Gündem

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu: Yeni anayasa tartışmalarına karşı Cumhuriyet'in tarafı olmaya devam edeceğiz ve asla susmayacağız

12 Ekim 2024 16:14

T24 Haber Merkezi

Ankara Barosu’nun 68. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, "Yeni anayasa tartışmaları Cumhuriyet’in kazanımlarını zayıflatmayı ve laik, demokratik, hukuk devleti anlayışından uzaklaşmayı hedefleyen bir çerçevede sürdürülüyor. Biz Ankara Barosu olarak elbet anayasa tartışmalarında bir taraf olacağız. Biz Cumhuriyet’in tarafı olmaya devam edeceğiz ve asla susmayacağız" dedi.

Ankara Barosu’nun 68. Olağan Genel Kurulu, Atatürk Kapalı Spor ve Sergi Sarayı’nda divan seçimiyle başladı. Genel Kurul’un açılışını mevcut başkan ve Demokratik Sol Avukatlar Grubu'nun (DSA) adayı Mustafa Köroğlu yaptı.

"Ankara Barosu 100. yılına adım atarken baromuzun geleceği ve hukukun üstünlüğü adına yeni kararlar alacağımız bu dönemde meslektaşlarımızın dayanışması adaletin korunması konusunda en büyük güç kaynağımızdır. Bugün 2 yıllık görev süremizi doldurduk" diyen Köroğlu, şunları söyledi:

"Şikayet etmedik, sızlanmadık, sadece çalıştık. Ankara Barosu’nun içinde bulunduğu mali sıkıntılara rağmen en iyisini yapmaya çalıştık. Baro başkanı bana kim olduğumu unutturmadı. Dürüst ve onurlu meslek yaşamımdan ödün vermedim. Önce başkan değil önce dost ve meslektaş kaldım. Cumhuriyet’in ilkeleri ile yoğrulmuş olan bu baro, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunma konusunda en önde yer almıştır. Ankara Barosu kurulduğu günden bu yana adaletin bir simgesi, hukukun bir neferi olmuştur. Baromuzun adalet mücadelesi sadece kendi üyeleri için değil toplumun her kesimi için güvence kaynağı olmuştur. Temelinde hukukun üstünlüğü olan Cumhuriyet’in kurucu felsefesini ayakta tutmak ve korumak baromuzun ilk görevlerinden biridir. Son yıllarda adaletsizliğin sıradanlaştığı bir dönemde baromuzun oynadığı hayati rol daha da önemli olmuştur.

"Baromuzun kasasından tek bir kuruş çıkmadan bu projeyi hayata geçirdik”

Bizler meslektaşlarımız ve gelecek nesiller için daha adil ve daha şeffaf bir hukuk sistemini inşa etmekle yükümlüyüz. Görev süremiz boyunca birçok projeyi hayata geçirdik ancak bu süreç elbette güllük gülistanlık bir süreç değildi. Biz her zaman adaletin ve meslektaşlarımızın yanında olduk. Baromuzun finansal durumunu düzeltmek için elimizden geleni yaptık. Kulağıma gelen birkaç dedikoduyu ve karşısında gerçekleri Genel Kurulu zora sokmadan anlatacağım. Bugün karşınıza alnımın akıyla çıkıyorum. TBB ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle genç meslektaşlarımıza Ankara Barosu Ulus Avukat Yerleşkesi’ni hayata geçirdik. Yeterli mi, şimdilik belki ama gelecek için daha büyüklerini yapmak gerekiyordur, yapılacaktır. Baromuzun kasasından tek bir kuruş çıkmadan bu projeyi hayata geçirdik. Bir başka güzel haber de Ankara’da tek adliye için çok çalıştık ve başardık, temelleri atıldı. Temel atma törenine katıldık evet, ama sizler bu sürecin detaylarını bilmiyorsunuz. Sıhhiye Adliyesi 19 yılda inşa edildi. Bunu şunun için söylüyorum; elbette Ankara Barosu temel atmadı ama büyük bir baskı oluşturdu. Yeni Bakan seçildiğinde 3. gün randevu aldık ve ‘Ne zaman yeni adliye binasının temeli açılacak’ diye sorduk. 6 ay süre verin demesi üzerine her hafta sonu bakanı arayıp süreci sorduk. Bunu Ankara Barosu’nun baskı gücü ile bu noktaya getirdik.

