Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Bilgili hakkında “nitelikli cinsel saldırı”, “cebir ve tehdit ile hürriyeti yoksun kılma’”, ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ suçlarından 5 yıldan 27 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bilgili kendisine ait hayvan hastanesinde veteriner hekim Ç.B.’ye “cinsel saldırı”dan Nisan 2019’da tutuklanmış kısa bir süre sonra da savcılığın talebi ile serbest bırakılmıştı. Davada, Bilgili ile birlikte, delilleri yok etmede yardım ettiği belirtilen Serkan Durmaz ve Hüseyin Şenyurt da yargılanıyor.
Duvar'ın Evrensel’den aktardığı haberine göre Duruşmaya Ç.B.’nin avukatları, ailesi, kadın örgütleri, sendika ve meslek odalarının yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Kimlik tespitlerinin ardından başlayan duruşmaya sanıkların iyi hal indiriminin simgesi olan takım elbiseleriyle katılmaları dikkat çekti.
Avukat Aslı Arıhan, daha önce yaşadığı travmadan dolayı sanıkların ifadesi alınırken, Ç.B.’nin başka bir odaya alınmasını ve kendi ifadesinin de bir uzman psikolog eşliğinde alınması talebinde bulundu. Talep mahkeme tarafından kabul edildi.
Mahkemedeki ifadesinde 2 Nisan tarihinde üst üste tuttuğu nöbetlerden dolayı uykusuz olduğunu aktaran Ç.B., “Akşama doğru klinikteki Serkan Durmaz erken çıktı. Hasan Bilgili de aşı alıp çıkmıştı. Akşam herkes çıktıktan sonra bir hasta sahibi beni aradı ve kliniğe geleceğini söyledi. Bilgili de hasta ile aynı anda kliniğe geri geldi. Hastayı muayene ettim ve geri gönderdim. Hasan Bilgili ise eve geçmeden yemek yemek istedi. Bana yemeği ısıtmamı söyledi. Ben yemek ısıtmak üzere yukarı çıktığımda, Hasan Bilgili kliniğin kapısını kilitlemiş. Kurallara göre birden fazla kişi varken kliniğin kapısı kapanmaz” dedi.
Ç.B., odada baş başayken Hasan Bilgili’nin kendisine sözlü ve fiziksel tacizde bulunduğunu, direnince de kafasına vurduğunu, zorla içki içirdiğini ve cinsel saldırıda bulunduğunu anlattı.
Baygınlık geçirdiğini anlatan Ç.B., gözünü saat 02.00 civarında Hasan Bilgili’nin odasında açtığını belirterek şunları anlattı: “O anda elimin üzerinden damar yolundan girilmiş olduğunu gördüm. Serum takılıydı. Sonra ilaç gördüm. Sonra Serkan Durmaz içeri girdi, ambulansı aramam durumunda beni ve ailemi ölümle tehdit etti. Sonra tekrar uykuya daldım ve sabaha karşı uyandığımda Durmaz’ın çıplak bir şekilde yanımda olduğunu gördüm. Beni yine tehdit etti. ‘Ben çok nüfuzlu bir insanım. Elimde çıplak fotoğrafların var. Porno sitelerine atarım görüntülerini. Benim ailem, karım var. Seni öldürürüm’ dedi.”
Mahkeme heyeti, Ç.B.’ye, maruz kaldığı cinsel saldırıyı anlattığı sırada, “Mücadele edemedin mi?”, “Kendinde miydin?”, “Yüzüne ya da herhangi bir yerine vuramadın mı?”, “Tam saati hatırlıyor musun?” , “Yardım istemedin mi?”, “Bağırmadın mı?” şeklinde sorular yöneltti.
“Ölmek istemedim”
Ardından “delilleri yok etme” suçlamasıyla yargılanan diğer sanıklarla ilgili ifade veren Ç.B., klinikte kameranın sadece koridorda olduğunu söyleyerek “O gece beni öldüreceklerinden çok korktum. Ölmek istemedim” dedi.
Sanık Serkan Durmaz’ın, Hasan Bilgili’yi şikayet etmemesi için kendisini tehdit ettiğini dile getiren Ç.B., şöyle devam etti: “Durmaz bana ‘Bu ülkede tecavüz davası olmaz, herkese ifşa olursun, yaşantına devam edemezsin, herhangi bir şikayette bulunma’ dedi. Sonra Hasan Bilgili geldiğinde kendi aralarında ‘Eğer şikayet ederse öldürürüz’ diye konuştuklarını duydum. Sonra Durmaz, ‘Hasan Bilgili gelip seni doktora götürecek’ dedi.”
Ç.B., kliniğine zorla götürüldüğü sanık jinekolog Hüseyin Şenyurt’un kendisini zorla muayene ettiğini de söyledi. Ç.B., Şenyurt’un kliniğinden çıkarken Hasan Bilgili’nin kendisine “Benim elim kolum çok uzun, seni mahvederim, deliller de karartıldığına göre hiç bir şey yapamazsın” dediğini belirtti.
