21 Şubat 2017 01:02
İki yıldır Türkiye Ziraat Kupası’nda Galatasaray, Bursaspor, İstanbul Başakşehirspor gibi güçlü takımları yenerek sempati toplayan, iki sezondur da futbolcularına verilen cezalar ve açılan davalarla gündeme gelen Amedspor’un başkanı Nurullah Edemen, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Cumali Atilla’nın kulübe yardım etmek için Amedspor’un isminin değiştirilmesini istemesi ile ilgili konuştu. Edemen, “Bizden destek almak istiyorsanız bizim de kulübün içinde söz hakkımız olması gerek” denildiğini ifade etti.
Edemen, trafik kazası sonucu yaşamını yitiren Amedspor Kaptanı Şeyhmus Özer için de “Ölenle ölünmüyor ama Şeyhmus kardeşimizin anısına verdiğimiz sözler vardı. Bu sözleri de göz önüne alarak bu olumsuzluğu takıma bir motivasyon aracı olarak kullanmaya başladık” diye konuştu.
Edemen’e, kayyım Atilla ile diyoloğunun ayrıntılarını, takımın geleceğe dönük hedeflerini, kulübe ve futbolculara verilen cezalar ile açılan davaları sorduk:
Devre arası sonrası yeni transferler yaptınız. Takımın durumu nedir? Genel gidişat üzerine bir değerlendirme yapar mısınız?
Takımımızın genel performansında bir sıkıntımız yok, ligdeki durumumuz da bunu gösteriyor. Devre arasında çok isabetli transferler yaptık. Devre arasında yeni transferlerle birlikte tabi hoca değişikliği de yapmıştık. Hocamızdan da şuanda memnunuz bir sıkıntımız yok. Hocamız geldiği günden bu yana takıma oynattığı futboldan da alınan sonuçlardan da hoşnutuz. Hedefimiz tabi ki başarabilirsek direkt olarak çıkmak ama başaramazsak da mutlak suretle play-off’lara kalmak. Bu anlamda tüm emeğimizi, enerjimizi harcıyoruz. Zaman neyi getirecek götürecek hep beraber yaşayacağız ve göreceğiz.
Kaptan Şeyhmus Özer’in ani vefatı takımı nasıl etkiledi?
Tabi ölüm acıdır. Ölümün her türlüsü insanları üzer, insanları yıkar deyim yerindeyse. Şeyhmus’un hem bu takımda ciddi bir emeği olması hem de bölge insanımız olması hem de takımın kaptanı olmasından kaynaklı bir de talihsiz bir trafik kazası sonucu kaybetmiş olmak daha büyük bir travma yarattı bütün takım üzerinde. Bunu onarmak da çok kolay olmadı ama sonuçta yaşam devam ediyor. Biz de bu bilinçle hareket ettik. Ölenle ölünmüyor ama Şeyhmus kardeşimizin anısına verdiğimiz sözler vardı. Bu sözleri de göz önüne alarak bu olumsuzluğu takıma bir motivasyon aracı olarak kullanmaya başladık. Bu anlamda bütün takımımız, futbolcu kardeşlerimiz bu sözün yerine gelmesi için canla başla mücadele ediyorlar. Şeyhmus kardeşimizin mekanı cennet olsun ama kardeşimize verdiğimiz söz de unutmadık. Bu kupanın kabrinin başına gitmesi için de mücadelemizi vereceğiz.
Geçtiğimiz yıldan bu yana takıma verilen seyircisiz oynama kararları var deplasmanlarda. Bu takımı nasıl etkiliyor?
Geçen sezon başından beri deplasmanlarda seyircisiz oynama kararları yine zaman zaman İl veya İlçe Güvelik Kurulları tarafından alınarak devam ettiriliyor. Özellikle ifade etmek istiyorum ki burada alınan kararların çok federasyonla ilgisi yok. Bu tamamen ilgili veya ilçenin valilik veya kaymakamlığı tarafından alınan il veya ilçe güvenlik karardır. Burada gerekçe ‘güvenliği saylayamadıysa’ zaten bu bence büyük bir hatadır. ‘Güvenliği sağlayamıyoruz’ denmesi kadar bence acizlik belirtisi bir şey olamaz. Dolayısıyla geçen seneden beri yapılan bu uygulama bu sezonda devam ediyor. Şuana kadar 2 maçımızda seyirci yasağı yoktu onun dışındaki bütün maçlarımızda seyirci yasağı var. Dolayısıyla bu kararların alınması hiçbir şekilde Amedspor Kulübü’nün gerek taraftarlarını gerekse de yönetimini olumsuz bir şekilde etkilemeyecektir. Biz yine hep yaptığımız şeyi, bu kente yakışanı yapmaya devam edeceğiz. Gelen her insan, her takım, her kulüp, her yönetim bizim misafirimizdir, o felsefeyle bakıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Artık gerisini nasıl yaparlarsa bu onların takdirindedir diyecek bir şeyimiz yok. Biz kendimize yakışanı yapalım, herkes de kendine yakışanı yapar. Sporcularımız üzülüyor. Özellikle deplasman maçlarındaki tüm maçlarda tribünlerde taraftarların olmasını bir sahiplenme olarak görüyor. Bunun kadar güzel bir şey olamaz.