"Bizim bugüne kadar sustuğumuz konuya gelelim; Gölbaşı Tesisi’nin sürekli zarar etmesi ve işletilememesi"

Bizim bugüne kadar sustuğumuz konuya gelelim; Gölbaşı Tesisi’nin sürekli zarar etmesi ve işletilememesi. Gerçekten de araştırdık ve her dönemde zarar etmiş. Kayıtlar ortada, tesisler kapanmadan önce 2023 yılının Ekim ayında kapanmadan önce sadece tesisin aylık gideri 1 milyon 194 bin 791 TL. Geliri ise 902 bin 436 TL. Gölbaşı Tesisi hala Baromuzun iktisadi işletmesi tarafından işletiyor olsaydı aylık gideri 1 milyon 889 bin 864 TL olacaktı. Yani bu para her ay bizim cebimizden çıkacaktı. Diğer yandan tesis büyük oranda yıpranmış ve çürümek üzereydi. Tesisteki malzemeler eksik ve olanlar da çalışmaz haldeydi. Üstelik iktisadi işletme Arby’s a kirayı bile ödemez haldeydi. Bu tabloda ne yapacaksınız? İhaleye çıktık ve imzalanan kira sözleşmesi sonrasında kiracı tarafından tesise yaklaşık 14 milyon TL civarında tadilat masrafı yapıldı. Kiralama sonucunda baromuz iktisadi işletmesi, tüm işletme masrafları ve kiralama sürecinde tesisin yenilenme ve yatırım masraflarından da kurtulduğu gibi Arby’s da düzenli bir kira gelirine kavuştu. Bu sayede modern ve sürdürülebilir bir tesis oluşturduk. Siz aldırış etmeyin 90 bin TL düşük kiraya verdiler iddiasına. Sadece dedikodu ve hazımsızlık. ABEM binasından da söz etmek gerek. Göreve başladığımızda sık sık kanalizasyon suları basıyordu. ABEM’in yan tarafındaki sıvaları kopup araçların üstüne düşüyordu. Mutfak bacasında 3 defa yangın çıktı. Asma katta bulunan kafeden yemekhaneye su sızıyordu. Bu nedenlerden dolayı tadilat yapmamız gerekliydi. Binanın çatı katında yapılan tadilat sonrasında aşırı yük kaldırıldı, çelik ile desteklendi. Çatı restoran yenilendi ve binanın değeri artırıldı. Denilebilir ki Gölbaşı’ndaki zararı karşılayıp devam etseydiniz. Biz de bunu yapabilirdik ama biz sürdürülebilir bir işletme kurgulamamız gerekti. Baro’nun da böyle bir parası yoktu. Bu yöntemle sadece iktisadi işletme değil Baro da zarar etmiştir.

"Birilerinin bedel ödemesi gerekiyordu ve meslektaşlarının dahi tepkisini almaya göze aldık"

Düşünceme göre temel sorunlarımız bunlar değil. Her geçen gün sayımız artmasına rağmen iş olanaklarımızın azalması, azalan gelirlerimiz, iktidarın baroları güçsüz kılmak ve çalışamaz hale getirip meslektaşlarımızın barolara olan güvenini sarsmak olduğu çok açık. Dedikodulara kulak tıkayarak meslek örgütümüzün geleceğinin temellerini attık. Bizden sonraki yönetimler baro gelirlerini yarattığı büyük güçlükle daha az uğraşacaklardır. Birilerinin bedel ödemesi gerekiyordu ve meslektaşlarının dahi tepkisini almaya göze aldık.

