22 Kasım 2010 02:00
T24- Yılbaşında ‘İki Yüzlü Estetik’ isimli kitabı piyasa çıkacak Dr. Ziya Şaylan, estetik operasyonların en çok rekabet yüzünden yapıldığını söyledi. Şaylan, aldatılan kadınların sıklıkla estetiğe başvurduğunu, erkeklerin de genç kadınlarla beraber olabilmek için "gençleşmek" istediklerini dile getirdi.
Neşe Düzel'in Taraf gazetesindeki Pazartesi Konuşmaları köşesinde yayımlanan (22 Kasım 2010) söyleşisi şöyle:
Ziya Şaylan: ‘İşsizlik, estetik yaptırtıyor’
NEDEN ZİYA ŞAYLAN
Bayram’da, kocamın büyük babasının Sivrihisar’daki Yukarı Kepen Köyü’ne gittim. Seksenine dayanmış Süleyman Amca’nın bana ilk sorusu “Bil bakalım kaç yaşındayım?” oldu. Kıs kıs gülerek, 50 yaşlarında göstermenin tadını çıkarıyordu. Gelini Hacer ise tarlada çalışmasına rağmen zayıflayamadığından şikâyet ediyordu. Dünyada öyle bir dönemden geçiyoruz ki, genci yaşlısı, şehirlisi köylüsü herkes genç, güzel, diri ve sağlıklı görünmenin peşinde. İnsanların, kadın-erkek, bütün hedefi aslında uzun yaşamak değil, hayatın tadı olan gençliği uzatmak sanki. Bu yüzden estetik ve sağlıklı yaşam sektörü insanların büyük ilgisini çekiyor, iki kişi biraraya geldi mi, siyasetin yanı sıra bu konu konuşuluyor. Biz de bu hafta güzelleştirme ve gençleştirme sektörünün ünlü isimlerinden Cerrah Ziya Şaylan’la insanlardaki genç görünme isteğini ve bunu mümkün kılmanın yollarını, yöntemlerini konuştuk. “İnsanlar hangi yaştan sonra gençleşmek istiyorlar? En çok nerelerini düzelttiriyorlar? Görüntüsü gençleşen biri, gerçekte yaşlanmış bedenine göre mi, yoksa gençleşmiş yüzüne göre mi davranıyor? Gençleşen insanların yaşam biçimi değişiyor mu? Yaşlılığın neden olduğu kusurların hepsi estetikle düzeltiliyor mu? Estetikle kaç yaş gençleşiliyor” sorularını sorduk. 32 sene Almanya’da estetik ameliyatlar yaptıktan sonra 2006’da Türkiye’ye gelen, gençleştirme ve yüz germeyle ilgili dünyaca bilinen bir buluşa imza atan Dr. Ziya Şaylan, estetikte her şeyin pembe olmadığını, gençleştirme ve güzelleştirme ameliyatlarının ve müdahalelerinin nankör yanlarının da bulunduğunu ortaya koyan 500 sayfalık bir kitap yazdı. Dr. Şaylan’ın ‘İki Yüzlü Estetik’ isimli kitabı yılbaşında piyasaya çıkacak.
***
NEŞE DÜZEL: İnsanlar niye estetik ameliyat yaptırıyorlar?
ZİYA ŞAYLAN: stetik ameliyat yaptırmanın farklı nedenleri var. İlk sırada gelen neden, insanlar arasındaki rekabet. Özellikle günümüzde, toplumda bir yer edinmek, toplumdaki yerinizi kuvvetlendirmek için, önce genç ve güzel görünmeniz lazım. İş dünyasında yaşlı görünenlere iş vermiyorlar. Mesela, personel müdürlerine bir test yapılmış. Önlerine işe başvuranların çirkin ve güzel fotoğrafları konulmuş. Müdür sadece güzel fotoğrafları seçmiş. Dolayısıyla işsizliğin yaşandığı bir dünyada, gençleşmek için yapılan estetik ameliyatlar her geçen gün artıyor. Bir de kadınlar, yakın çevresine güzel bir kadın girdiği zaman bize geliyorlar.
Yani bir kadın, başka bir kadınla rekabet edebilmek için mi estetik ameliyat olmak istiyor?
Mesela çok güzel bir kız geliyor. Daha güzel olmak istiyor. O kızın arkadaş çevresine onun kadar güzel birinin daha girdiğini ve yeni durumun verdiği rekabet hissiyle kızın estetik ameliyat olmak istediğini onunla biraz konuşunca hemen anlıyorsunuz. Mesela aldatılan eşler de estetik ameliyat isteyebiliyorlar. Ben o kadınları uyarıyorum. “Ben sizi, kocanızın 20 yaşındaki sevgilisi gibi yapamam. Bu ameliyatı elden kaçırdığınız kocanız için yapmayın. Kocanızın genç sevgilisiyle rekabet edemezsiniz. Bu ameliyatı kendiniz için yapın” diyorum.
Erkeklerin de estetik ameliyat yaptırdığını biliyoruz. Erkekler niye estetik ameliyat oluyorlar?
Son dönemde iyice yaygınlaşan bir şey var. Erkekler kendilerinden çok genç partnerlerle birlikte oluyorlar. Genç bir hanımla çıkan erkek, mutlaka genç gözükmek istiyor. Estetik ameliyatla, on, on beş sene önceki haline dönmek istiyor.
Peki, kadınlar kaç yıl gençleşmek istiyorlar?
Bu, yaşına göre değişiyor. 60 yaşındaki kadın, 20-30 sene gençleşmek isteyebiliyor. Otuzundaki de 5-10 sene gençleşmeyi kâfi buluyor.
60 yaşındaki bir kadının estetik ameliyatla 30 yaşında gözükebilmesi mümkün mü?
Ameliyatla ve dolgularla yapabiliyoruz bunu. Çünkü yaşlanmak demek, vücuttan madde kaybı demek. Dolgularla çok başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Zaten Amerika’da estetikteki yeni slogan şu: “Germe, doldur!” Şimdi o döneme girildi. Artık yüzü germiyoruz, dolduruyoruz. Çok daha güvenceli, çok daha az komplikasyonlu, çok daha zararsız bir yöntem bu. Mesela melez olan Angelina Jolie’nin gençlik resimleri çok çirkin.
Bir estetik ürünü mü Jolie?
Tahitili annesinden aldığı ağzı ve dudakları dışında tamamen cilt bakımıyla ve elmacık kemikleri, çene ve burun kenarları dolgularıyla güzelleşmiş biri o. Ona estetik ameliyat yapılmamış. Sadece estetik uygulamalar yapılmış.
Yüzü çok fazla doldurdunuz diyelim. Doldurduğunuz yeri tekrar boşaltabiliyor musunuz? Yüzü eski haline getirebiliyor musunuz?
Dolgu maddelerine göre değişiyor bu. Zaten hastalara ilk başta kalıcı maddeler sıkmıyoruz. Neye benzeyeceğini görsün, önceden bir fikri olsun diye geçici maddeler sıkıyoruz. Hatta Amerika’da gördüm. Bazı doktorlar yüze tuzlu su enjekte ediyorlar. Hastanın bir gün için yanakları şişiyor. Hasta beğenirse kalıcı dolguyu yapıyorlar.
Hangi yaş grupları ameliyat olmak istiyor?
Yapılan istatistiklere göre, en çok 45-60 yaş grubu istiyor. Bunların arasında da kadınlar her zaman çoğunlukta. Erkeklerde estetik yaptırma eğilimi her geçen gün artsa da, estetik yaptıranların yüzde 85’ini kadınlar, yüzde 15’ini de erkekler oluşturuyor hâlâ.
Kadın kaç yaşından sonra kendisini yaşlı hissetmeye başlar?
20’sinden sonra başlar. Toplum öyle şartlanmış ki, kadınlar hep güzel olmak zorundadır.
İnsanlar en çok nerelerini düzelttirmek istiyorlar?
Yaş değiştikçe, insanların değiştirmek istedikleri yerler değişiyor ama... Türkiye’de en çok yapılan ameliyatlar gene de burun, göğüs, yüz gerdirme ve gıdı ameliyatları. Göbek, bacak ve kalçadan yağ aldırma, yüz ve karın germe operasyonları. Ama şu da var. Eskisi gibi aşırı düzeltmeler yapılmıyor artık. Mesela on beş, yirmi yıl önce göğüslere çok büyük protezler koyardık. Şimdi insanların tercihleri değişti, eski büyük göğüsler yok artık. Daha makul protezler konuluyor.
