Dünya
Deutsche Welle

Almanya'dan dış siyaset hamlesi

Almanya dış siyasette daha aktif bir rol üstlenmek istiyor. Ancak Almanya'nın başkanlık adaylığını koyduğu BM İnsan Hakları Konseyi 'dişsiz bir kaplana' benzetiliyor.

05 Şubat 2014 14:30


Almanya 2015 yılında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Her yıl değişen konsey başkanlığına değişimli olarak Asya ve Afrika’nın da aralarında bulunduğu beş gruptan biri getiriliyor. Konseyin şu anki başkanı Afrika grubuna dâhil Gabon’dan Baudelaire Ndong Ella. 2015 yılında başkanlık sırası tekrar Batı Avrupa ülkelerine geçeceği için, bu gruba dâhil ülkeler kendi aralarında hangi ülkenin başkanlık yapacağını belirleyecek. Ancak Batı Avrupa ülkelerinden yalnızca Almanya adaylığını koydu.

Almanya Federal Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Almanya, başkanlığı üstlenmesi durumunda, konseyin daha verimli çalışmasını sağlamayı ve etki alanını genişletmeyi hedeflediğini belirtti. Konsey içerisinde başkanlık görevini üstlenen ülkenin başlıca görevleri arasında çoğunluğu sağlamak ve farklı görüşteki ülkeleri bir araya getirmek bulunuyor.

Konseyin yetkileri oldukça sınırlı

Her ne kadar farklı görev ve yetkilere sahip olsa da merkezi Cenevre'de bulunan İnsan Hakları Konseyi dişsiz bir kaplana benzetiliyor. Bunun nedeni de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin aksine bu konseyin yaptırım gücüne sahip olmamasından kaynaklanıyor. Ancak konsey Birleşmiş Milletler nezdinde önergeler sunma ve çoğunluk oluşturabildiği takdirde insan hakları konusunda araştırmalar yapılması talebinde bulunabiliyor.

Her ne kadar İnsan Hakları Konseyi bu haklara sahip olsa da konseyde bulunan 47 ülkenin insan hakları konusunda aynı hassasiyete sahip olduğu söylenemez. Birleşmiş Milletler’i eleştiren kurumlardan biri Çin, Rusya, Suudi Arabistan ve Küba’nın üç yıllığına İnsan Hakları Konseyi’ne seçilmesini eleştirerek, bu durumu 'itfaiyenin başına kundakçının getirilmesine' benzetmişti.

Almanya insan haklarına önem veriyor

Fakat Almanya son yıllarda sık sık insan hakları konusundaki hassasiyetini dile getirdi. Geçtiğimiz sene İnsan Hakları Konseyi'nde bir konuşma yapan Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck konseyin insanlığın en yüce ve en kırılgan hazinesini korumakla yükümlü olduğunu hatırlatmıştı. İnsan Hakları İzleme Örgütü temsilcisi Alman Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerini unutmadığını belirterek "Olası bir Almanya başkanlığında bu prensiplerin unutulmayacağını umuyorum. Konsey başkanı olan ülke diğer üye ülkelerle birlikte çalışmalar yürütüyor. Bu sayede çalışmaların yapıldığı ortamları etkileyebiliyor. Tabi bu durumda başkanlık yapan ülkenin savunduğu ilke ve prensipler de önem kazanıyor" şeklinde konuşuyor.

Philippe Dam, başkanlık görevini üstlenen ülkenin somut olarak siyasi bir etki sağlayamayacağını belirtirken, Almanya'nın başkanlık adaylığını desteklediğini de sözlerine ekliyor.

Almanya arabulucu rolünde

Eski Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, 2013’ten 2015’e kadar yeniden İnsan Hakları Konseyi üyeliği başvurusunda bulunan Almanya’nın ilkelerini tanıtırken, yalnızca siyasi hakların değil sosyal hakların da Alman siyasetinde önemli bir role sahip olduğunu vurgulamıştı. Su, gıda ve eğitim hakkı gibi sosyal haklar genellikle güney ülkeleri tarafından savunulurken, Batı ülkeleri daha çok siyasi haklar konusuna önem veriyor.

Alman İnsan Hakları Enstitüsü'nden Wolfgang Heinz son yıllarda kuzey ve güney ülkeleri arasındaki ortak konuların arttığını belirterek Almanya'nın son yıllarda farklı görüşler arasında ara bulucu rolüne girdiğine dikkat çekerek "Almanya tarafından başlatılan onlarca girişim var. Örneğin herkesin suya sahip olma hakkı ya da sıhhi hizmetlere sahip olma hakkı ya da insan ticareti ve uygun ikâmet şartları gibi konular bunlardan bazıları. Hem ele aldığı konular hem de birlikte çalıştığı ülkeler konusunda Almanya çok açık, yapıcı bir politika izliyor. Bir diğer önemli özellik de diğer bölgesel gruplarla diyalog içerisinde olması" diyor.

NSA skandalında somut adım

Almanya'nın ön ayak olduğu önemli konulardan biri de NSA skandalı sonrası Brezilya ile birlikte internet casusluğu üzerine BM Genel Kurulu’na sunduğu karar taslağıydı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği bu girişimden yola çıkarak casusluk ve dinleme konularını ele alan bir rapor üzerine çalışmaya başladı.

Almanya global misyon üstlenmek istiyor

Almanya özellikle uluslararası askeri misyonlarda da daha aktif bir rol üstlenmek istiyor. Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Almanya'nın Avrupa'nın en güçlü ekonomiye sahip ve nüfusu en yoğun ülke olduğunu vurgulayarak, ülkenin sağlam çözüm önerileri getirdiğini belirtti. Dış siyasette daha aktif bir rol üstlenmek isteyen Almanya için Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'deki başkanlık bu yolda atılacak önemli adımlardan ilki olma özelliğini taşıyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle