Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, Türkiye’nin kutuplaştığına işaret ederken, “AKP 30 Mart’ta yüzde 50 oy alsa dahi Türkiye yönetilemez vaziyettedir" dedi. "Yüzde 30 oyla yönetebilirsiniz, yönetildi de" diyen Bulaç, "Fakat yüzde 50 oy aldığınızda öbür yüzde 50 nefret duyuyor, sizinle hiçbir şekilde çalışmayı dilemiyorsa bunları yönetemezsiniz. Türkiye böyle bir noktaya geldi. Bu demokrasiyle ve sandıkla çözülebilecek sorun olmaktan çıkıyor. En tehlikeli olanı bu” ifadelerini kullandı.
Bulaç, Aksiyon’a verdiği mülakatta AKP’nin durumuna değindi ve “Partinin önde gelenleri ve ara kademeler acaba Erdoğan ile aynı kanaatte mi? Yoksa kenardan seyrediyorlar mı? Bana öyle geliyor ki seyrediyorlar. Bunun işaretini Sayın Erdoğan A Haber’de verdi. Dedi ki ‘bu operasyonda arkadaşlarım bana destek vermiyor’ Nitekim bakanlardan aktif olarak Başbakan’ın dilini, üslubunu, söylemini paylaşan çok değil. Hatta Binali Yıldırım net olarak ‘Başbakan’ın sert üslubu bana Izmir’de oy kaybettirdi’ dedi" şeklinde konuştu
'Muhalefet yaparken sosyolojiyi hedef almak tehlikeli'
Erdoğan’ın sert söylemlerini seçimlere bağlayan Bulaç, şunları kaydetti:
“AK Parti’nin rakibi CHP, MHP, BDP, Saadet Partisi ve diğer küçük partilerdir. Oysa rakibi Cemaat gibi davranıyor. Cemaat bir parti değil, siyasi bir olay değil, sosyolojidir. Muhalefet yaparken bir sosyolojiyi hedef almak çok tehlikeli bir şey. Bu, toplumda kutuplaşmaya sebebiyet verir. Her seçimde partiler birbirine girer, saç saça, baş başa; fakat aşağıda bir şey olmaz. Insanlar aynı camide namaz kılar, aynı manavdan alışveriş yapar. Iktidarda bulunan parti bir sosyolojiyi karşısına aldığı için toplumsal barışı ciddi manada tehlikeye sokuyor. Ve bunu Türkiye ilk defa deneyimliyor. Türkiye’nin ilk defa Sünni ana kütlesi içinde bir ihtilaf, bir kutuplaşma meydana geliyor. Bu bizim daha evvel gördüğümüz bir şey değil. Bildiğimiz Sünni-Alevi, Türk-Kürt, laik-antilaik ayrışmasına benzemiyor. Tarihte çatışma alanları bu üç noktaydı. Şu an iki dindar, iki Sünni ve aynı dünyayı paylaşan, iç içe yaşayan dindar bir kitle birbirine girdi. Bu o kadar ailelerin içine sirayet etti ki. Neredeyse boşanmalara sebebiyet verecek. Erdoğan saldırıyor, cepheleştiriyor, kutuplaştırıyor ve ayrıştırıyor. Bu çok tehlikeli.”