Erkekler en çok nerelerini değiştirmek istiyorlar?
En çok gıdı aldırıyorlar, burun yaptırıyorlar ve göbekten, can simidi denen bölgeden yağ aldırıyorlar. Ben yeni bir makineyle ameliyatsız yapıyorum bunu. Bir de genç erkek göğsü dediğimiz bir durum var. Bu yüzden, genç erkeklerde de göğüs ufalttırmak isteyenler oluyor.
Niye genç erkeklerde göğüs büyümesi çok yaygın? Geçmişte de böyle miydi?
Hayır değildi. Yaygınlaşmasının sebebi çok tavuk yiyoruz şimdi. Tavukta östrojen var. Fastfoodlarda feci östrojen var. Çiftliklerde bir civciv yumurtadan çıktıktan altı hafta sonra kesimlik tavuk haline geliyor. Bunu yapmak için tavuğa devamlı hormon pompalıyorlar... Bu hormon, o tavuğu yiyenlere geçiyor ve göğüsleri büyütüyor.
Estetik ameliyatların tehlikeleri var mı?
Her ameliyatta komplikasyon vardır ama... Artık o eski tehlikeli ameliyatlar devri geçti. Şimdi hastalar bir haftada iyileşiyorlar. Komplikasyonlar yüzde 1’e düştü. Alt yüzün minimum komplikasyonla, güvenceli ve çabuk iyileşen bir yöntemle gerilmesiyle ilgili benim “S lift” diye bir kendi buluşum var. 2000 senesinde New York’taki Plastik Cerrahları Kongresi’nde son on senenin en büyük buluşu seçildi. Ben bir sürü doktora öğrettim bunu.
Bu ameliyatlar kalıcı mı?
Her ameliyatın bir ömrü vardır. Yaşlanma devam ettiği için geriye dönüş mutlaka olur. Mesela göğüs dikleştirmesi. Yerçekimi devam ettiği için o göğüs 10-15 sene sonra tekrar sarkar ve tekrar ameliyat gerekir. Burun da sarkabilir. Ama bir elmacık kemiği, bir çene ameliyatı hayat boyu kalıyor.
Ameliyat insanları gençleştiriyor mu gerçekten?
Mutlaka gençleştiriyor. Zaten gençleştirmediği takdirde doktor başarılı sayılmaz. Kişinin şansı varsa, kemik yapısı iyiyse, ne istediğini bilirse ve doktorunu da dinlerse 15-20 yaş gençleşebilir.
Ameliyatsız gençleşmek mümkün mü peki?
Şimdi yüzü germek için ameliyatın dışında başka yöntemler de bulundu. Kimyasal soymalar, lazer, radyo dalgaları, kök hücre uygulamaları çıktı. Bunlar cildi gençleştirmenin yanı sıra, yüzü bir miktar geriyor ve yüz germe ameliyatlarını ileri bir tarihe atıyor. Böylece kişi yüzünü gerdirmeden artık 45-50’ye kadar idare edebiliyor. Hafif sarkmalar ameliyatsız düzeltiliyor. Mesela biz şimdi hastanın kanını ve yağını alıyoruz. Kandaki büyüme hormonunu kök hücreyle karıştırıp yüze birlikte sıkıyoruz. Bu, diğer dolgu malzemelerine göre çok daha kalıcı oluyor, iki, üç sene kalıyor. Dedim ya... Artık yüz hemen gerdirilmiyor, önce dolduruluyor...
Ameliyatsız gençleşmek mümkün mü peki?
Şimdi yüzü germek için ameliyatın dışında başka yöntemler de bulundu. Kimyasal soymalar, lazer, radyo dalgaları, kök hücre uygulamaları çıktı. Bunlar cildi gençleştirmenin yanı sıra yüzü bir miktar geriyor ve yüz germe ameliyatlarını ileri bir tarihe atıyor. Böylece kişi yüzünü gerdirmeden artık 45-50’ye kadar idare edebiliyor.
