Politika

Anayasa Komisyonu'nda 100 milletvekili sırada; CHP'li Tanal 3 saatlik konuşmayla rekor kırdı

Tanal'ın konuşması sırasında "simit molası" verenler oldu

23 Aralık 2016 22:47

Anayasa Komisyonu değişiklik görüşmelerinin dördüncü gününe yaklaşık 40 saatlik çalışma dilimi ile girdi. AKP kanadı ilk üç günde az sayıda milletvekili ile daha görüşmelere katılırken Başbakan Binali Yıldırım’ın yedek milletvekilliği gibi bir iki pürüzlü noktanın değiştirilebileceği mesajının ardından konuşma sırasına isimlerini yazdırmaya başladıkları dikkat çekti. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, üçüncü gün görüşmelerinde 2 saat 50 dakika konuşarak rekor kırdı.

“Simit molası verdi”

Tanal’ın konuşma rekoru komisyonun bugünkü toplantısında espri konusu oldu. Komisyon Başkanı Mustafa Şentop, 2 saat 15 dakika konuşan AKP Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun Tanal’dan daha çok konuştuğunu söyledi. Şentop, Tanal’ın konuşmasında simit molası verildiğini hatırlatınca espriler devam etti.

AKP’li Muhammet Emin Akbaşoğlu, 2 saat 15 dakika, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, 2 saat 5 dakika, HDP Mardin Milletvekili Erol Dora bir saatlik bir konuşma yaptı.

MHP ile uzlaşırsa düşürülecek

AKP Anayasa değişiklik paketini MHP ile uzlaşırsa yedek milletvekilliği gibi partisinden yapılan itirazları da giderecek biçimde 30 Aralık’a kadar geçirmeyi planlıyor. Ancak, 3 Ocak gibi daha önce dillendirilen Genel Kurul takvimi için 12 Ocak veya sonrasının da konuşulması dikkat çekiyor.

CHP, cumhuriyet tarihi bilgisiyle sıkıştırıyor

 Komisyonda, AKP’nin Cumhuriyet tarihi, Anayasalar ve Atatürk’le ilgili her konuşması CHP’li vekiller tarafından o döneme ait tutanaklar ve tarihi bilgilerle testten geçiriliyor. İşte o tartışmadan tutanaklara yansıyan bölümler şöyle

BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Sayın Başkanım, pardon, söz sırasını bozmak gibi bir niyetim yok ama bir soru sordunuz hem siz hem Sayın Bakan, Grup Başkan Vekilimize “Kim Genel Başkan seçilmiş?” diye. Bir cümleyle cevap vereyim size.

BAŞKAN – Tabii, Şemsettin Günaltay’ın tutanak şeyi var.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Hayır, hayır, tutanak önümde, burada.

Bakın, 1947’de, tutanağın üçüncü oturumu. Milletin kafasını hiç karıştırmaya gerek yok. Tüzük değişikliğinde neyi getiriyor? Yılların tek parti sürecinden sonra 1946’da Türkiye çok partili rejime geçmiş, çok partili rejim deneyiminin daha ne olduğunun bilinmediği bir sürede böyle bir adım atıyor demokratikleşmeye doğru ve kurucu parti Cumhuriyet Halk Partisi, tüzüğün 73’üncü maddesi. Dikkatle dinlersek ne yazdığını anlarız. Genel Başkan kim olacak, olmayacak değil; diyor ki: “Parti genel başkanı, cumhurbaşkanı seçilmiş olduğu takdirde, bu vazife üzerinde bulunduğu müddetçe, cumhurbaşkanı ve genel başkanlık vazifesi üzerinde olduğu müddetçe genel başkanlığın bütün yetkileri ve sorumlulukları genel başkan vekiline ait olur.” Yani, bu, bu kadar açık. Bunu anlamakta niye zorlanıyorsunuz. Diyor ki: “Bir genel başkan olacak…”

BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Hayır, hayır, kurultay… O döneme Meclis zabıtlarından girin, oradan bulursunuz. Bunu oradan bulduk. “Cumhuriyet Halk Partisi 7’nci Büyük Kurultayı, Başkan Vekili Sivas Milletvekili Şemsettin Günaltay’ın Başkanlığında toplandı.” Genel başkan ve genel başkan vekili seçimlerine dair iki seçim birlikte yapılıyor bu tüzük değişikliği nedeniyle. “Genel başkan ve genel başkan vekili seçimlerine dair ayırma komisyonlarından sunulan raporlar okundu.” Bir ayrıntıyı göstereceğim dikkatinizi çekmek için. “Parti Genel Başkanlığına, gizli oyla seçime katılan 645 oydan 595 oyla Ankara Milletvekili İsmet İnönü’nün seçildiği bildirildi ve sürekli alkışlarla karşılandı.” Bakın, genel başkanlık seçiminde 645’ten 595, ezici bir çoğunlukla Genel Başkan seçiliyor.

Devam edelim. Genel Başkan Vekili de aynı anda seçiliyor, diyor ki: “Parti Genel Başkan Vekilliğine, gizli oyla seçime katılan 646 oydan 328 oyla - dikkat edin, 646 oydan 328 oyla- Seyhan Milletvekili Hilmi Uran’ın seçildiği bildirildi.”

Niye söylüyorum bunu? Partinin genel başkan vekili bütün yetkileri kullanacağı için genel başkanlık seçiminde 600 küsur oyun böyle 590’ını almak diye bir şey yok. Yetki kullanana parti daha titiz davranıyor ve genel başkan vekilinde daha farklı bir uygulama var. O yüzden, milletin kafasını karıştırmaya hiç gerek yok. 1946 yılında Cumhuriyet Halk Partisi bir doğrultu gösteriyor, diyor ki: “Cumhurbaşkanı ile partinin genel başkan yetkisini kullanmak, bir elde birleşmemeli.” Geçiş döneminde de Parti Genel Başkanı, sadece -biraz önce İsmet Paşa’nın sözünü Grup Başkan Vekilim okudu, tekrar etmeyeceğim - partiye o yetkileri kullanacak bir Genel Başkan Vekili tayin ediyor, o da seçimle geliyor. Genel Başkan, böyle, cumhurbaşkanı yardımcısı tayin eder gibi tayin etmiyor. O da partinin kurultayından seçiliyor ve yetkiyi o kullanıyor. Bu kadar basit arkadaşlar. Onun için, tek parti döneminde dahi olmayan bir şeye dönmeye çalışıyorsunuz, sıkıntı buradadır.