıp vakalarının son 20 yıla dayandığı, 12 Eylül döneminden sonra Müzenin içinin boşaltıldığı belirtiliyor.
2010 milat oldu
Kayıp vakasını durdurmak için iki yıla yakın süreçte hummalı bir çalışma yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, müzeyi, güvenlikten, deposuna ve teşhir salonlarına kadar her şeyi ile yeniden yapılandırdı.
Sürecin bizzat içinde olan ‘Sayım Komisyonu’ üyelerinden Gazi Üniversitesi Resim Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Osman Altıntaş, “ Uzun ve yoğun çalışmanın ardından müzede kayıtlı eser sayısı 4 bin 180” dedi. Altıntaş, gelinen noktayı T24’e değerlendirdi.
TEŞHİRDEKİ SAHTE ESER KALDIRILDI: Sayım sırasında bir çok sürprizle karşılaştık. Bazı sanatçıların çift taraflı eserlerini ortaya çıkardık. Böyle, 15-20 eser kazandırdık. İbrahim Çallı’nın teşhirde bulunan ve çok tartışılan sahte eserini kaldırdık. Teşhir geniş bir alana yayıldı. 250 civarında bir eser teşhirde sergileniyordu. Bu sayı 800’e çıkarıldı.
GÜNAY OLMASAYDI ÇALIŞAMAZDIK: Eserler ne kadar yıpranmış, değerlerini ne kadar yitirmiş, hepsini tek tek çıkardık. Depolarda bir kenara atılmış eserleri belirledik. Paha biçilmez eserler bunlar. Bunları yaparken, manevi baskılar gördüm. Bakan olmasaydı asla çalışamazdık. Her işimizi kolaylaştırdı.
KAYIP VAR OLMAZ MI: Müzede, kayıp car. Yani kayıp olmaz mı? Sahte eserler var. Bir eser sahte ise o artık kayıp sayılır. Envantere kaydedilmiş eserlerin bir bölümü yok. Ama, kayıplar ilgili bir rakam vermek istemiyorum. Yüzlerce denilebilir.
HIRSIZLIK MÜMKÜN DEĞİL: Net söylüyorum, müzede artık hırsızlık mümkün değil. Yani içerinden biri de yapmaya kalksa ya da dışarından çok zor. Parmak izi güvenlik sisteminden, yüksek güvenlikli kameralara kadar her şey var. Alanında en iyi güvenlikçiler var. Teşhirinden deposuna kadar inanılmaz bir güvenlik var. Depolara çelik kafes konuldu.
MİT, GENEL KURMAY VE KURUMLAR: 12 Eylül’den sonra bazı kurumlara verilen eserlerin iadesi için resmi yazılar gönderildi. Kurumların bir bölümünün gönderdiğini biliyorum. Ancak, süreç tamamlanmadı.
Günay ne demişti?
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, 2010 yılındaki son soygun olayının ardından düzenlediği basın toplantısında, 12 Eylül dönemine dikkat çekerek, “ Müzedeki eserlerin asılları zaten 12 Eylül döneminde üst yöneticilere yaranmak isteyen kişiler tarafından hediye edildi. Bu olaylar yeni bir şey değil yani. Şimdi yine diyecekler ki lafı yine 12 Eylül'e getirdin. Ama ne yapayım o zamanlardan başladı bunlar" demişti.