Ameliyatsız, öyle mi?
Evet. Hafif sarkmalar ameliyatsız düzeltiliyor. Ameliyatın geri dönüşü yoktur. Bu yüzden biz hastalarımıza önce ameliyatsız yöntemleri öneriyoruz. Bir kadın 60’ına gelse bile, ben onun cildini düzelterek biraz daha beklemesini söylerim. Ameliyatsız yöntemlerle vakit kazanmak isterim. Zaten dünyada estetikte artık son görüş, cildin genç olmasıdır! Bu yüzden biz cilt bakımına büyük önem veriyoruz ve önce hastaların ciltlerini gençleştiriyoruz. Genç bir cilt her şeyden önce homojendir. Lekeleri yoktur, kırışıklıkları çok azdır ve daha gergindir.
Ameliyata dönersek... Yaşlanmış bir insanın yüzünü gerdiğinizde ifadesinde bir yapaylık olmuyor mu?
İki türlü yüz germe var. Biri, Hollywood usulü yüz germe. Diğeri, Amerika’nın Doğu yakasındaki yüz germe. Bu, daha doğal. Bu tür yüz germe sizi sadece geriye götürür. Yüzün aşırı gerildiği Hollywood cerrahisinde ise yüz oranları, ölçüleri değişir. Hasta sanki hızlı bir motosikletin üstündedir. Rüzgâra karşı duruyor gibidir. Aşırı gençleştirme amacını taşıyan bu germede, yüz arkaya doğru gider, burun delikleri açılır, ağız gerilir, gözler küçülür. 1970-80’lerde yapılan bu tür yüz germe artık makbul değil, istenmiyor. İyi bir cerrah, estetik ameliyatı doğal yapmak zorunda.
Estetiğin doğal olanı nasıl oluyor?
Estetik doğal yapıldığında, hasta, çevresinde yadırganmıyor. Çünkü yapay ameliyatları hastaların çevresi kabul etmiyor, itici buluyor. Zaten hastanın kendisi de aşırılığı o anda istiyor ama sonra pişman oluyor. Ama Türkiye’de insanlar öyle gerçekdışı düşünüyorlar ki... Bir hafta sonra düğünü var diye gelip yüzünü gerdirenler oluyor. Bir an önce gençleşmek istiyorlar. Bir hafta önce birisi geldi. Facebook’ta tanışmışlar. Bu hafta buluşacaklar. “Yüzümü gençleştir” diyor.
Botoksa gelirsek... Yüzünü gerdiren ya da botoks yaptıran biri doğal bir şekilde gülebiliyor mu?
İyi yapılırsa tabii... Bazı cesur doktorlar var, ağız kenarına fazla botoks yapıyorlar. Telaffuz bozuluyor. Hasta kendisi söylüyor, “Artık köpeğim gelmiyor. Çünkü ıslık çalamıyorum” diyor. Bunlar kötü, hatalı uygulamalar tabii. Botoksu gereken yere yapmak lazım. Botoks bir zehirdir aslında. Gıda maddelerinde bulunan, konserveden elde edilen çok kuvvetli bir zehirdir. Biz bunu sulandırarak kullanıyoruz ve kasın içine yapıyoruz. Kasın içinde beyinden gelen emirleri alan reseptörler var. Botoks onları bloke ediyor. Böylece kas beyinden gelen emre cevap vermiyor ve adale kasılamıyor. Botoks geçicidir, 90-120 günlük ömrü vardır. Botokstan dolayı insan yüzü daha genç görünüyor ve yorgun ifade kalkıyor.
Çok sık botoks yaptırmanın beyne sakıncası yok mu?
Hiçbir sakıncası yok. Kişi hayatı boyunca botoks yaptırabilir. Kırışıklıklara karşı 20 yıldır uygulanan botoks, tıpta 50-60 senedir kullanılıyor. Ama şu tehlikeli tabii. Bazı insanlar botoksu evde kendileri yapıyorlar ya da berberde vb. yaptırıyorlar. Sonra da düzelttirmeye geliyorlar. Çünkü bu tür vakalarda botoks mimik adalelerine değil de, yanlışlıkla fonksiyonu olan motor adalelere yapılıyor ve sonuçta hasta çiğneyemiyor, konuşamıyor. Gözkapağı üç, dört ay düşüyor... Amerika’da botoksu kendisi yapan biri solunum felci oldu. Son anda hastaneye yetiştirilip kurtuldu.
