Yaşam

Ankara Milli Eğitimi'nden AB atağı

Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü görevine vekaleten atanan Kamil Aydoğan, Ankara'yı Türkiye'nin en çok AB projesi üreten ve AB fonlarından en çok yararlanan ili konumuna getirm

17 Ekim 2008 03:00

Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü görevine vekaleten atanan Kamil Aydoğan, Ankara'yı Türkiye'nin en çok AB projesi üreten ve AB fonlarından en çok yararlanan ili konumuna getirmenin öncelikli hedefleri olduğunu belirterek, AB Projeler Birimi kuracaklarını söyledi.

Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü görevine 13 Ekim 2008 Pazartesi günü başlayan Aydoğan Ankara'da yapmayı planladığı çalışmaları anlattı. Yaklaşık 6 yıl İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüttüğünü ifade eden Aydoğan, buradaki deneyimleri ışığında ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın hedefleri doğrultusunda Ankara'da bazı yeni projeler uygulamaya koyacağını belirtti. "İzmir kardeş partnerimiz olacak" diyen Aydoğan, "Ankara'da proje
kültürünün yaygınlaşmasına önem vereceklerini, İzmir'deki Avrupa Birliği Projeler Birimi'ni Ankara'da da kuracaklarını" kaydetti. Aydoğan, şunları söyledi:

"İzmir, Avrupa Birliği Projeler Birimi sayesinde Türkiye'nin en çok proje üreten ili konumunda. Şimdi Ankara'yı Türkiye'nin en çok AB projesi üreten ve AB fonlarından en çok yararlanan il konumuna getirmek öncelikli hedefimiz. İzmir'de 267 projemiz vardı ve 47 milyon Avro'ya yakın hibe almıştık. Bunlar Ulusal Ajans tarafından kabul edilen AB standartlarındaki projelerdi. Şimdi aynı şeyi Ankara'da yapacağız. Öğrencilerimizi proje üretmeye teşvik edeceğiz."
Velilerin eğitimine yönelik çalışmalar da başlatacaklarını söyleyen Aydoğan, bu konuda halk eğitim merkezi müdürleriyle toplantı yaptığını kaydetti. Aydoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evinde bir çocuğu babası aşağılasa bu çocuğun durumundan ben kendimi sorumlu hissederim. O babayı eğitmek durumundayım ki çocuğun psikolojisi bozulmasın, çocuk sorunlu bir şekilde hayata atılmasın. O yüzden velilerin eğitimini de en az örgün eğitim kadar önemsiyoruz. Okulda ne kadar ağlıklı eğitim verirseniz verin eğer evde kavga, güvensizlik, çocuğu mutsuz eden bir ortamı varsa bizim verdiğimiz eğitim çok anlamlı olmaz. Aile örgün eğitimi tamamlayan bir unsurdur.

Mesela iletişim seminerleri düzenleyebiliriz. Akşam 19.00'dan sonra bütün okullar boş. Gönüllülük esasına dayalı olarak velilere yönelik bu tür seminerler, kurslar düzenleyebiliriz. Bunun velilere ciddi katkıda bulunacağını düşünüyorum. Tabii aile saadetine de katkı vereceğini düşünüyorum." Aydoğan, okul öncesi eğitim ve mesleki eğitim oranının yükseltilmesi, öğretmenlerin hizmetiçi eğitimi konularında da çalışmalar yapacaklarını
söyledi.