Politika

Anayasa Uzlaşma Komisyonu 'vatandaşlık' da uzlaşamadı

Komisyon, 'Seçme ve Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakkı'nı düzenleyen madde de CHP çekincesini kaldırınca önemli bir değişikliğe adım atıldı

15 Mayıs 2013 22:53

Hülya Karabağlı/ Ankara

Anayasa Yazım Komisyonu,  dört siyasi parti önerisinden geri adım atmayınca  ‘vatandaşlık’ maddesi müzakere edilmedi. Kıpkırmızı metin ortada kaldı. Maddenin, Komisyonun 30 Haziran tarihindeki toplantısının ardından liderlere götürülmesi bekleniyor.  AKP, CHP, MHP ve BDP’nin  “Vatandaşlık’ tanımı birbiriyle örtüşmüyor.  AKP, "Devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır”. CHP,  “Türk vatandaşlığı” ve “Vatandaşlık”,  MHP, “Türk vatandaşlığı”  diyor. 

 

Öcalan’a ve diğer mahkumlara seçme hakkı

 

Komisyon, “Seçme ve Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakkı”nı düzenleyen madde de CHP çekincesini kaldırınca önemli bir değişikliğe adım atıldı.  Yani,  tutuklu ve hükümlülerin oy kullanıp kullanmayacaklarına ilişkin uzun zamandır süren tartışma noktalandı.  CHP’nin çekincesini kaldırdıktan sonra, söz konusu maddenin 4. Fıkrası, “ Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler oy kullanamazlar” diye düzenlendi.  MHP bu maddeye daha önceki müzakerede olduğu gibi  karşı çıktı. MHP, “Taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç olmak üzere mahkemece kısıtlılığına karar verilmiş hükümlüler oy kullanamazlar” önerisini sundu.

CHP,“Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler oy kullanamazlar”  düzenlemesine daha önceki müzakerede şu çekinceyi koymuştu: Ceza İnfaz Kurumlarında  bulunan hükümlüler ancak  kanunda belirtilen hallerde  oy kullanamaz.  Ceza ve infaz kurumları ve tutukevlerinde oy kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde  seçim emniyeti açısından  alınması gerekli tedbirler  Yüksek seçim kurulu  tarafından tespit edilir ve görevli hakimin  yerinde  yönetim ve denetimi altında yapılır”. 

 

Eşit işe eşit ücret

 

“Çalışma, İş Güvenliği ve Adil Ücret Hakkı” maddesinin önemli bölümünde  anlaşma  sağlandı:  Çalışan kadın ve erkek için  eşit işe eşit ücret ilkesi esastır”  dendi. Toplumsal  cinsiyet temelli  eşitsizliklerini  kaldırılmasına  ilişkin  ibare de  maddeye konuldu.  Söz konusu  madde şöyle: düzenlendi:

Herkes, çalışma, iş güvenliği, insan onur ve haysiyetine uygun bir hayat sürmesini sağlayacak ölçüde adil ücret hakkına sahiptir.

Hiç kimse, yaşına ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.

Devlet, çalışanların işlerine uygun adil bir ücret elde etmeleri, sosyal yardımlardan yararlanmaları, hayat seviyelerinin yükseltilmesi, istihdamın artırılması, çalışanların ve işsizlerin korunması, çalışmanın desteklenmesi, işsizliğin önlenmesine elverişli ekonomik bir ortam yaratılması, çalışma yaşamına ilişkin toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin kaldırılması, iş güvenliğini ve çalışma barışının sağlanması için gerekli tedbirleri alır. Çalışan kadın ve erkekler için eşit işe eşit ücret ilkesi esastır.

 Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları göz önünde bulundurulur, asgari ücretten vergi alınmaz.

Çalışanlar dinlenme, yıllık izin, hafta ve bayram tatili hakları ile iş koşullarının ve çalışma ortamlarının düzenlenmesi ve iyileştirilmesi sürecine katılma hakkına sahiptir.

Hamileler, yeni doğum yapmış kadınlar ile küçükler, bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar. Bu tür koruyucu kanunlar, kadınlar ve engellilerin ekonomik ve toplumsal hayata katılımını zorlaştırıcı ya da geciktirici hükümler içeremezler.

İşveren iş kazası ve meslek hastalıklarından doğan tazminatlar için primi kendisi tarafından ödenen sorumluluk sigortasını yaptırmak zorundadır. Bu sigortanın usul ve esasları kanunla düzenlenir.

Devlet, işverenlerin çocuk bakım hizmetleri sağlamasını teşvik eder.

Gerekçe Notu: “Küçüklerin, yaşlarına uygun olmayan, güvenliklerine, sağlıklarına veya fiziksel, ruhsal, ahlaki veya sosyal gelişimlerine zarar verecek veya eğitimlerini engelleyecek her türlü işte çalıştırılmaları yasaktır.” ifadesine gerekçede yer verilmesi uygun görülmüştür.

 “Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” maddesi  de şöyle:

Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir. Yurt dışında ikamet eden vatandaşların oy hakkınıkullanabilmelerini sağlayacak esaslar kanunla düzenlenir.

Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargıorganının yönetim ve denetimi altında yapılır.

On sekiz yaşını dolduran her(MHP Önerisi: Türk vatandaşı) vatandaş seçme ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.

Not: Yabancıların yerel seçimlerde oy kullanması hususu yabancılarla ilgili maddede görüşülecektir.

Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler oy kullanamazlar. (MHP Önerisi: Taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç olmak üzere mahkemece kısıtlılığına karar verilmiş hükümlüler oy kullanamazlar.)

Seçim kanunları, yönetimde istikrar ilkesini gözetecek; ancak hiçbir durumda temsilde adalet ilkesini zedelemeyecek biçimde düzenlenir.

(BDP Notu: Seçim kanunlarında cinsiyetler arası eşit temsil ve ulusal ve yerel düzeyde seçim barajının kaldırılması ilgili maddelerde düzenlenmediği durumda BDP kendi önerisine geri dönecektir. “Seçim kanunları, temsilde adalet ilkesini gözetir, ulusal ve yerel düzeyde seçim barajı konulamaz; cinsiyetler arası adil temsil ve katılımı sağlayacak özel tedbirler öngörür”)

Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.

Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzluklar, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.