Sağlık

Alerjen nedir?

Vücudumuzda alerjik reaksiyon oluşturan maddelere alerjen denir. Alerjik şikâyetler alerjenlerin vücuda girmesiyle ortaya çıkar.

04 Ağustos 2008 03:00

Vücudumuzda alerjik reaksiyon oluşturan maddelere alerjen denir. Bağışıklık sistemimiz eğer alerjik reaksiyon yapmaya eğilimli ise, alerjenin ulaştığı organda alerjik bulguları oluşturur. Bu maddeler bağışıklık sisteminin kolayca tanıyabileceği “protein” yapısındaki organik materyallerdir. Alerjik şikâyetlerin ortaya çıkabilmesi için bu materyallerin bir şekilde vücuda girmesi gerekir.

En sık rastlanan alerjenler nelerdir?

En sık rastlanan ve en sık alerjik hastalığa yol açanlar çevresel alerjenlerdir. Bunlar da bulundukları ortama göre ev içi ve ev dışı olarak ikiye ayrılır. En sık rastlanan ev içi çevresel alerjen ev tozu akarı alerjenleri, daha sonra küf mantar ve hayvan alerjenleri gelir. En sık rastlanan ev dışı çevresel alerjenler ise polen ve daha sonra küf mantarlarıdır.

Ev tozu akarları tıbbi adıyla “mite” olarak adlandırılır. Bu parazit niteliğindeki böcekçikler normalde halı, kilim, yorgan, yastık, tüylü eşyalar ve oyuncaklarda yaşarlar. Yaşamaları için gerekli besini insan deri ve tüy döküntülerinden karşılarlar. Su ihtiyaçlarını ise havadaki nemden elde ederler. Bu nedenle insanın olduğu yerde, nemli ortamda ve tüylü zeminde yaşayıp ürerler. 30-40 mikron (1 mikron milimetrenin binde biridir) çapında bir büyüklüğe sahiptir. Yumurtlayarak çoğalırlar. Yumurtadan çıkan yavru 3 haftada erişkin hâle gelerek çoğalmaya başlar.

Ev tozu akarının en sık alerjeni dışkılarıdır. Yaşadıkları halı, kilim, perde vs. ye bıraktıkları dışkıları üzerinde yürüme, silkme ve benzeri hareketlerle çevre havaya karışır ve buradan kolayca burundan da geçerek solunum yollarına ulaşarak en sıklıkla alerjik astıma yol açar. İnsanın ev içinde geçirdiği en uzun süre yatak odaları olduğu için en sık akar alerjeni ile karşılaşma yeri de yatak odasıdır. Burada yatak, yorgan, yastık, yerdeki halı, kilim, perde ana kaynaklardır. Akarların nemin yüzde 50‘nin altında olduğu yerlerde ve 60 derece ısının üzerinde yaşama şansları azalır. En sık ev içi alerjenleri oldukları için ve her zaman ortamda bulundukları için yıl boyu alerji yaparlar. Tabii ki ev içinde ve kapalı ortamda geçirilen birim zamanın arttığı kış mevsimlerinde daha çok alerjik hastalık bulgusuna yol açarlar.

Polenler ot, ağaç ve çiçeklerin üremelerinde görevli olan çapları ortalama 5-40 mikron arasında değişen erkek gametlerdir. Polenlere ait klinik bulgular bu bitkilerin çiçeklerini açtığı üreme mevsimi olan bahar aylarında olur. Bunlar sadece bitkinin bulunduğu yerde değil kilometrelerce uzağa bile rüzgârla polen gönderebilir. Böceklerle aktarılan polenler ise daha ağırdır ve havada asılı bulunmadıkları için pek alerjiye neden olmazlar. Poleni daha ağır bir yapıya sahip olup böceklerle taşınırlar ve alerjiye pek neden olmazlar.

Küf mantarları ev içi ve ev dışı alerjen olma özelliğine sahiptirler. Bunlar sıklıkla ev içinde organik eşyaların, yemeklerin, ev dışında ise bitki ve hayvanların üzerinde yaşayan mikroplardır. Yenilen mantarlarla herhangi bir ilgileri yoktur. Küf mantarları nemli, organik besin artığı bulunan ortamlarda ürerler. Buradan da havaya bol miktarda üremelerini devam ettiren mantar sporlarını bırakırlar. Bunlar polenlerden çok daha küçük 3-5 mikron çapındaki hücrelerdir. Havaya kolayca karışır ve taşınırlar. Üremeleri ve etrafa spor bırakmaları yıl boyu olabilse de en sık havaların ısındığı ve orta şiddette rüzgârın olduğu bahar ve yaz aylarında üremeleri en üst düzeyde olur. Kışın düşük dereceli ısıda ve hele karlı ortamda üreyemez ve alerjiye neden olan sporlarını bırakamazlar.

