T24 - Dünyaca ünlü Amerikalı yazar ve filozof Mark Twain, Tom Sawyer ve Huckleberry Finn gibi en tanınmış romanlarıyla dünya edebiyatına önemli eserler bıraktı. 1869 yılında, Avrupa yolculuğunu anlattığı kitapla en çok okunanlar arasına girerek, büyük bir üne kavuştu. Mark Twain, Avrupa yolculuğunun büyük bir kısmını Almanya'da geçirdi. Ve ikinci gezi kitabında, Almanya ve Almanca ile ilgili de ilginç yazılar yazdı.
Mark Twain’in Almanya yolculuğu Hamburg’da başlıyor. Güneye indikten sonraysa zamanını çoğunlukla Almanya’nın Heidelberg kentinde geçiriyor. Gezi kitabında Avrupa ve yoğun olarak Almanya izlenimlerine yer veren Twain, betimlemelerinde son derece sıcak ifadelere yer veriyor. Twain’in Almanlar için farklı bir önem arz etmesiyse, gezi notlarından ziyade, Almanca'ya yönelttiği eleştiriden kaynaklanıyor. Twain, yüzyıl önce, Almanca’nın düzenlenmeye ihtiyacı olan bir dil olduğunu ifade etmişti.
"Almanca düzeltilmesi gereken bir dil"
Uzun süre yaşadığı Heidelberg’de Twain adına şehir turları başlatıldı. Heidelberg'de rehberlik yapan Christa Huberta Kemmer, "Mark Twain'in izinden", özellikle Amerikalı turistler tarafından beğenilen bir şehir turu düzenliyor. Heidelberg, Twain'den başkalarına da ilham kaynağı olmuş. Ancak yazarın şehir betimlemeleri tam da kendisinden beklenildiği şekilde ironilerle dolu olduğundan, en fazla akılda kalanlar da onun yazdıkları olmuş. Yolculuğu boyunca Almanya anılarını komik bir dille anlatan yazarın, Almanca ile alay etmesi bir efsaneye dönüşmüş. Christa Huberta Kemmer, yazarın Almanca'daki gramer yapısına anlam veremediğini belirtiyor. Almanca'nın ilk bulunuşunu ise yine alaylı bir şekilde yazdığını şu sözlerle anlatıyor;
“Buraya yazarların ve düşünürlerin toprakları deniyor. Ama bu kişilerin dillerinde bir düzen bile yok. Twain aynen böyle söylemiş. Artikellerin sürekli değiştiğini ve cümle kurgusunun karışık olduğunu belirtmiş. Şunları yazmış; Bir gece bir adamın dişi ağrıyormuş ve uyuyamıyormuş. İşte o gece Almanca'yı yaratmış.”
Hakkında şaibeler var
Almanca'nın bulunuşunu ironik bir dille anlatan Twain'in, kendisi de Almanya izlenimleriyle ilgili henüz doğruluğu ispatlanamamış olaylara yer veriyor. Kemmer, Twain'in kendi eseri olduğunu söylediği ve sergilediği Heidelberg Şatosu resminin aslında kendisi tarafından yapılmadığının ortaya çıktığını dile getiriyor.O dönem Amerikalıların, Avrupa'da sanat eğitimi almalarının moda olduğunu ifade eden Kemmer, Twain'in aldığını iddia ettiği resim derslerine dair kanıt olmadığını söylüyor.
Mezar taşında Almanca sözler...
Mark Twain'in Almanca hakkındaki alaylı ifadeleri tüm Almanya'ya kısa sürede yayıldı. Her ne kadar bazı konularda Almanya hakkında anlayışsız olsa da, yerinde ve olumlu tahlilleri de bulunuyor. Almanya'da yaşadığı yıllarda, tanık olduğu olumlu yanları da tüm gerçekliğiyle kağıda dökmüş. Hünerli bir insanın dahi Almanca öğrenmesi için 30 yıla ihtiyacı olduğunu ve Almanca'nın kesinlikle düzeltilmesi gerektiğini alaycı bir üslupla söylese de yine de bu dili bu kadar korkunç bulmadığı belirtiliyor. Nitekim tüm alaylarına rağmen eşinin mezar taşına Almanca sözler yazdırdığı da bir gerçek.