Botoksa kaç yaşında başlanabilir?
25-30’unda başlayabilir. Botoksun en güzel tarafı geçici olması.
En çok yapılan ameliyatlar arasında yağ aldırmayı saydınız. Vücut tekrar aynı yağı yapıyor mu?
Siz gene yemeğe devam ederseniz, vücut gene yağ yapıyor ama yağı aldığınız yerde doku değiştiği için artık orada yağ birikmiyor. Vücut yeni yağı, başka yerde depoluyor. Eğer yağ göbekten alınmışsa, yeni yapılan yağ mesela kolları, gıdıyı büyütüyor. Bir de yağ konusunda erkeklerle kadınlar farklı. Erkeklerde yağın yüzde 70’i adalelerin altında saklanıyor. Dolayısıyla erkeğin yağının yüzde 30’unu alabiliyorsunuz. Kadınlarda ise vücuttaki yağın yüzde 80-90’ınına ulaşabiliyorsunuz.
İnsanların ameliyat olduktan sonra ruhsal durumlarında bir değişiklik oluyor mu?
Gençleşmek ya da beğenmedikleri bir yanlarını düzelttirmek insanların kendilerine olan güvenlerini arttırıyor. Yürüyüşü, konuşması, psikolojisi değişiyor. Kendilerini daha iyi, daha genç hissediyorlar. Zaten Amerikalılar da artık estetik işine “güzelleşme” demiyorlar. “Kendini iyi hissetme” (wellness) diyorlar.
Ameliyat olanlar ne kadar sürede iyileşiyorlar?
Süre artık çok kısaldı. On günde iyileşiyorlar. Bir de tabii yaşa ve ameliyat olan yerin kalbe uzaklığına göre değişiyor süre. Kalbe yakın olduğu için göğüs ve yüz çabuk iyileşiyor. Kan deveranı daha yavaş olduğu için kalbe uzak olan bacaklar vb. daha geç iyileşiyor.
Sürekli genç kalmak mümkün olacak mı?
Şu andaki tıbba göre bu mümkün olamıyor... İleride suni deri, el, kulak, göz başlayacak ve işte o zaman ebedî gençlik olabilecek. Ama şu var. Gençlik süresi gene de çok uzadı. Ben çocukken, annem 55 yaşında bana yaşlı bir kadın olarak gelirdi. Ben 55’e geldim, kendimi genç hissediyorum. Çünkü orta yaş süresi çok uzadı. 35-65 yaş arasındaki otuz yıllık süre artık orta yaş oldu. Günümüzde orta yaş 65’te bitiyor. 65-75 arası erken yaşlılık, 75-85 arası da yaşlı dönem oluyor... 85’in üzerinde ise gerçek yaşlılık yaşanıyor. Artık estetik müdahalelerle, makyajlarla, cilt bakımlarıyla otuz sene boyunca orta yaş görünebiliyorsunuz.
Estetik insanı kaç yaşına kadar geri götürebiliyor?
Yaşınıza bağlı bu. Eğer 40 yaşındaysanız, görüntü olarak 25’ e kadar geri gidebilirsiniz. 50 yaşındaysanız, 35 görünebilirsiniz. 60’sanız, 40’a geri dönebilirsiniz... Artık insan, 70 yaşına kadar orta yaş görünebiliyor.
Peki, yaşlanmış bir vücudun genç bir yüze sahip olması, o insanın ruhunda bir karmaşa yaratmıyor mu?
Kendini yaşlı hisseden bir insan gençlik için uğraşmaz ki. Bana gelenlerin hepsi ruhları genç insanlar... Aslında insanın yaşını en çok elleri ele veriyor. Ama hasta aynayı eline alıyor yüzünü görüyor, elini görmüyor. Biz, hastalara “elinizi yaptırın” diyoruz. El ameliyatı yüzden çok daha kolaydır. Elin yanı sıra boyun, gerdan da ihmal ediliyor. Nişantaşı’ya gidiyorum. Yüzler güzel yapılmış ama... Boyunlarda Gucci, Escada eşarplar, kadınlar yaşlanan boyunlarını saklamaya çalışıyor. İnsan sadece yüzden ibaret değil, boynu da, elleri de, vücudun hepsini de yapmak lazım.
