Güney Amerika, ABD, Avrupa, Afrika ve Türkiye’deki baraj karşıtları ve uluslararası doğa koruma örgütlerinin temsilcileri antik Hasankeyf kentini ve Dicle Vadisi’ni sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı şantiyesinin girişinde protesto düzenleyerek, baraj alanının girişini geçici olarak kapattılar.
Aralarında Amazon yağmur ormanlarında baraj karşıtı mücadeleleriyle tanınan ünlü Kayapo Kabilesinin Şefi Megaron Txucarramae’nin ve Hasankeyflilerin de olduğu 20 eylemci, üstünde İngilizce ve Türkçe “Nehirler birleştiri, barajlar böler: Ilısı ve Belo Monte’yi durdur” yazan bir pankart açtı.
Geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen Dünya Nehirler Konferansı’na katılan uluslararası delegasyon bugün Ilısu Baraj alanına geldi. Hasankeyflilere ve Dicle Vadisi’nde yurtlarından olacak 35 binin üstünde insana destek vermeyi ve Orta Doğu’nun son özgür akan nehri Dicle’nin barajlara kurban edilmemesi gerektiğini amaçladıklarını belirtti.
Doğa Derneği Hasankeyf Kampanya Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç yaptığı açıklamada, “Ilısu Baraj projesi durdurulmadan ve Hasankeyf kurtarılmadan Türkiye’deki barış süreci tamamlanamaz. Aynı zamanda, Dicle ve Fırat nehirlerinin sularının barajlarla tutulması Türkiye hükümetinin komşularıyla ‘sıfır sorun’ politikasıyla çelişmektedir. Çünkü Orta Doğu’da giderek artan su krizi bölgede gerilimin giderek artmasına sebep olabilir” dedi.
Amazon ve Hasankeyf’in ortak kaderi birleşti
Brezilya’daki Belo Monte ve Türkiye’deki Ilısu, dünyadaki en tartışmalı dev baraj projelerinin başında gelmektedir. Her iki proje de eğer hayata geçirilirse dünyanın kültürel ve doğal en önemli iki havzası olan Amazon ve Mezopotamya’da geri dönülmez yıkımlara neden olacak, toplamda 75 binin üstünde insan yurtlarını terk etmek zorunda bırakılacaktır. Ilısu Barajı aynı zamanda Irak’ın Basra sulak alanlarının tekrar kurumasına ve bölgedeki geleneksel tarımın ölmesine neden olacaktır.
Ilısu Barajı şantiyesindeki eyleme katılan Kayapo kabilesinin lideri Megaron Txucarramae “Şingu Nehri’ni Belo Monte’den kurtarmak için sürdürdüğümüz mücadele, Dicle Nehri’ni Ilısu Barajı’ndan kurtarmak için sürdürülenden farklı değildir. Biz hükümetlere, insanları ve kültürleri var eden nehirlerimizi öldüremezsiniz demek için birleştik” dedi.
Her iki baraj projesi de yasal mücadelelere ve kazanılan davalara rağmen hala inşa edilmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz Ocak ayında Danıştay, Ilısu’nun Çevre Etki Değerlendirmesi’nden (ÇED) muaf tutulmasını yasaya aykırı bulmuş ve yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Buna rağmen hükümet geçtiğimiz Nisan ayında ÇED yönetmeliğinde değişiklik yaparak bu baraj projesinin her türlü muhalefete, yaratacağı doğal ve kültürel yıkıma ve hukuka aykırı olarak yapılmasında ısrar edeceğini ilan etmiş oldu. Amazon yağmur ormanlarında büyük yıkıma neden olacak Belo Monte baraj projesi de aynı Ilısu gibi hukuki durdurma kararlarına rağmen devam etmekte.
Her türlü insan hakları ihlalleri, doğanın ve kültürün korunması için gerekli olan yönetmeliklerin görmezden gelinmesi ve diğer birçok hukuksuz uygulamaya karşı dünya çapında gittikçe yükselen baraj karşıtı hareket geçtiğimiz yıl Rio’da düzenlenen Dünya Çevre Zirvesi’nde uluslararası Damocracy hareketini başlattı. Doğa Derneği’nin de aralarında bulunduğu Damocracy hareketi, barajların iddia edildiği gibi “temiz” enerji olmadığını ortaya koymak amacıyla oluşturuldu.
Barış sürecinin bir parçası barajların iptali olacak
Doğa Derneği ve uluslararası DAMOCRACY hareketi işbirliğiyle bir araya gelen uluslararası delegasyon, barışçıl protestosunu gerçekleştirmeden önce ise 20 Mayıs’ta Diyarbakır’da resmi temaslarda bulundu. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaret eden delegasyon, sadece Mezopotamya bölgesi için değil, tüm dünyada yıkıcı etkileri olacağı bilinen Ilısu Barajı’na karşı, muhalefetin ve yerel yönetimlerin de mücadeleye aktif destek vermesinin önemine dikkat çekti.
Görüşmede barajlar meselesini Türkiye’nin gündemine taşıma konusunda kararlı olduklarını belirten Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bu yıkıcı barajları mutlaka masaya yatıracaklarını taahhüt etti. Dicle ile Fırat Nehirleri üzerindekiler başta olmak üzere, barajlara karşı yapılan çalışmaları desteklediğini belirten Baydemir, barış sürecinde Ilısu Barajı’nın iptalinin de mutlaka gündeme getirileceğini belirtti.