Hayvan alerjenleri de sıkça rastlanan çevresel alerjenlerdir. Bunlar arasında en sık görüleni kedi ve köpek alerjisidir. Kedinin deri döküntüsü, tüyü, salyası, idrarı ve dışkısı alerjik olabilir. Bunlar alerjik nezle, egzama ve bazen de astıma yol açabilir. Bulgular sıklıkla kedi ile ev içinde yakın temasla olmakla birlikte, dış ortamda da olabilir. Kedi evden uzaklaştırılsa bile alerjenleri 6 ay ve daha uzun süre ile aynı ortamda kalabilir. Köpek de aynı şekilde ve benzeri materyalleri alerjiktir. Ayrıca kümes hayvanı, kuşlar, koyun ve birçok hayvana karşı, hatta laboratuvarda deney yapmada kullanılan hayvanlara karşı da laboratuvar çalışanlarında alerji saptanabilir.

Böcek alerjenleri içinde en sık rastlananı arı alerjisidir. Arının zehrinin içindeki bazı protein yapısındaki maddelere karşı alerji gelişir. Bunun gelişmesi için kişinin önce bu zehir ile karşılaşılıp duyarlı hâle gelmesi ve daha sonra tekrar karşılaşması gerekir. Arı alerjisinin en korkulan yönü, alerjen arının sokması ile direkt olarak vücuda girdiği için anaflaksi denilen ölümcül bir alerjik şoka neden olabilmesidir. Tüm arı tiplerine karşı alerji gelişebilir. Ayrıca sivrisinek ve diğer sokucu tüm hayvanların çıkartı, zehir ve salyalarına karşı da alerji gelişebilir. Gelişen alerjik reaksiyon sadece deride geniş bir kızarıklıktan ölüme kadar değişebilen yelpazede olabilir. Ayrıca bu grupta hamamböceği alerjisi de sayılabilir. Hamam böceğinin ise dışkısı alerjiktir. Henüz ülkemizde yaygın olmamakla birlikte, özellikle kapalı ortamda yaşamın uzun olduğu Amerika başta olmak üzere sosyoekonomik düzeyi yüksek ülkelerde daha sık rastlanır. Astım, alerjik nezle ve egzamaya neden olabilir.

İlaç alerjenleri içinde en sık bilinen penisilindir. Ancak bilinmelidir ki en sık ilaç alerjeni penisilin değildir. Tüm ilaçlar en az penisilin kadar alerjiye neden olabilir. Kullanılan antibiyotikler, ağrı kesiciler, insülin, hormon preperatları bunların başında gelir. İlaç alerjenleri içinde en korkulan durum ölümcül reaksiyon olan anaflaksiye neden olabilir. Ancak bu çok sık rastlanan bir durum değildir.

Besin alerjenleri içinde en sık rastlananı çocuklar için inek sütüdür. Bunun nedeni de inek sütünde anne sütünde bulunmayan “beta-laktoglobulin” isimli bir proteinin bulunmasıdır. Ayrıca yumurta, deniz ürünleri, fındık-fıstık, tahıllar, et, muz, kivi vs. diğer besin alerjisi nedenleridir. Bazen besinler üzerinde bulunan çevresel alerjenlerin alınmasıyla yanlışlıkla o besinin alerjik olarak algılanmasına enden olabilir. Örneğin domates üzerindeki polen o domates yenilince alerjik bulgulara neden olabilir. Besin alerjisi bulguları genelde karın ağrısı, ishal, kusma, ağız da şişme ile gelir. Ancak sadece gelişme geriliği, kilo alamama, alerjik astım, egzersiz şoku, saman nezlesi ya da özellikle çocuklarda alerjik egzama bulguları ile de gelebilir. İnek sütü, yumurta ve bazı besin alerjenlerine karşı reaksiyon çocukluk döneminde sonra görülmezken diğerleri ömür boyu devam eder.

(cocukalerjiklinigi.com)