Köln'ün Müllheim semtinde Türklere ait dükkânların yoğun olduğu Keup Caddesi'nde sıradan bir iş günü. Caddedeki dükkanlardan birinin önüne park etmiş kamyondan mal boşaltılıyor. Kuaförün önünde müşteriler çalışanlarla birlikte sigara ve kahve içiyor, sohbet ediyor.
Köln'ün Müllheim semti sakinlerinin yaklaşık yüzde 40'ı göçmen kökenli. Bu göçmenlerin yaklaşık üçte ikisini Türkiye kökenliler oluşturuyor. Türkiye ile Almanya arasındaki son zamanlarda esen soğuk rüzgarlar nedeniyle kendilerini arada kalmış hissediyorlar.
Peki, Keup Caddesi sakinleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'daki seçimlerde hangi partilere oy verilmemesi gerektiğine ilişkin Türkiye kökenlilere çağrısı hakkında ne düşünüyorlar?
"Kimi seçelim?”
Caddenin sakinlerinden Mustafa Beyhan, Erdoğan'ın sözlerinin "hiç de diplomatik” olmadığını düşünüyor. "Eğer Hristiyan Demokrat Birlik'i (CDU) veya Sosyal Demokrat Parti'yi (SPD) veya Yeşilleri seçmememiz gerekiyorsa, kimi seçelim? Hür Demokrat Parti'yi (FDP) mi hatta yoksa Almanya için Alternatif'i (AfD) mi?” diye soruyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen Cuma günü İstanbul'da gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Almanya'ya yönelik sert açıklamalarda bulunmuştu. Almanya'daki Türkiye kökenli seçmene de seslenen Erdoğan, Hristiyan Demokratlar, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller'in "Türkiye düşmanı” olduğunu belirterek, bu partilere oy vermeme çağrısında bulunmuştu. Türkiye kökenli seçmenden "Türkiye'ye karşı düşmanlık yapmayan siyasi partileri desteklemesini” isteyen Erdoğan, "Bu artık Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarımın onur mücadelesidir” şeklinde konuşmuştu.
Keup Caddesi sakinlerinden Mustafa Beyhan, Erdoğan'ın bu sert sözlerine destek vermiyor ve "Erdoğan belki de doğru söylüyor ama bunu daha diplomatik bir şekilde dile getirebilirdi” diyor. Beyhan, Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerilimden rahatsız olduğuna işaret ediyor. "Önce bu gerilimin nasıl aşılacağına, sonra da ileriye bakmamız gerekiyor” diyen Beyhan, iki ülkenin birbirine ihtiyacı olduğunu hatırlatıyor.
"Karışmaya hakkı yok”
Aceleyle metroya yetişmeye çalışan Sedat Yıldırım ise Erdoğan'ın sözlerine tepkili. "Erdoğan'ın (Almanya'daki) seçimlere karışmaya hakkı yok. Zaten normal bir tip değil” diyor. Sedat Yıldırım, Erdoğan'ın sözlerinin Almanya'daki birçok Türkiye kökenliyi etkileyeceğine inanıyor. Yıldırım, bu görüşünü şu sözlerle açıklıyor: "Buradaki insanlara bir bakın. Yoksulluk nedeniyle 60'lı yıllarda buraya çalışmaları için gönderilen insanlar. Eğitimsizler, üniversite mezunu değiller. Ve bu Erdoğan'a uygun bir durum.”
Erdoğan'ın sözleri Alman hükümetinde de tepkiyle karşılandı. Başbakan Angela Merkel, "Türkiye kökenliler de dahil tüm Alman vatandaşlarının özgür seçim hakkı vardır. Hiçbir müdahaleye müsamaha göstermiyoruz” demişti.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de tepkisini "Bu, ülkemizin egemenliğine yönelik eşi benzeri görülmemiş bir müdahaledir" "Erdoğan tutumuyla Almanya'daki insanları birbirine karşı kışkırtmak istediğini gösteriyor” sözleriyle dile getirmişti.
"Cumhurbaşkanımın sözünü tutacağım”
Ancak Türkiye kökenliler arasında Erdoğan'ın sözlerine destek verenler de var. Adının tam olarak açıklanmasını istemeyen Hakan B., Erdoğan'ın çağrısını doğru buluyor. "Türkiye kökenli bir Kürt olarak Cumhurbaşkanımın sözünü dinleyeceğim” diyor. Hakan B. "Hangi partinin Türkiye'yi NATO ortağı ve dost olarak gördüğünü araştırıp, o partiye oyunu vereceğini” söylüyor.
Hakan B., Alman hükümetine de tepkili. Erdoğan'ın Almanya'ya yönelik suçlamalarına hak veren Hakan B., Almanya'nın PKK ve Gülen yapılanmasının yandaşlarına barınma imkânı sağladığına inanıyor.
İlişkilerin normalleşmesi isteniyor
Ancak Hakan B. gibi düşünenlerin sayısı pek fazla değil. Keup Caddesi sakinlerinin çoğu, Ankara ile Berlin arasında yaşanan gerginlikten bıkmış durumda ve artık ilişkilerin yeniden normale dönmesini diliyor, yaşanan gerilim karşısında sürekli görüşlerini açıklamak zorunda kalmak istemiyorlar.
Almanya'da yaklaşan seçimler kapsamında partilerin kampanyaları ise Keup Caddesi'nde pek hissedilmiyor. Elektrik direklerinde Sosyal Demokrat Parti ve Sol Parti'ye ait tek tük afişler göze çarpıyor. Hristiyan Demokrat Birlik ve Yeşillere ait afiş ise hiç görülmüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Christoph Ricking