Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Koç, "Bugün tüm dünyanın, insan hakları temelli, yapıcı ve hoşgörüye dayanan mesajlara ve eylemlere her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de, ülkesinin, halkının ve dünyanın uzun vadeli çıkarlarını gözeterek hareket eden, gerekli reformları hayata geçirebilecek cesarete sahip, sorumlu liderlere ihtiyacımız var" dedi.
Koç, son dönemde bölge politikasındaki anlaşmazlık nedeniyle gerilen ABD-Türkiye ilişkilerine dair, "Türkiye-ABD ilişkilerine dünya açısından çok önem veren insanların bu işin nereye gittiği konusunda şaşkınlık içinde olduklarını gördüm" diye konuştu. "Tabii ki bir bölgenin çöküşü dış güçlere atfedilemez" diyen Koç, "Ancak yine de, Batı'nın da bugün karşılaştığımız düğümlerde bir suç payı vardır" ifadesini kullandı.
‘Kur'an-ı Kerim Sanatı: Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nden Hazineler' sergisinin açılışı için Washington'da bulunan Ali Koç, aralarında Sözcü gazetesinden Özlem Gürses'in de bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ali Koç'un açıklamalarından satır başları şöyle:
– Bugünün globalleşen dünyasında, küresel barışı, istikrarı ve refahı korumak istiyorsak; çok kültürlülük, çoğulculuk, demokrasi, kapsayıcılık ve temel insan hakları tüm toplumlar için tartışmasız değerler olmalıdır.
– Artan gelir adaletsizliği, çözüm bulunamayan işsizlik, bazı kesimlerin kendilerini arkada bırakılmış ve “kaybetmiş” hissetmeleri, Ortadoğu'da yayılmaya devam eden ateş, mültecilerin dramı, masumları hedef alan terör saldırıları… Uzun süredir gündemde olan bazı konular tüm dünyanın ortak sorunudur.
"Bu çöküş, dış güçlere atfedilemez"
– Çözüm yabancılaştırma değil; birleştiriciliktir. Elbette ülkelerin kısa vadeli çıkar ve hedefleri koşullara göre değişebilir. Hepimiz Orta Amerika, Afganistan, Irak, Suriye, Afrika ve Güneydoğu Asya'da rejim değiştirme amacıyla yapılan yıkıcı girişimlerin uzun tarihini biliyoruz. Tabii ki bir bölgenin çöküşü dış güçlere atfedilemez. Ancak yine de, Batı'nın da bugün karşılaştığımız düğümlerde bir suç payı vardır.
– Şu an çok garip bir dönemden geçiyoruz, sadece ülkemiz için değil, bütün dünyada zor bir dönem. 21. Yüzyıl'ın sorunları çok kısa bir sürede çoğaldı, 20. Yüzyıl'ın kurumları bu sorunları çözmekte yetersiz kalıyor.
– İçinden geçtiğimiz dönemi tek bir cümleyle ifade etmek istersek; en uygunu ünlü İtalyan siyasetçi ve düşünür Antonio Gramsci'ye ait şu sözler olacak: “Eski dünya ölüyor ve yeni dünya doğmak için mücadele ediyor; şimdi canavarlar zamanı.”
"Cesaretli ve sorumlu liderlere ihtiyacımız var"
– Bugün tüm dünyanın, insan hakları temelli, yapıcı ve hoşgörüye dayanan mesajlara ve eylemlere her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de, ülkesinin, halkının ve dünyanın uzun vadeli çıkarlarını gözeterek hareket eden, gerekli reformları hayata geçirebilecek cesarete sahip, sorumlu liderlere ihtiyacımız var.
– Harvard Business School'daydık, Danışma Kurulu olarak buluştuk. Şunu konuştuk, Harvard Dünya liderleri yetiştiriyor, artık dünyanın bambaşka profilde liderlere ihtiyacı var. Yeni dünyanın liderleri bence, paradigmaları değiştirecek, kısa vadede belki popüler olmayacak ama uzun vadede büyük katma değer sağlayabilecek vizyona ve cesarete sahip, kitleleri arkasından sürükleyecek kişiler olacak.
– Bu vesileyle, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük lider Atatürk'ü burada anmak istiyorum. Çünkü bu büyük lider, çağdaş evrensel değerlere dayanan, barışı ve adaleti temel alan bir vizyon ile İslam kültürünü, laik ve demokratik bir potada bütünleştirerek, güçlü bir ekonomik ve toplumsal kalkınma modeli inşa etmeyi başarmıştır
– Gelir eşitsizliği en büyük sorunumuz, ama “gelir eşitsizliği” derken “İnsancıl bir yaşama ulaşma eşitsizliği”ni kastediyorum, bunun içinde gelir de var, eğitim, sağlık hizmetleri, temiz kaynaklar da var.
– Dünyada haksızlığa uğradığına inanan büyük bir kitle var. Bu kitle çok farklı politik söylemlere prim veriyor, sonrasını düşünmüyor, yeter ki mevcut sistem olmasın.
– Vazgeçmemiz gereken başka konu “Piyasaların haklı olduğu” yaklaşımı. Bugün bu doğru değil, görüyoruz.
"Türkiye ABD ilişkilerinin nereye gittiği konusunda şaşkınlık içindeler"
Türk Amerikan ilişkilerinde bir kriz mi var?
“Ben 2-3 haftadır buradayım. Çok değişik toplantılarda, düşünce kuruluşları, üniversiteler, şirketlerle görüşmelerdeyim. Birincisi, Ortadoğu'da ne olup bittiğini hakikaten anlamıyorlar, ikincisi, bugün bizim coğrafyamızda bunlar yaşanırken Türkiye gibi bir ülkenin kayıtsız kalmasının imkansız olduğunu da anlamıyorlar! Arada çok büyük bir iletişim kopukluğu olduğunu ve Türk dostu olan, Türkiye-ABD ilişkilerine dünya açısından çok önem veren insanların bu işin nereye gittiği konusunda şaşkınlık içinde olduklarını gördüm… “
"Önemli rolümüz var"
“Bu kaos ortamının giderilmesinde Türkiye'nin önemli bir rolü olduğunu yaşayarak görüyoruz son bir aydır. Bölgeye baktığınız zaman Türkiye bütün ülkelerden ayrışıyor, ekonomisiyle, demokrasisiyle, halkıyla, becerileriyle, sanayi kapasitesi ile… Biz de bölgesel bir güç olmak istiyorsak, kendi mahallemizdeki olaylara da o veya bu şekilde dahil olmak zorundayız. Allah bize dünyanın en güzel ülkesini vermiş, kıymetini bilmiyoruz. Ben hâlâ inanıyorum, Türkiye farklı bir ülke, geleceği çok parlak bir ülke, dinamik bir ülke. Dünya açısından da kaybedilmemesi gereken, kazanılması gereken bir ülke. “