Tehditlere rağmen polise gittiğini söyleyen Ç.B., karakolda yaşadıklarını şöyle anlattı: “İfade verirken o kadar zorlandım ki. Polis memurları bana psikolojik şiddet uyguladı. Hasan Bilgili’yi savundular, beni doğru düzgün dinlemediler bile. Eksiklikleri hatırladıkça savcılığa başvurdum. Savcı hanım da kendinden örnek vererek ‘Ben burada oturuyorum. Ben de kadınım sen de kadınsın. Ben neden tecavüze uğramıyorum da sen uğruyorsun?’ Görüntülerde de sen Hasan Bilgili’nin koluna girmiş gibisin’ dedi.”
Ç.B’nin avukatı Aslı Arıhan savcının delilsizliğe kurban verilecek bir dosya hazırladığını ifade ederek “Yoğun çabamız sonrasında savcıyı değiştirilmesini sağladık. Bu savcı o dönemlerde tecavüze uğrayan İspanyol asıllı kadına da ‘O sırada dışarda ne işin vardı?’ diye soran savcı. Buraya kadar yoğun çabalarla geldik. Adli Tıp delilleri de savsaklanarak verilmiş” dedi.
Medyaya yansıyan görüntülerin ardından linçe uğradığını ileri süren Hasan Bilgili mahkeme heyeti “Ç.B.’nin üzerindeki tırnak izleri nasıl oluştu?” diye sordu. Hasan Bilgili, “Çalışma ortamında kedi ve köpekler var. Onlardan dolayı olmuştur” diye yanıt verdi. Bilgili, adli tıp raporunda kendisine ait olduğu tespit edilen tükürük örneğini ise, “Konuşurken ağzımdan fırlamıştır” diye savundu.
Avukat Arıhan, Hasan Bilgili’le “2016’da da tacizle suçlanmışsınız. Neden hep sizin başınıza geliyor” diye sordu. Hasan Bilgili “Başarılı olmanın cezası” diye yanıt verdi.
“Deliller karartıldı, savcı hakaret etti”
Tanık olarak dinlenen Ç.B.’nin annesi Ü.B, “Kızım 5 gün boyunca kendine gelemedi. Gözlerinde bulanıklık vardı, vücudunda ağrılar vardı, kendine gelemedi. Ben adalet istiyorum, başka bir şey istemiyorum. Serbest bırakıldı bu şahıs, o gün bugündür uyuyamıyoruz. Kızımı, bizi ve kendisini öldürmekle tehdit etmişler. Kliniğe gittiğimizde her yer temizlenmişti bütün deliller karartılmıştı. Savcının yanına gittik ve adalet istediğimiz için hakaret işittik” diye konuştu.
“13 yılda gelmeyen adalet”
Daha önce Ankara Üniversitesinde sanık Bilgili’nin cinsel tacizine uğradığını ileri süren S.H. de, “Ben Hasan Bilgili’nin mağdur ettiği öğrencilerden biriyim. Hasan Bilgili hep belden aşağı konuşurdu. Ben tez aşamasındayken tacizine uğradım. Suçu sabit bulunup kamu personelliğinden men cezası aldı, ama soruşturma YÖK’ten döndü. Ben buna 13 senede gelmeyen adalet diyorum” dedi.
“Sanıklar tutuklu yargılansın”
Ç.B’nin Avukatı Aslı Arıhan, sanıkların tutuklu yargılanmasını isteyerek şöyle konuştu: “Sanıkların mantığa sığmayan beyanları ve çelişkili ifadeleri var. Ayrıca Hasan Bilgili’nin bu olay sebebiyle kamu görevinden men cezası aldığı ortada. Ç.B.’nin psikolojik durumu ile ilgili rapor alınmasını istiyoruz. Hasan Bilgili hakkındaki YÖK’te bulunan şikayet dosyalarının alınmasını istiyoruz. Veterinerlik Fakültesinde bir şeyler oluyor ve daha önceki ceza verilmediği için müvekkilim bunları yaşadı. Ben 25 yıllık avukatım ve resen tahliyeyi yeni gördüm. Bu insanlar, bu öğrenciler ne düşünecek. Müvekkilim sesini çıkarmasaydı Hasan Bilgili kendine yeni mağdurlar yaratacaktı. Deliller toplansın, kamera kayıtları bizimle paylaşılsın ve bu kadar delil varken sanıklar tutuklu yargılansın” dedi.
Türk Tabipleri Birliğinin meslekten men cezası da verdiği sanık hakkında savcı, tutukluluğa gerek olmadığı, adli kontrolün devam etmesi yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme de sanıkların tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Dava, 26 Şubat 2020’ye ertelendi.