Politika

Amerika'nın Sesi: Türk hükümetinin seçim harcaması çılgınlığı piyasaların güvenini sarstı

"Vatandaşın yüzde 80'i ekonomiden memnun değil"

03 Mayıs 2018 12:55

Dorian Jones / Voice of America

Türkiye’de erken seçimlere iki ay kala hükümet, Türk lirasını en düşük seviyelere indiren ve ekonominin sağlığı konusundaki endişeleri artıran milyar dolarlık finansal hediyeler dağıtmaya başladı.

Başbakan Binali Yıldırım'ın 5,9 milyar dolar harcama paketi açıklamasına karşılık olarak, lira çarşamba günü başlıca para birimleri karşısında yaklaşık yüzde 2 oranında düştü. Vergi, sosyal güvenlik ve ödeme aflarıyla birlikte harcamaların büyük kısmı, iki ayda bir 1.000 lirayla - yaklaşık 240 dolar - 13 milyon emekliliğe yapılacak. Ödemeler, dini takvimlerle örtüşmek üzere zamanlandı ve ilk taksit 24 Haziran seçimlerinden bir hafta önce ödenecek.

Eşi benzeri görülmemiş harcamaların seviyesi ve niteliği piyasaları şaşırttı.

Nomura Finansal Şirketi’nden ekonomist İnan Demir, “Seçimler ilk ilan edildiğinde hükümetin mali dengelerini bozulmasına izin veremeyeceği kadar kısa bir süre olduğu beklentisi vardı” dedi.

Demir, “Bu harcama taahhüdünün gelecek yıllarda yinelenebileceği göz önüne alındığında mali dengelere olan zararları, seçim ilan edildiğinde piyasaların umduğundan daha kalıcı olabilir” diye konuştu.

Yatırımcıların endişelerinin bir başka işareti de Standart & Poors’un Türkiye’nin kredi notunu düşürmesi oldu.

S&P’den yapılan açıklamada “Not düşürmemiz Türkiye’nin aşırı ısınan ve krediyle beslenen ekonomisinin  sert iniş yapma riskini yansıtmaktadır” dendi. Açıklamada “Türk lirasının süregelen zayıflığı yalnızca enflasyonu beslemiyor, ayrıca Türkiye’nin dış borcuna bağlı riskleri de artırıyor” ifadelerine yer verildi.

Lira, hükümetin ucuz krediler ve harcamalar yoluyla büyümeyi teşvik eden politikasından duyulan yatırımcı endişesi nedeniyle ağır kayıplar yaşadı bile.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, S&P’nin kredi notunu düşürmesini eleştirdi.

Şimşek, “Kararın zamanlaması manidar” diye tweet attı. Ankara, rutin olarak uluslararası yatırımcıları ve kredi kuruluşlarını komplo kurmakla eleştiriyor.

İktidardaki AK Parti, geçmişte seçim harcamalarından kaçınıyordu. 2015 Haziran seçimlerinde anamuhalefet partisi CHP, bu hafta açıklanan politikalarla neredeyse aynısını savunduğu için kınanmıştı.

Kesin zafer yok

Analistler, ani harcamaları anketlerden çıkan sonuçların seçimleri kesin bir zaferle kazanma şansını zor olarak gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin niyet bildirgesi olarak yorumluyor.

Politika uzmanı Cengiz Aktar, “Seçimler çantada keklik değil. Erdoğan kazanacağından emin olmak istiyor çünkü kaybetme lüksü yok, bu kadar basit” diyor.

Haziran seçimleri, yeni cumhurbaşkanına geniş kapsamlı yetki veren icracı bir başkanlık sistemi getirecek. Gözlemciler, sandıkların Erdoğan'ın yetkilerini pekiştirme çabası olarak görüyor.

Erdoğan anketlerde birinci sırada görünürken, birçok araştırma seçimleri kazanması için gereken yüzde 50 artı 1 oyu almaktan uzak olduğuna işaret ediyor. Parçalanmış muhalefet birleşmek için sıkı çalışırken aynı şekilde AKP de zaferden emin değil. Muhalefet ekonomik memnuniyetsizliği de hedef alıyor.

Ekonomi her ne kadar yüzde 7’den fazla büyümüş olsa da, devasa hükümet harcamaları ve ucuz kredilerle işsizlik ve enflasyon çift haneli sayılarda kalmaya devam ediyor.

Although the economy is growing at more than 7 percent, due to massive government spending and cheap business loans, unemployment and inflation remain in the double digits.

Anketlerde vatandaşın yüzde 80’i ekonomiden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi, mart ayında bu sayı yüzde 62’ydi.

OECD, yaşları 15 ila 29 arasında değişen nüfusun yüzde 29’unun çalışmadığını, okumadığını ve bunun 35 üye arasında en düşük seviye olduğunu belirtti.

Global Source Partners’ten Atilla Yeşilada, “Seçmen AKP’nin yoksullaştıran büyüme politikasını protesto etmek için sandığa gidebilir” diyor.

Kazanma taahhüdü

AKP’nin harcama taahhütleri seçmenin hoşnutsuzluğunu gidermek için atılan zekice bir adım olarak görülüyor ancak bu, partinin finansal bedeli ne olursa olsun seçimi kazanmayı istediğinin bir işareti olarak da görülebilir.

Demir, “Bence harcamalar çok beğenilecek. Ancak anketlerde hareket görmezlerse, daha fazla önlem de görebiliriz. Erdoğan, hiçbir şeyi cepte görmüyor ve harcamaların boyutu ilk turda parlamentoda çoğunluğu sağlamak için elinden geleni yapacağını gösteriyor” dedi.

Uluslararası yatırımcılar, Erdoğan ve AKP’nin hızlı bir zafer kazanmasının ülkeye politik ve ekonomik açıdan istikrar getirecek yeni bir dönem başlatacağı gerekçesiyle erken seçim çağrısını hoş karşılamıştı. Ancak uzmanlar, seçimin artan finansal maliyetlerinin yalnızca yatırımcıların artan endişelerini daha da artırabileceği uyarısında bulunuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgili Haberler