‘Amedsportif Faaliyetler Kulübü’nün isminin değiştirilmesi yönünde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile yapılan toplantıda bazı ifadelerin kullanıldığı yansıdı medyada. Bu toplantı nasıl oldu ve görüşmede neler konuşuldu?
Sizlerde bilirsiniz ki bütün spor kulüpleri özellikle kent takımları gerek zaman zaman valiliklerden zaman zaman yerel yönetimlerden ve tüm kentin dinamiklerinden destek alarak ayakta kalırlar. Amedpsor Kulübü de daha önceki adı Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor olan bir spor kulübü. Dolayısıyla biz de kayyımın gelmesiyle birlikte bir destek, bize bir bütçe, bir finansal aktarım yapılması adına Büyükşehir Belediyesi kayyımına ziyarette bulunduk. Yaklaşık olarak bundan bir, bir buçuk ay önce. Bu yeni bir olay değil aslında. Aynı ziyareti biz valiliğe de yaptık aslında. Bu kentin en büyük mülki amiridir ve bütün spor kulüplerinin yaptığı gibi biz de aynısını yaptık.
Kayyıma da gittik taleplerimizin, beklentilerimizin olduğunu, destek olunmasını gerektiğini dile getirdik. Yaklaşık bir saatten fazla da sohbet ettik. Bu ziyarette de ben yalnız değildim, 7 arkadaşımız hep beraber katıldık. Bunlardan bir tanesi de şuanda Büyükşehir Belediyesinde Genel Sekreter Yardımcısı olan bizde de yönetici olan Abdullah Sevinç de vardı. Bu taleplerimizi dile getirdiğimizde bize “Şuanda çok bir şey yapamayacaklarını bir genel kurul yapıldığında işte bizi yönetime almakla ilgili hiçbir davetiye gelmediği” söylendi. Bizde dedik ki, “Normal bir genel kuruldu. Orada sizin veya herhangi bir kurumun bireylerini veya idarecilerini yönetim kuruluna alıp veya almamak diye bir taleple gelinmez zaten. Böyle bir talep gelirse biz zaten resmi olarak genel kurula gitmişiz. Bunu basın yoluyla deklare etmişiz, ilan etmişiz siz de gelebilirdiniz. Kaldı ki Abdullah Sevinç bu belediyenin Genel Sekreter Yardımcısı’dır, burada da yönetimimizdedir. Kayyım bey Cumali Atilla da ‘Bu şekilde olmaz’ dedi bize. ‘Bizden destek almak istiyorsanız bizim de kulübün içinde söz hakkımız olmalı” dedi. Bunun içinde “en az 5-6 tane üye, yarı yarıya yönetimin paylaşılması gerektiğini” ifade etti. ‘Gerekirse bunlar yapıldıktan sonra biz de elimizi taşın altına koyar, her şeyi üstlenir ve bu takımı Süper Lig’e kadar da götürürüz’ dendi. Ayrıca bu takımın adının değiştirilmesi yönünde de bize bir teklifte bulundu.
Nasıl bir teklifte bulundu?
‘Bu takımın adını mümkünse değiştirelim’ dedi. Biz de ‘nasıl dedik?’ ‘Belediye takımı, Büyükşehir Belediyespor yapalım’ falan filan. Arkadaşlarla bazı toplantılar yaptık ben orada söyledim; ‘Sayın başkan takım zaten Büyükşehir Belediyespor’du ama halktan bir sempati görmüyordu, ilgi duyulmuyordu. Bu takımın isminin Amedpsor olmasından sonra büyük bir ilgi, alaka doğdu bu takıma ve şimdi biz stadımızda yok oynuyoruz. Yani seyirci ful oluyor daha doğrusu. Dolayısıyla böyle bir şeyin yapılmasının zaten doğru olmayacağını ki kaldı ki biz canan istedi diye böyle bir şey yapamayacağımızı’ dile getirdik. Kulüp zaten yeni bir genel kuruldan çıkmış, bu ziyarette hem bir destek almak hem de yen kulüp yönetimiyle bir ziyarette bulunmuş olduk aslında Büyükşehir Belediye kayyımına. Bize böyle bir yaklaşımda bulundu. ‘Böyle olmazsa çok destek veremeyeceklerini hatta siz gidin bir düşünün, görüşün kendi aranızda, bakın ona göre gelin ize kararınızı bildirin.’ Bu kelimeler nettir ve ben her zaman da lafımın arkasındayım. Böyle bir görüşme geçti aramızda.
