Anayasa Mahkemesi, tutuklu ve hükümlülerin kapalı görüşlerinin, idare tarafından dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin örnek bir karara imza attı. Farklı ceza infaz kurumlarındaki çok sayıda tutuklu ve hükümlünün bireysel başvurularını birleştiren Anayasa Mahkemesi toplu bir karar aldı. Dinlenen mahpuslara tazminat ödenecek.
Oybirliğiyle alınan karar kamuoyuna açıklandı. Yüksek Mahkeme’nin karar metninde başvurucuların iddiaları ve yargı süreci detaylı olarak anlatıldı. Sözcü'de yer alan habere göre, Anayasa Mahkemesi’nin karar metninde iddialar şöyle özetlendi:
Başvurucular; kapalı ziyaretlerdeki görüşmelerin kapalı bölmelerde fiziksel temas olmadan ziyaretçiyle telefonla konuşularak yapıldığını, bu görüşmenin dinleneceğine ve kaydedileceğine dair mevzuatta bir hüküm olmadığını belirtmiştir.
Ceza İnfaz Kurumu yönetimine başvurarak uygulamanın yasal dayanağını sorduklarını, verilen cevaplarda belirtilen mevzuat hükümlerinde kapalı görüşlerin dinlenip kayıt altına alınabileceğine ilişkin hüküm olmadığını ifade etmiştir.
Başvurucular, bu uygulama gereğince aileleri ile yaptıkları görüşmelerin dinlenip kaydedilmesinin hukuka ve mevzuata açıkça aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Bir kısım başvurucu; infaz hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin haksız karar verdiğini, savcı mütalaasının kendilerine tebliğ edilmediğini, mahkemelerin gerekçesiz karar verdiğini iddia etmiştir. Başvurucular bu nedenlerle haberleşme hürriyetinin, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
“Haberleşmenin gizliliği esastır”
Yüksek Mahkeme, yaptığı incelemede öncelikle Anayasa’daki ilgili maddelere vurgu yaptı:
“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”
“Aile, Türk toplumunun temelidir”
“Devlet, ailenin huzur ve refahı … için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.”
Her çocuk, … yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir…”
“Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.”
“Samimiyet ve mahremiyet içerebilir”
Yüksek Mahkeme inceleme sonunda şu değerlendirme ve tespitleri yaptı:
“Başvurucuların iddialarının özünün kapalı görüş sırasında aile bireyleriyle yaptıkları görüşmelerin teknik araçla dinlenmesine ve kaydedilmesine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Ziyaret hakkının mahpusun yakınları ile haberleşmesini de içeren, ziyaretçiler vasıtasıyla dış dünya ile ilişki kurarak sosyal hayatı sürdürmesini ve aile birliğinin devamını sağlamaya yönelik bir hak olduğu, bu özelliği ile de özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyeti kapsamında kaldığı açıktır.
Mahpusların yakınlarının ziyaretleri aracılığıyla kendisi ve yakınlarını ilgilendiren haberleri doğrudan öğrenme ve ortak konular üzerinde konuşma fırsatı elde ettikleri de gözetildiğinde ziyarette yapılan konuşmaların belli bir samimiyet ve mahremiyet içerebileceği, mahpusların da anılan görüşmelerde mahremiyet sağlanacağına ilişkin makul beklenti ile hareket edebilecekleri açıktır.
Bu nedenle ziyaret anında yapılan görüşmelerin teknik araçla dinlenerek kaydedilmesi ve bu kayıtlardaki ifadelerin idare tarafından daha sonra mahpus aleyhine kullanılabilmesi ihtimalinin olması hâlinde mahpus ile yakınları arasındaki görüşmenin ziyaret hakkının amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik nitelikte bir iletişimi içermeme riski barındırdığı vurgulanmalıdır.”
“Kanunla belirlenmeli, son çare olmalı”
Anayasa Mahkemesi, görüşlerin dinlenemeyeceği ve kaydedilemeyeceği kural olarak söylenemeyeceğini kaydederek şu uyarıyı yaptı:
“Ancak ziyaret anında yapılan görüşmelerin teknik araçla dinlenip kaydedilmesinin özellikle haberleşmenin gizliliği, özel hayata ve aile hayatına saygı haklarına yönelik ağır bir müdahale içerdiği de gözetilerek sistematik dinleme ve kaydetmenin sınırlarının idarenin takdir yetkisinin kapsamını da içerecek bir kanun ile belirlenmesi gerekir.
Ayrıca görüşmeleri kayıt altına almanın oldukça ağır bir müdahale olduğu gözetildiğinde bu uygulama ancak son çare olarak başvurulabilecek bir tedbir olarak düzenlenmelidir."
Hüküm: Tazminat ödenmesine
Yüksek Mahkeme değerlendirme sonunda şu hükmü kurdu:
"Açıklanan gerekçelerle;
Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
Kararın bir örneğinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,
Başvuruculara manevi tazminatın AYRI AYRI ÖDENMESİNE,
OYBİRLİĞİYLE karar verildi."