Gündem

Anayasa Mahkemesi’nden Şahin Alpay dosyasında emsal karar: Tutuklama yerine konutu terk etmeme yaptırımı uygulanması da hak ihlali

07 Ocak 2021 13:23

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, eski Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin "hak ihlali" kararından sonra tahliye edilmesi ancak tutuklama yerine adli kontrol uygulanarak "konutu terk etmeme" yaptırımı uygulanmasına karar verilmesinin de hak ihlali oluşturduğuna hükmetti. Yüksek Mahkeme, konutu terk etmeme yaptırımının da kişinin özgürlüğünden mahrum bırakılması anlamını taşıdığını belirterek, kuvvetli suç şüphesi olmadan bu yaptırımın da uygulanamayacağını vurguladı ve Alpay’a 20 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi. Anayasa Mahkemesi’nin, kısa süre önce Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın başvurusunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin "bağlayıcı" hak ihlali kararına rağmen reddetmesine rağmen, hak ihlali kararlarının bağlayıcılığını vurgulaması da dikkati çekti.

Alpay, 30 Temmuz 2016’da tutuklandı. 11 Ocak 2018’de Anayasa Mahkemesi, Alpay için hak ihlali kararı verdi ve tahliyesinin gerektiğini hüküm altına aldı. 15 Ocak 2018’de yerel mahkeme, Alpay’ın tahliye talebini reddetti. Alpay, bunun üzerine yeniden Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi, yeniden ihlal kararı verdi. Bunun üzerine Alpay’ın 16 Mart 2018’de tahliyesi kararlaştırıldı. Ancak konutu terk etmeme adli kontrol tedbirinin uygulanmasına karar verildi. 11 Mayıs 2018’de bu karar da kaldırıldı. Ancak Alpay, konutu terk etmeme yaptırımının uygulandığı dönemle ilgili olarak da Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Alpay, ikinci ihlal kararı sonrasında, hakkında adli kontrol kararı verilmesinin, kararın icra edilmediği anlamına geldiğini, bu durumun mahkemeye erişim hakkının içini boşalttığını belirtti. Evinden çıkamaması nedeniyle temiz hava almak, spor yapmak imkanlarının kısıtlandığını vurguladı.

Adalet Bakanlığı ise buna karşılık, henüz hakkındaki yargı kararı kesinleşmemiş olan Alpay için daha hafif yaptırım içeren ev hapsi kararı verilmesinin ilk derece mahkemesinin takdir yetkisinde olduğunu bildirdi.

"Karara uyulmadığında, ihlal devam eder"

Kararda, Anayasa Mahkemesi tarafından, bir temel hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine karar verilmesinden sonra kararın gereğinin yerine getirilmesinin, zorunlu bir sonuç olduğu vurgulandı. Nihai ve bağlayıcı karar verilemeyen bir başvurunun etkili olduğunun söylenemeyeceğinin altı çizilerek, Anayasa Mahkemesi’nin bütün kararlarının bütün gerçek ve tüzel kişiler için bağlayıcı olduğu anımsatıldı. Kararın uygulanmamasının ihlalin devam ettiği anlamına geldiğinin anlatıldığı kararda, bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin konuyu yeniden inceleyebileceği kaydedildi.

"İhlalden önceki duruma dönülmesi zorunlu"

Anayasa Mahkemesi’nin ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağı konusunda ilgili mercilere takdir yetkisi bıraktığının belirtildiği kararda, bazı durumlarda ise temel ilkeleri belirleyebileceği vurgulandı. İhlalin ortadan kalkması için tek bir seçeneğin bulunduğu durumlarda ise Anayasa Mahkemesi’nin bu seçeneği açıkça gösterebileceği ifade edildi. Kararda, "İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için temel kural, mümkün olduğunca eski hale getirmenin yani ihlalden önceki hale dönülmesinin sağlanmasıdır" denildi.

"Tutukluluk sonlandı ama ev hapsi verildi"

Kararda, Alpay ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez ihlal kararı verdiği, bu karardan sonra tutukluluğunun sonlandırıldığı ancak konutu terk etmeme şartıyla tahliye edildiği anımsatıldı. Anayasa Mahkemesi’nin, "konutu terk etmeme" yaptırımı ile ilgili geçmiş yorumlarının anımsatıldığı kararda, evden çıkılamaması ve elektronik kelepçeyle infaz yöntemlerini de barındıran yaptırımın, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına müdahale ile ilgili olduğu belirtildi.

"Tutuklamadan farkı yok"

Bu nedenle, konut terk etmeme yaptırımı uygulanabilmesi için de tıpkı tutukluluk gibi, "kanun tarafından öngörülme, kuvvetli suç belirtisinin bulunması, ölçülülük" gibi temel kriterlerin bulunması gerektiği, bu yaptırımın uygulanabilmesi için o kişi hakkında kuvvetli suç belirtisi bulunmasının zorunlu olduğu ifade edildi.

Anayasa Mahkemesi’nin, Alpay hakkındaki hak ihlali kararında, ihlalin nasıl kaldırılacağı konusunda açık belirlemelerde bulunduğunun anlatıldığı kararda, "Kuvvetli suç belirtisinin olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği durumlarda, mahkemelerin tutukluluğu sona erdirmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde ihlal ve sonuçları ortadan kaldırılmamış olur. Derece mahkemelerinin bu konudaki takdir aralığı ilk tutuklamaya göre oldukça sınırlıdır. Böyle bir durumda kuvvetli belirtilerin ortaya konulup konulmadığı yönündeki nihai değerlendirme Anayasa Mahkemesi’ne aittir. Somut olayda konutu terk etmeme kararı verilerek, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına müdahaleye devam edilmiştir. Yeni delillerin bulunduğu gibi bir gerekçe bulunmamaktadır.  İhlal, derece mahkemelerince ortadan kaldırılmamıştır. Suç işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunmamasına rağmen özgürlükten yoksun bırakılmasının sonlandırılmamış olması, anayasadaki güvencelere aykırıdır. Bu nedenle Alpay’ın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir" denildi.

20 bin TL tazminat

Kararda, Alpay hakkındaki konutu terk etmeme yaptırımının daha sonra kaldırıldığı da anımsatıldı. Ancak bu şekilde geçirdiği yaklaşık 2 aylık süre nedeniyle, 100 bin TL tazminat talep eden Alpay’a, 20 bin TL tazminat ödenmesine karar verildi.