Bizde böyle bir şey yapamayacağımız, genel kurul zamanı delegeler böyle bir şey isterlerse tabi ki takdir delegelerindir. Bu takımın, bu kulübün sahibi de delegelerdir. Biz görev yapıyoruz yarın olmayabiliriz ama bir yerel yönetim olarak kentin takımına destek vermeleri gerektiğini çok net ifade ettik. Hiçbir şekilde kimse getirip bu işi kanuna, yasaya bağlamasın. Belediyelerin takımı vardır, belediyelerin takımı herhalde gidip halktan beslenmiyor. Kanunsa onlara da kanun yasa ise onlara da yasa. Göğüs reklamı alan takımlar bile var. Belediyelerin reklamını alıyor, bu kadar basit.
Biz de istedikleri zaman bununla ilgili bin tane formül üretileceğini dile getirdik. Böyle bir yaklaşımı oldu bize karşı ve biz peki deyip çıktık ondan sonra da bir iletişimimiz olmadı.
Geçenlerde bir gazete aradı beni bu konuyu sordu. Ben de size verdiğim ifadelerin aynısını orada kullandım. Orada bir ifade geçiyor ‘isim değişmezse destek kesilecek’ diye. Orada bir yanlış anlaşılma var çünkü kesilecek bir destek yok. Kayyımın da dile getirdiği ‘siz zaten bizim tesislerimizi kullanıyorsunuz o bir destek değil mi?’ ya da ‘sahamızı kullanıyorsunuz o bir destek değil mi?’ gibisinden değerlendirilmesini çok doğru olmadığını bugün baktığımızda Diyarbakırspor, Belediyenin tahsis ettiği binayı 20 yıl kullandı hiç kimse de çıkıp ikide bir bunu dile getirmedi.
Kulüp geçen sene isim değişikliğine gitti. Normal koşullarda belediye ile bir bağı var mı?
Kentin takımı olduğu için belediyeye ait spor tesislerini kullanıyor sadece.
Bu desteğin olmaması takımı nasıl etkiler?
Bizi finansal etki dışında etkilemez. Her kaybedilen şey aslında yanında kazanılanı da getiriyor aslında. Belediyenin bizi desteklemediği söylemleri dile geldiğinde bizim insanımız bu takımı daha çok sahiplenecektir. Bu kentin eğer varsa bütün dinamiklerinin, STK’larının, sivil toplum örgütlerinin, iş dünyasının, iş camiasının, iş örgütlenmesinin, odalarımızın, valiliğin, belediyenin her anlamda bu takımın bir destekçisi olmasını düşünüyoruz.
Bunu çok net söyledik; ‘Bu takım siyasi bir kurum değil, bu takım bir futbol kulübüdür. Bunu yaparken de bugüne kadar hiçbir şekilde biz bulaşmadık, bulaştırılmak isteniyoruz ama uzak duruyoruz.’ Kaldı ki bu takım sadece futboldan ibaret bir takım değil. Bizim kadın basketbol, voleybol takımımız var. Kadın futbol takımımız var. Engelli basketbol takımımız var. 8 branşta genç takımız var.
Biz tüm branşlarda başarılı bir şekilde mücadele ediyoruz. Zaten profesyonel takımının dışında bunlar bir amatör yapıdır. Amatör spor kulüplerine de belediyenin yasal olarak baktığınızda kanun olarak baktığınızda da destek vermekle ilgili bütçesi ayrılır zaten bütçe planlamasında. Kulüp olarak manevi olarak etkilenmez ama maddi anlamda tabi ki olumsuz etkilenir.
Bugün baktığınızda zaten takımımız maddi sıkıntılar yaşıyor. Bununla ilgili yaptığımız resmi girişimlerimiz var. Resmi işlemleri tamamladıktan sonra bir yardım kampanyası başlatacağız Amedspor’umuza bir aksilik olmazsa önümüzdeki hafta içinde startını vereceğiz.
İnsanımıza, halkımıza, Amedspor gönüllülerine ve sevdalılarına bir fırsattır. Bu destek kampanyasına takımımızın ayakta kalabilmesi için destek verilmesi gerekiyor. Kentin de sivil toplum örgütlerine, iş insanlarına ciddi anlamda destek yapmak düşüyor. Amedstore’u da hayata soktuk. Şuanda sadece burada var. Diyarbakır’da bir tane daha açmayı düşünüyoruz. Sonra bölgede bir iki tane daha açacağız. Sonra da İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlerde açmayı düşünüyoruz.
© Tüm hakları saklıdır.