Aşağı Saksonya'daki eyalet seçiminin normal prosedüre göre aslında gelecek yılın ocak ayında yapılması öngörülüyordu. Ancak geçen ağustos ayında Yeşiller Partisi'nden milletvekili Elke Twesten'in partisini terk edip Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisine girmesiyle durum değişti.
Bu gelişme üzerine eyalette Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Yeşiller Partisi'nin oluşturduğu koalisyon hükümeti çoğunluğunu kaybetmiş ve erken seçim gündeme gelmişti. Almanya'da 24 Eylül genel seçiminin hemen ardından Aşağı Saksonya eyaletinde yapılacak seçimde seçmen, Berlin'de yürütülen koalisyon hükümeti görüşmelerine onay verip vermediğini de göstermiş olacak.
Eyaletteki koalisyon opsiyonuna Merkel'den uyarı
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) genel seçimde büyük oy kaybına uğramıştı. Şimdi Aşağı Saksonya eyaletinde de bu trendin devam edip etmeyeceği merak konusu. Başbakan Angela Merkel bu eyalette Sosyal Demokratlarla, Sol Parti ve Yeşiller arasındaki olası koalisyona ilişkin uyarıda bulundu. Nitekim Sosyal Demokrat Parti bu seçeneğin olasılık dışı olmadığına işaret ediyor. Siyasi yorumcular, eğer bu eyaletin sosyal demokrat başbakanı Stephan Weil böyle bir koalisyon hedefliyorsa, Berlin'de liberaller ve Yeşiller ile yürütülen koalisyon görüşmelerinin daha da çetin hâle geleceğini Merkel'in iyi bildiğine göndermede bulunuyorlar.
Martin Schulz sol ittifaka karşı
Berlin'deki koalisyon çalışmalarına dahil olmayan Sosyal Demokrat Parti, muhalefete geçmek istiyor. Sosyal Demokratlar genel seçimde parti tarihinin en kötü sonucunu almış olsalar da, anketlere göre Aşağı Saksonya Eyaleti'nde seçim tarihi yaklaştıkça Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisini geride bıraktıkları ortaya çıkıyor. Her iki kitle partisinin yüzde 32 ilâ 34 oranında oy alması bekleniyor. Ancak bu sonucun Almanya'daki genel eğilimle değil, eyaletin şimdiye kadarki sevilen başbakanı, sosyal demokrat Weil ile yakından ilişkili olduğu belirtiliyor.
Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Martin Schulz karşı çıksa da Sol Parti ve Yeşiller ile üçlü koalisyonun mümkün olabileceğine dikkat çekiliyor. Ancak bunun ön şartının Sol Parti'nin eyalet parlamantosuna girebilmesi olduğu belirtiliyor. Anketler bu partinin yüzde beş barajının altına düşebileceğini gösteriyor.
"Jamaika" koalisyonuna şans tanınmıyor
Eyalette başka koalisyon opsiyonları da bulunuyor. Ancak en azından şu anki Sosyal Demokratlarla Yeşiller'in oluşturduğu koalisyon hükümetinin aritmetik olarak iktidarda kalamayacağı belli. Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller Partisi ile "Jamaika" diye anılan koalisyona gitmesi teorik olarak mümkün. Ancak Yeşiller'in buna yanaşmak istemeyeceğine, eyaletteki parti temsilcilerinde sol görüşlerin ağır bastığına işaret ediliyor.
Gözlemciler Berlin'de federal hükümeti oluşturmak üzere koalisyon görüşmeleri yürüten iki küçük partinin eyaletteki seçimde ne kadar oy alacağının merakla beklendiğini de söylüyor. Anketlere göre, FDP ve Yeşiller, Aşağı Saksonya'da yüzde 10'luk oy potansiyellerini koruyacaklar. Ancak "Jamaika" koalisyon formülü yönünde Berlin'den çok sıcak mesajlar da gelmiyor.
Sağ popülist Almanya İçin Alternatif Partisi'nin rolü
Genel seçimde oy oranını yüzde 12'nin üzerine çıkarabilen sağ popülist Almanya İçin Alternatif Partisi'nin (AfD) Aşağı Saksonya'daki oy potansiyeli anketlere göre yüzde 7 civarında. Eğer partinin yükseliş trendi bu seçimde de devam edecek olursa, bunun öncelikle medyada büyük yansımalarının olacağı belirtiliyor.
Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Schulz, AfD'nin kaydettiği başarıya göndermede bulunarak, "Çok sayıda seçmen 'kendisine saygı duyulmadığını', 'yaşamları boyunca verdikleri emeklerin' onurlandırılmadığını düşünüyor. Bizi uykumuzdan uyandırma yönünde verdiği mesajları aldığımıza seçmeni ikna etmeliyiz" ifadelerini kullanıyor.
Jens Thurau
© Deutsche Welle Türkçe