Ankara Barosu, 29 Ekim'de yayımlanan 675 ve 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile avukatların savunma hakkının ihlal edildiğini belirtti. Yapılan açıklamada “ Bu son KHK'larla yapılmak istenen şey, halkın kutsal 'savunma hakkı'nın belini kırmaktır. Çünkü, hiçe sayılan savunma hakkı avukatın değil, tüm vatandaşların yani halkındır” denildi.
Açıklamada, "Sıfat ve konumu ne olursa olsun darbe teşebbüsüne bulaşanların, hukuk devleti kuralları içinde ve adil bir yargılama sonunda en ağır cezalara çarptırılması gerektiğini vurguladık" ifadelerine yer verildi.
Olağanüstü halin (OHAL), hukuk devletlerinde istisnai ve geçici bir yönetim usulü olduğuna vurgu yapılan açıklamada, son yayımlanan KHK'lar ile savunma hakkının ihlal edildiği belirtildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"OHAL kapsamında yürürlüğe giren 675 ve 676 sayılı KHK'larda, önceki kararnamelere ek olarak yine savunma hakkını hiçe sayan hükümlerle karşılaştık. Bu son KHK'larla yapılmak istenen şey, halkın kutsal 'savunma hakkı'nın belini kırmaktır. Çünkü, hiçe sayılan savunma hakkı avukatın değil, tüm vatandaşların yani halkındır. Cezaevlerini hukuka kapatmaktır. Çünkü avukatın giremediği cezaevine hukukun da giremeyeceği aşikardır. Avukatsız ve savunmasız bir yargılamanın asla ve asla adil bir yargılama olmayacağını, suçtan bağımsız olarak herkesin ama herkesin savunma hakkının kutsal olduğunu belirttik."