Saksonya eyaletinin başkenti olan Dresden, uzun süredir aşırı sağ görüşlü grupların kalesi olarak görülüyor. İslam karşıtı Pegida hareketi de Dresden'de doğmuştu.
Kent meclisi, 2025'te Avrupa Kültür Başkenti olmak için yarışan kentteki "aşırı sağ" sorununu çözmek için yeni bir formül buldu. Bu çözümü uygulamak için de olağanüstü hal ilan ettiğini duyurdu.
Ancak bu karara karşı çıkanlar, kent meclisi üyelerinin "fazla ileri gittiğini" söylüyor.
"Nazi olağanüstü hâli" nedir?
Almanca "Nazinotstand" olarak kullanılan kelimeyi, kent meclisi üyesi Max Aschenbach, "Bu, ciddi bir sorunumuz olduğunu anlamına geliyor. Açık demokratik toplum tehdit altında" diyerek açıklıyor.
Sol görüşlü siyasi parti Die Partei üyesi olan Aschenbach, ilanın yapılması için aktif rol oynadı.
BBC'ye konuşan Aschenbach, politikacıların aşırı sağ eylemlere karşı net bir pozisyon almadıklarını, bu sebeple bu adımı atmayı uygun gördüklerini söylüyor:
"Yaptığımız acil durum çağrısı, bu durumu değiştirmek için atılan bir adım. Aynı zamanda Dresden kent meclisinde nasıl insanlarla bir arada oturuyorum, bunu görmek istedim."
Çözüm paketinde "sağ görüşlü radikallerin davranışları ve eylemleri, artan bir ivmede meydana geliyor" ifadeleri yer aldı ve şehir sakinlerine aşırı sağcıların şiddet içeren eylemlerinde mağdur olanlara yardım etmesi, azınlıkları koruması ve demokrasiyi güçlendirmesi çağrısı yaptı.
Aschenbach, önergenin kabul edilmesinin kent meclisinin "Nazilere karşı çıkan ve azınlıkları koruyan özgür, liberal ve demokratik topumun güçlendirilmesi fikrine bağlılığını gösterdiğini" söyledi.
"Nazi olağanüstü hâli" nasıl ilan edildi?
Aschenbach'un önergesi Çarşamba akşamı kent meclisinin gündemine geldi, 39'a karşı 29 oyla kabul edildi.
Almanya'nın iktidardaki partisi Hristiyan Demokrat (CDU) üyeleri önergeyi reddetti.
CDU'nun Dresden kent meclisi grubu başkanı Jan Donhauser, BBC'ye, "Bizim görüşümüze göre bu aslında provokasyon amacıyla yapılıyor" dedi:
"Olağanüstü hal, kamu düzenine ciddi bir tehdit olduğu ya da tamamen yerle bir olduğu anlamına gelir. Şu an bu aşamaya gelinmiş değil."
Donhauser'e göre Dresden halkının büyük çoğunluğu ne aşırı sağ görüşlü ne de demokrasi karşıtı.
Önergeye itiraz eden CDU, "var olan kurumların güçlendirilmesinin siyasi amaçlı şiddetle mücadele için en iyi çözüm olduğu" görüşünde.
Aschenbach de önerge kabul edilmiş olsa bile şehirde hemen somut bir adım atılmasına gerek olmadığını; ancak bu kararın gelecekte alınacak kararları etkileyeceğini ve halihazırda uygulanan yöntemlere öncelik verilmesi gerektiğini söyledi.
Aşırı sağ üzerine çalışan Alman siyaset profesörü Kai Arzheimer, bu kararın sembolik önemi olduğunu söylüyor:
"Şu an sembolik olmakla birlikte gelecekte bu karar, aşırı görüşlerle mücadele projelerine daha fazla fon ayrılması anlamına gelebilir. Daha önce başka bir alman şehrinin 'olağanüstü Nazi hâli' ilan ettiğini düşünmüyorum. Ancak aşırı sağa karşı alınan başka birçok karar var."
Dresden'in aşırı sağla bağlantısı ne?
Dresden, aşırı sağ gruplarla olan bağlarıyla biliniyor.
1990'ların başında, neo-Nazi gruplar ilk eylemlerini ve yürüyüşlerini Dresden sokaklarında başlattı. Bu eylemler, İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarında, 1945'te İngiltere ve ABD'nin şehri bombalamasının yıl dönümünde başladı.
Daha sonra bu gruplar Saksonya eyaletinin güneyinde ve Dresden'in çevresinde etkili olmaya başladı.
Saksonya eyaleti, uzun yıllar aşırı sağ görüşlü Alman Ulusal Demokratik Partisi'nin (NPD) ve yine aşırı sağ Almanya için Alternatif (AfD) Partisi'nin kalesi oldu.
Eylül ayındaki eyelet meclisi seçimlerinde AfD, 2014'te yüzde 17.8 olan oy oranını yüzde 27.5'e yükseltti.
Dresden aynı zamanda, İslam karşıtı Pegida (Batının İslamileşmesi karşıtı Vatansever Avrupalılar) hareketinin 2014'te başladığı ve hâlâ zaman zaman yürüyüşler yaptığı şehir.
Pegida destekçileri, halkın "İslamcı radikallere karşı uyanması gerektiğini" savunuyor. Ülkeye göç akınının da durdurulmasını istiyorlar.
Ancak radikal görüşleri savunan Pegida'ya karşı, Dresden de dahil olmak üzere ülke genelinde eylemler yapılıyor.