"İstanbul Sözleşmesi geri gelene kadar savunmaya devam edeceğiz"

Toplumsal sorunlarımız da var. Bunların varlığı bizi derinden etkiliyor. Her gün bu sorunlar artıyor ve insanlar yurt dışına kaçıyor. Eylül ayında 36 kadın öldürüldü. Çocuklarımız öldürülüyor, cinsel saldırı sıradanlaştı. İktidar bunlarla mücadele edeceğine İstanbul Sözleşmesi’ne uymama kararı alıyor. İstanbul Sözleşmesi geri gelene kadar savunmaya devam edeceğiz. Yolsuzluk ve yoksulluk kurumsallaşmaya başladı. Hukuk sistemi gerektiği gibi çalışmıyor ve bu nedenle her geçen gün güven azalıyor. İktidar yolsuzlukla mücadele etmiyor. Bakmak zorunda olmasına rağmen kedi ve köpeklerin öldürülmesinin önünü açan yasal düzenlemeler yapıyorlar. AYM kararlarına uymuyorlar. Aksini söyleyenlere yaptırım uyguluyor ve özgürlüklerini kısıtlıyor. Türkiye’de anayasa yapma ve sık sık anayasa değişikliğine gitme alışkanlığımız hukuk sistemimize köklü zararlar vermekte. Anayasalar bir ülkenin emel hukuk düzeninin ve devlet yapısının teminatıdır. Ancak Türkiye’de Anayasa değişikliklerinin ve yeni anayasa yapma girişimlerinin sıklığı adeta bir sorun çözme aracı gibi kullanılmakta. Bu sorunu kökten çözmek yerine mevcut hukuki ve siyasi sorunları örtmek olarak karşımızda. AYM kararlarına uyulmaması hukukun üstünlüğüne duyulan güveni zedelemekte. Anayasa değişikliklerinden önce Anayasa’nın etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak öncelikli hedefimiz olmalıdır. Yeni anayasa tartışmaları Cumhuriyet’in kazanımlarını zayıflatmayı ve laik, demokratik, hukuk devleti anlayışından uzaklaşmayı hedefleyen bir çerçevede sürdürülüyor. Biz Ankara Barosu olarak elbet anayasa tartışmalarında bir taraf olacağız. Biz Cumhuriyet’in tarafı olmaya devam edeceğiz ve asla susmayacağız"

Adaylar hakkında

23 bin 684 üyesi olan Ankara Barosu’nda seçimlerde 8 aday yarışacak. Mevcut başkan Mustafa Köroğlu, yeniden Demokratik Sol Avukatlar (DSA) tarafından aday gösterildi. Avukat Bülent Yücetürk 100. Yıl Demokratik Sol Avukatlar (100. Yıl DSA) Grubu’nun, Hakan Erdem Türk Milliyetçisi Avukatlar Grubu’nun, Mehmet Zeki Kaplan Ankara Barosu Değişim Grubu’nun, Ebru Dönmez Avukat Hakları Grubu Ankara’nın, Coşkun Özgür Piroğlu Mücadeleci Avukatlar Grubu’nun, Doğukan Tonguç Cankurt ise Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu’nun adayı olarak listede yerini aldı. Avukat İbrahim Akın ise bağımsız aday olarak seçime katılan tek isim olacak. 7 grup ve 1 bağımsız başkan adayının katılacağı başkanlık yarışında üyelerden en çok oyu almayı başaran aday yeni baro başkanı olarak göreve başlayacak.

Genel Kurul’da başkan ve yönetim kurulu seçimi yarın yapılacağı öğrenildi.

(ANKA)


"Yunanistan’da Müslüman, Türkiye’de gavur tohumu"; Kayıp bir kuşağın hikâyesi 'Mübadele'