TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu'nun çalışmalarına katılan Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi üyesi avukat Tuğba Gürsoy, TBMM Başkanlığı'na sunulan 'Hayvanları Koruma Kanunu' teklifinin yetersiz olduğunu söyledi. Gürsoy, "Bu düzenleme çok güzel ancak yeterli değil. Nüfusu 75 binden az olan ancak sokakta kedi köpek sayısı çok fazla olan belediyeler var. Aslında burada insan nüfusuna göre değil, hayvan nüfusuna göre değerlendirme yapılması gerekir. Nüfusu belirtilen rakamdan az olan yerlerde de bakım evleri ve kısırlaştırma merkezlerinin kurulması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili teklif, geçtiğimiz hafta TBMM'ye sunuldu. TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu'nun çalışmalarına katılan Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi üyesi avukat Tuğba Gürsoy, komisyonda hayvan hakları yasası ile ilgili çok ciddi ve çok kapsamlı bir çalışma yapıldığını belirterek, "Bu çalışmayla ilgili 2021 yılının ocak ayında rapor düzenlendi. Bu rapor bütün hayvanseverler için gerçekten umut vericiydi. Biz de Ankara Barosu olarak bu çalışmanın içinde yer almıştık. Ancak meclise sunulan yasa teklifini incelediğimizde hayvan hakları araştırma komisyonunu raporuna çok da paralel gitmeyen düzenlemeler önerildiğini gördük. Teklifin içerisinde çok güzel şeyler de var; ancak yeterli olmadığını düşündüğümüz şeyler de var" dedi.
"Yeterince kısırlaştırma yapılmıyor"
Yasa teklifine göre tüm sahipli hayvanlara dijital kimliklendirme yapılacağını ve böylece sahipli hayvanların sokağa terk edilmesinin önüne geçileceğini anlatan Gürsoy, "Bu hayvanların sokağa terk edilmesi halinde; ilk ihlalde idari para cezası, ikinci ihlalde ise adli işlem uygulanacağı yönünde görüş bildirilmiş. Bu güzel bir düzenleme ancak yine yasa teklifinde, sokaktaki sahipsiz hayvan popülasyonunun kaynağı, ev hayvanlarının sokağa terk edilmesi olarak ifade edilmiş. Bu kısmına katılmak açıkçası pek mümkün değil. Sokaktaki hayvan popülasyonunun en büyük nedeni yeterli şekilde kısırlaştırma yapılamamasıdır. Kısırlaştırmanın etkin bir şekilde yapılması durumunda bu sorunun önüne geçilmiş olacak" diye konuştu.
"Hayvan nüfusuna göre değerlendirme yapılmalı"
Yasa teklifine göre, 75 binden fazla nüfusu olan ilçe belediyelerine 2023 yılının sonuna kadar bakımevleri ve kısırlaştırma merkezleri kurulmasının zorunlu hale getirildiğini aktaran Gürsoy, "Bu düzenleme çok güzel; ancak yeterli değil. Nüfusu 75 binden az olan ancak sokakta kedi köpek sayısı çok fazla olan belediyeler var. Aslında burada insan nüfusuna göre değil, hayvan nüfusuna göre değerlendirme yapılması gerekir. Nüfusu belirtilen rakamdan az olan yerlerde de bakım evleri ve kısırlaştırma merkezlerinin kurulması gerektiğinin düşünüyoruz. Bütün sorun kısırlaştırmanın etkin ve efektif şekilde yapılamaması" dedi.
"Hayvanat bahçeleriyle ilgili düzenleme öngörülmemiş"
Ayrıca yasa teklifinde hayvanat bahçeleri ile ilgili bir düzenlenme öngörülmediğini anlatan Görsoy, "Kamu kurum ve kuruluşlarına doğal yaşam alanları yapma imkanı' diye bir ibare eklenmiş. Biz doğal yaşam alanlarının insan eliyle yapılabileceğini düşünmüyoruz. Yani hayvanları doğası; doğduğu, beslendiği, bakıldığı yer. Doğal yaşam alanı yapma imkanı tanıdığınız anda bu kez şikayet üzerine toplatılan bütün hayvanlar oralara gönderilecek. Bunun altından kalkmaya ne belediyelerin ne de kamu kurum ve kuruluşlarının gücü yeter" ifadelerini kullandı.
"Avla ilgili yasak getirilmemesi bizleri üzdü"
Gürsoy, av ihaleleri ilgili sorunun da yasa teklifinde yer almadığına dikkat çekerek, "Oysaki bu konu meclis araştırma komisyonu raporunda vardı. Türkiye'nin birçok yerinde av ihalelerine karşı açılan davalar kabul edildi. Yürütmenin durdurulması yönünde kararlar verilerek, bu sorun güzel bir yere getirildi. Çok fazla usule aykırı av yapılıyor. Avla ilgili bir yasak getirilmemesi de açıkça bizi üzdü" dedi.
"Öngörülen cezaların alt sınırı caydırıcı değil"
Yasa teklifi ile birlikte Türk Ceza Kanunu'na hayvanlarla ilgili suçların alınacağını belirten Gürsoy, "Bu kısım umut verici görünse de cezaların alt sınırı hiç yeterli değil. Ceza infaz düzenlemelerine baktığımız zaman da alt sınırdan verilecek bu cezalar, hükmün açıklanmasını geri bırakarak para cezasına çevrilecek, belki sicillerine işlenmeyecek. Yani bu cezalar caydırıcı olmayacak. En azından cezaların alt sınırı hapis yatacak şekilde olmalıydı" diye konuştu.
"Hayvanlarla cinsel ilişki değil cinsel saldırı"
Gürsoy, yasa teklifinin diliyle ilgili de sıkıntılar olduğunu belirterek, "Hayvanlarla cinsel ilişki' adı altında bir düzenleme yapılmış. Cinsel ilişki rızaya bağlı bir eylemdir. Hayvana cinsel saldırı eylemi vardır. Hayvanla cinsel ilişki tabirini kaldırılarak, hayvana cinsel saldırı ifadesinin kullanılması gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. (DHA)