Kültür-Sanat

'Alo alo muhterem samiin!' 82 yaşında

Eşref Şefik'in yaptığı 'Alo alo muhterem samiin!(dinleyiciler) Burası İstanbul telsiz telefonu' anonsundan bu yana 82 yıl geçti

06 Mayıs 2009 03:00

Türkiye'de ilk radyo yayını, Eşref Şefik'in yaptığı "Alo alo muhterem samiin! (dinleyiciler) Burası İstanbul telsiz telefonu" anonsuyla 82 yıl önce başladı.

6 Mayıs 1927'de Sirkeci Büyük Postane'de 5 kilovat vericiyle yapılan ilk radyo yayını, henüz kimsede radyo alıcısı bulunmadığı için, her akşam postane binasının kapısının üzerine yerleştirilen hoparlör aracılığıyla duyuruldu.

Cumhuriyet'in ilanından sonra 1925 yılında "Telsiz Tesisi Hakkında Kanun" adıyla bir yasa çıkarılarak, ülke genelinde bir telsiz şebekesi kurulması öngörüldü.

Bu amaçla açılan ihale sonucu bir Fransız şirketi, telsiz şebekesi (radyo vericileri) kurma işini üstlendi. Ankara ve İstanbul'da, 1925 yılında yapımına başlanan ve 1927 yılında hizmete sokulan telsiz telgraf vericileriyle Berlin, New York, Moskova, Tahran, Viyana, Londra gibi merkezlerle bağlantı kuruldu. Bu vericilere telsiz telefon yayını yapabilecek donanımların eklenmesiyle radyo yayınları gerçekleştirilebildi.

Türkiye'de radyonun kuruluş çalışmaları, telsiz vericilerinin inşaatı sürerken, yapım işleri tamamlandığında yayın yapacak şirketin hazırlanması amacıyla 1926 yılında başladı.

Fikrin sahibi, İleri Gazetesi sahibi Sedat Nuri (İleri) Bey idi. Sedat Nuri Bey, radyo yayınları yapabilmek için bir şirket kurmak gerektiğini düşündü ve maddi destek sağlamak amacıyla İş Bankası'nı kuran Celal Bayar ve Anadolu Ajansı yetkilileri ile görüştü.

Daha sonra Ankara ve İstanbul'da kuruluş çalışmaları süren telsiz vericilerinin işletme hakkı 10 yıllığına İş Bankası, Anadolu Ajansı, Falih Rıfkı Atay, Sedat Nuri İleri ve Cemal Hüsnü Taray'ın ortaklaşa kurduğu Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi'ne (TTTAŞ) verildi.

Bu şirket böylece iki istasyonu kendi ve "Posta-Telgraf-Telefon Genel Müdürlüğü (PTT)" adına işletti. Böylece Türkiye'de ilk radyo yayını İstanbul'da 6 Mayıs 1927'de başladı.

Tamburi Cemil Bey'in oğlu Mesut Cemil spikerdi. Bu sırada ülkede 5'i yabancılara ait 7 radyo alıcısı vardı. 9 ay deneme yayınından sonra 1933'deki adliye yangını nedeniyle postaneden taşınmak zorunda kalan radyo, Beyoğlu Ambassador Hanı'na yerleşti.

Radyoculuğun ilk yıllarında yayın, telgraf kullanımının bittiği akşamları 4-4,5 saat yapılıyordu. Söz ve müzik yayınları tiyatro sanatçıları ile ses sanatçıları tarafından canlı olarak hazırlanıp sunuluyor, Anadolu Ajansı'nın günlük bülteni de haberleri oluşturuyordu.

İlk radyo programları

"Saat 19.00: stüdyo, musiki heyetinden şevkevsa faslı. Saat 19.30: esham ve tahvilat borsası haberleri. Saat 19.40: telsiz telefon orkestrası. Saat 20.10: zahire borsası haberleri. Saat 20.20: telsiz telefon musiki heyeti. Saat 20.50: Anadolu Ajansı haberleri. Saat 21.00: telsiz telefon orkestrası. Saat 21.30: teganni (matmazel apostol tarafından)."

Kasım 1927'de Ankara'da başlayan Ankara Radyosu'nun programı da farklı değildi:

"Saat 12.30-13.30 gramofon. Saat 18.00: riyaseticumhur filarmoni orkestrası. Saat 18.40: gramofon. Saat 19.35: viyolonsel konseri. Saat 20.10: haberler ve kapanış."

Radyo yayınları, 10 yıllık sürenin sonunda TTTAŞ'nin radyo yayıncılığı sözleşmesi yenilenmediğinden PTT'ye devredildi. Bu arada, 1930'larda ülkedeki radyo sayısı da 2 bine ulaşmıştı. Gerçek düzenli yayın ise 28 Ekim 1938'de başlamıştı.

Öte yandan, şirketin 1937 yılında PTT'ye devrinin ardından kontrol 1940 yılında Matbuat Umum Müdürlüğü'ne verildi. Bu müdürlük yeniden yapılandırma ve isim değişikliği ile 1943 yılında Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü, 1958 yılında da Basın Yayın ve Turizm Bakanlığı oldu.

Daha sonra yetki, 1964 yılında yeni kurulan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'na (TRT) devredildi.