İtalya'daki 4 Aralık anayasa reformu halkoylaması öncesinde Başbakan Matteo Renzi'nin reform önerilerine karşı yoğun bir kampanya yürütülüyor. İtalyan faşistleri, muhafazakâr Katolikler, yerleşik düzen karşıtı Beş Yıldız hareketi, sağ popülist Kuzey Birliği (Lega Nord), Silvio Berlusconi'nin partisi Forza Italia ve hatta Renzi'nin Demokrat Partisinin üyeleri de reforma karşı çıkıyorlar.
Renzi hükümeti reformun İtalya'yı yönetilebilir hale getireceği gerekçesiyle anayasanın 139 maddesinden 46'sını değiştirmek istiyor. Yeni anayasa kabul edilirse Senato'nun yetkisi azalacak, Senatör sayısı 315'ten 100'e inecek ve senatörler seçilmeyip idari bölgeler tarafından tayin edilecek. Ayrıca genel seçimde birinci olan parti parlamentoya daha fazla milletvekili sokarak gücünü arttıracak.
Ülke ikiye bölündü
Anayasa reformu İtalya'yı cephelere ayırdı. Siyasi yelpazenin merkezindeki liberal politikacılar reformu destekliyor. 70 yılda 63 hükümet eskiten İtalya'nın istikrarlı hükümete kavuşturulmasını amaçlayan düzenlemeden yana çıkanlar arasında iş dünyası ile sanat ve kültür hayatının önde gelen isimleri de bulunuyor.
Ret cephesindekiler ise son on yılda hayat standardı düşen, hayal kırıklığı içindeki İtalyanlar. Renzi hükümetinin istihdam piyasası reformlarına rağmen gençler arasındaki işsizlerin oranı yüzde 40'ı buluyor. Büyük bir kesim anayasa değişikliğinin kuvvetler ayrılığını sona erdirip İtalyan demokrasisinin altını oymasından ve ülkeyi otoriter yönetime sürüklemesinden endişe ediyor.
Avrupa ve ABD'de olduğu gibi referandum İtalyan popülistlerine de gün doğdurdu. Kuzey Birliği'nden Matteo Salvini ve Beş Yıldız hareketinden Beppe Grillo halkın öfkesine tercüman olmak adına genç Başbakan Renzi'ye nefret dolu sözlerle saldırıyor. Anayasa reformunu destekleyenleri 'seri katil' ilan eden Grillo, "Renzi korkudan altına yapıyor. Yaralı yaban domuzu gibi her gördüğüne saldırıyor", diyor.
Anayasa değişikliği ile yasama sürecinin şeffaflaştırılması amaçlanıyor. Kulağa hoş gelen bu yeniliğin iyi hazırlanmadığını söyleyenler halkın güvensizliğe sürüklendiğini iddia ediyorlar.
Genel tedirginlik
Üç çocuk annesi Brunella Buscicchio gibi birçok İtalyan da nasıl oy vereceğini bilemiyor. Buscicchio bir yandan yıllardır yerinde sayan İtalya'da değişim olmasını istiyor, diğer yandan ise güvensizlik ve karışıklıktan çekiniyor. Serbest çalışan Buscicchio "İtalya'nın hiç değişmediği hissine kapıldım. Ülkenin değişikliğe ihtiyacı var ama aynı zamanda yeni anayasa taslağıyla neyin önerildiğini kavramak da çok zor. Çok ayrıntıları var. Normal vatandaş neyi kabul ettiğini nasıl bilecek?", diyor.
Reform karşıtları Senato'nun seçimle belirlenmeyecek olmasını ve en güçlü partinin daha da güçlendirilmesini istemiyor.
Napoli Üniversitesi öğretim üyelerinden Profesör Massimo Velloni anayasa reformunu şöyle değerlendiriyor: "Ülkemizdeki demokratik katılıma ciddi sınırlamalar getiren bir değişim söz konusu. Vatandaşın değişim istemesini anlayışla karşılıyorum. Ancak şimdiye kadar sağlam işleyen anayasanın sağıyla soluyla oynamak İtalya'ya yarar sağlamaz."
Profesör Velloni sözlerini şöyle sürdürüyor: "Anayasa değişirse insanın değeri daha da azalır. Renzi, halkın hükümeti beş yıllığına seçmesini, beş yıl sonra da ya yeniden seçmesini, ya da iktidardan indirmesini amaçlıyor. Seçim tarihleri arasında da çenesini tutmasını istiyor ki, böyle şey olmaz.”
Başbakan Matteo Renzi anayasa reformu ret edildiği takdirde görevden ayrılacağını duyurmuştu. Kamuoyu araştırmaları oylamayı kaybetme ihtimalinin yüksek olduğunu gösterince önce sözünü geri aldı, daha sonra ise tekrarladı.
İkinci Berlusconi
Anayasa referandumu zamanla Renzi hakkındaki güven oylamasına dönüştü. Bu görüşe katılan seçmenlerin sayısı oldukça fazla.
Değişimsizlikten hayal kırıklığına uğradığı için Kanarya Adaları'na yerleşeceğini söyleyen eski opera sanatçısı Alberto Lupo Jannelli "Matteo Renzi aslında solcu olması gerekirken solun değerlerini temsil etmeyen bir partinin genel başkanlığını yapıyor. Bu durum, 25 yıllık Berlusconi döneminin yol açtığı mutasyonun bir sonucudur. Renzi ikinci Berlusconi olup çıktı. Gerekçelerimiz farklı da olsa bir solcu olarak oyumu tam bir sağcı gibi kullanacağım" diyor.
Birçok İtalyan referandumdan Renzi hükümetine tepkisini göstermek için yararlanacak. Diğer bir kesim ise amatörler topluluğu ve Demokrat Parti için en büyük tehlike olarak gördüğü Beş Yıldız hareketini önlemek için sandığa gidecek.
Roma Belediye Başkanı Virginia Raggi'nin başkentte yol açtığı kaosu örnek gösteren Roma Üniversitesi Yakın Avrupa Tarihi profesörü Vera Capparucci'nin anayasa referandumuyla ilgili değerlendirmesi ise şöyle: "Beş Yıldız hareketine karşı bumerang etkisiyle de karşılaşabiliriz. Ret oyu kullanmak isteyen birçok İtalyan Beş Yıldız'ın Roma'daki gibi yönetecek kabiliyette olmadığını görüyor. Reforma karşı olanların bile Beş Yıldız hareketine karşı olduklarından referandumda kabul oyu kullanmaları beklenebilir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Megan Williams