Türkiye'de Olağanüstü Hal ilan edilmesine Almanya'da siyasetçilerden tepkiler sürüyor. Türkiye ile ilgili tartışmalarda AB üyeliği giderek daha yoğun bir şekilde sorgulanmaya başladı.
Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, Türkiye'de temel hakların giderek daha fazla kısıtlanmasından endişe duyduğunu belirterek, "Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi olarak açık bir şekilde yükümlü olduğu Avrupa asgari standartlarından giderek daha fazla uzaklaşmaktadır" dedi. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili politikacı, özellikle kitlesel tutuklama ve tasfiyelerin endişe verici olduğunu belirterek, bu uygulamaların önceden hazırlığının yapıldığının anlaşıldığını söyledi.
Hristiyan Birlik partilerinin gençlik teşkilatı JU'nun Başkanı Paul Ziemiak da Başbakan Angela Merkel ve AB liderlerinden Türkiye'ye net bir mesaj verilmesini talep ederek, "Hala Türkiye'nin AB üyeliğinin hayalini kuran varsa artık uyanmalıdır. AB hükümet başkanlarının toplanmasını talep ediyorum. Türkiye ile üyelik müzakereleri durdurulmalıdır" diye konuştu.
CDU'nun kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) de Başbakan Merkel'in daha kararlı bir tavır sergilemesini talep etti. CSU dış politika uzmanı Florian Hahn, Spiegel dergisine verdiği demeçte, "Açık tavır sergilenmeli. Demokratik ilkelerimizin anlamsızlaştırıldığı bir oyuna düşmemeliyiz" diye konuştu.
"Bu Türkiye'nin AB'de yeri yok"
CSU Genel Sekreteri Andreas Scheuer de, "Bu Türkiye'nin, bu Erdoğan Türkiyesi'nin, değerler üzerine kurulu ve temel hakları kabul etmiş bir Avrupa Birliği'nde yeri yoktur" dedi.
Yeşiller partisi dış politika uzmanı Jürgen Trittin de federal hükümete açık tavır sergilemesi çağrısı yaptı. Kitlesel tutuklamalar, tasfiyeler, basın özgürlüğünün daha da kısıtlanması, idam cezasının yeniden yürürlüğe sokulması tehdidi gibi konuların sessizce kabul edilemeyeceğini belirten Trittin, AB üyelik müzakerelerinin artık sadece kağıt üstünde olduğunu söyledi.
Yeşiller federal meclis grup başkanı Katrin Göring-Eckardt da Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını belirterek, "Türkiye'de olağanüstü hal yürürlükte olduğu sürece müzakerelere devam edilemez" diye konuştu. Göring-Eckardt, Başbakan Merkel'i de Erdoğan ve Türk muhalefetiyle temasa geçerek hukuk devletinin bir an önce yeniden tesis edilmesi gerektiğini açıkça ifade etmeye çağırdı.
"Türk hükümeti elinden geleni yapıyor"
Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen Alman Sosyal Demokrat Parti'de (SPD) de Türkiye'de yaşanan gelişmeler nedeniyle endişe hakim. SPD Meclis Grubu dış politika sözcüsü Niels Annen, "Son günlerdeki gelişmeler daha da ilerlerse Türkiye ile AB üyelik müzakerelerini askıya almamız gerekir" açıklaması yaptı. SPD Meclis Grup Başkanvekili Axel Schäfer de "Ankara'da iktidardakiler AB üyelik müzakerelerinin temelli dondurulması için ellerinden gelen herşeyi yapıyor" diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanvekili Alexander Graf Lambsdorf da demokrasideki kısıtlamalar nedeniyle AB ile Türkiye arasında Gümrük Birliği'nin genişletilmesi planının ertelenmesini istedi.
Avrupa Parlamentosu'nun en büyük grubu olan Hristiyan Demokrat partilerin oluşturduğu Avrupa Halk Partisi'nin Grup Başkanı Manfred Weber de Türkiye'nin günün birinde AB'ye tam üye olma şansının artık kalmadığını öne sürdü. Tam üyelik hedefinin gerçekçi olmadığını savunan Weber, her iki tarafın da çıkarı için tam üyelik hedefinden vazgeçilmesini istedi.