Gündem

"Ali Babacan ile konuşmak bu kadar mı zor?"

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, kendisine gönderilen okur mesajını değerlendirdi

30 Haziran 2019 12:53

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici; Ali Babacan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'nun yeni parti hazırlıklarına ilişkin iddialar üzerine kendisine mesaj gönderen bir okurun sorusunu değerlendirdi. Okurun "Ali Babacan'a ulaşmak bu kadar mı zor? Ya da gazeteciler hiç mi merak etmiyor onun ne diyeceğini?" sorusuna hak verdiğini dile getiren Bildirici, AKP döneminde gazetecilik reflekslerinin zayıfladığı eleştirisinde bulundu. 

Bildirici, yeni parti kurma çalışmalarıyla ilgili haberler hep kulis bilgilerine, duyumlara ve iddialara dayalı olduğunu belirterek, Ankara ve İstanbul'da toplantılar yapıldığı iddialarına rağmen "Gazeteciler, bu toplantılardan birini bile saptayıp somut verileri ortaya çıkaramıyor; Ali Babacan’ı bir yerlerde bulup soru soramıyor" yorumunu yaptı. 

Bildirici'nin "Ali Babacan ile konuşmak bu kadar mı zor?" başlıklı yazısında ilgili bölüm şöyle: 

"AKP döneminde bastırılan, uysal hale getirilen gazeteciler, mesleki reflekslerini kaybetti. Araştırmak, takip etmek, sorularla zorlamak, izin verilen dışında yazmak yok artık. Açıklamayla, sohbetlerde edinilen kırıntılarla, bilgi notlarıyla, kulağa fısıldananlarla yetiniyor gazeteciler. Onları da muhabirler değil, genellikle köşe yazarları kaleme alıyor. Muhabirlik etkisizleştirildi zira…
   
Babacan ve diğer ilgililerin somut demeci veya açıklaması da olmayınca bu tür “kaynağı belirsiz” ya da “kaynağın kimliği gizli tutulan” haberler yazılması kaçınılmaz. Ancak gazetecilikte “kaynağı gizli tutulan” haber yazmanın katı kuralları vardır. 
   
Ne yazık ki, Türkiye basın tarihi, bu kurallara uyulmadan Genelkurmay ya da kimi siyasetçiler adına yapılan ucube haber örnekleriyle dolu.  Şimdi de AKP’den ayrılacakların parti kurma hazırlığı haberleri oluştulurken etik kurallara yeterince özen gösterildiğinden şüpheliyim. Öncelikle kaynağı gizli tutulan haberler, başka şekilde bilgi alınamayan durumlarda başvurulan bir yöntemdir. 
   
Bir gazeteci, kaynağın kimliğini gizleyerek haber yazacaksa o kişinin doğru bilgiye sahip olduğundan ve kendisini yanıltmayacağından kuşkusu kalmamalı. Kaynağın verdiği bilgiyi kontrol etmeli.  Adını açıklamadığı kaynağın sadece konumunu değil, o bilgilerle ilişkisi ve gazeteciye aktarmasının nedeni hakkında okura da bilgi vermeli. 
   
En önemlisi de bilgi ve demeç arasında fark vardır. Bilgiye dayanan kaynağı gizli haber yazılabilir ama bir kişinin düşüncesini aktarmak için kaynağı saklı tutulan haber yazılamaz.  Çünkü bilgi araştırılabilir, kontrol edilebilir; demeç ise kişiye özeldir. Bir kişinin sözleri onun adıyla anlam kazanır. İsim vermeden düşünce aktaran gazeteci de bütün riskleri, sorumlulukları kendi üzerine almış olur. "

Faruk Bildirici’nin yazısının tamamını, farukbildirici.com adresindeki kişisel internet sitesini ziyaret ederek okuyabilirsiniz.