Düzeltemediğiniz bir yaşlılık işareti var mı peki?
Şu anda her şey düzeltilebiliyor. Düzeltemediğinizi ise saklıyorsunuz. Mesela kötü bir burun ameliyatını bile dolguyla düzeltiyoruz, büyütebiliyoruz.
En tehlikeli ameliyat hangisidir?
En tehlikeli durum, iki üç büyük ameliyatı aynı anda yapmaktır. Hem karın hem yüzü gerilmiş, hem de göğsü yapılmış bir hastada mutlaka pıhtı atar. Estetik ameliyatları azar azar yapacaksınız. Zaten dünyadaki en son görüş de, “azı karar”dır. “Önce memeyi yap, sonra karnı ger, üç dört ay sonra da yüzünü ger” denir. En kolay ameliyat göğüs protezidir. En zor ameliyat ise yüzdür.
Estetik ameliyat bir bağımlılık yaratıyor mu? Bir kere bir yerini düzelttiren daha sonra sürekli olarak eskidiğini ya da kötü olduğunu düşündüğü yerlerini değiştirmek isteyerek ameliyat olmaya geliyor mu?
Bu bağımlılık değil, “yansıtma” dediğimiz psikolojik bir rahatsızlıktır. Kişi, ruhsal durumunu göğüslerine yansıtmıştır. Göğüsler ameliyat edilir, güzelleşir ama problem bitmez. Kadın, problemi bu kez yüzüne yansıtır. Böyle çok sayıda hasta var. Kadınlarda doyumsuzluk çok fazla. Bunlar, doyumu estetik ameliyatlarda ve estetik uygulamalarda arayabilirler. Hastanın ruhsal durumu çok mühimdir. Hastanın ruhsal durumu iyi değilse... Doktorun o hastaya elini sürmemesi gerekir. Çünkü ne yaparsa yapsın, o hasta mutlu olmaz. Amerikalılar, “deli hastaları ancak deli doktorlar ameliyat eder” der.
Bir de kremler meselesi var. Kremler iddia edildiği gibi gerçekten gençleştiriyor mu insanı?
Kremler aslında iyi bir nemlendiricidir. Önemli olan kremi sürerken yapılan masajdır. Böylece kan dolaşımını hızlandırıyorsunuz ve cildi nemlendiriyorsunuz. Almanya’da bir ay süreyle hastanın bir göğsünü büyüten bir kremle masaj yaptık. Öbür göğsüne de vazelinle masaj yaptık. Her iki göğüs de büyüdü. Kısacası, ucuz kremler ucuz nemlendirici, pahalı kremler pahalı nemlendiricidir. Cildinize iyi bakmazsanız, onu zımparalamazsanız, üstündeki ölü tabakayı almazsanız, ucuzu da pahalısı da cildinizin içine girmez. Önemli olan cilt bakımıdır. Birkaç ay önce Alman Tabipler Odası’nın bir yayını geçti elime. Nivea ile pahalı kremlerin ciltteki sonucu aynı. Kremin pahalı olması şart değil. İçindeki maddeler önemli.
Moda olan estetik ameliyatlar var mı?
Ameliyatsız, bıçaksız yağ emmek yaygınlaştı. İlk defa ben uyguluyorum burada. Eskiden makine dokuyu parçalıyordu ve serbest radikaller ortaya çıkıyordu, Şimdi doku parçalanmıyor ve hastaya zarar vermiyor. Sonuç, iki haftada iki beden ufalıyorsunuz.
Şişmanladıklarında yağlar geri mi geliyor?
Aynı yerden şişmanlamıyorlar. Yağ almalarda diyet ve spor şarttır. Yapmazlarsa, vücudun gıdı, kollar gibi başka yerlerinden şişmanlıyorlar. Şunu da söyleyeyim. Amerika’daki bir toplantıdan yeni geldim. Artık orada anti estetik konuşuluyor. “Kırışıklık bize lazım. Yaşlılık güzeldir” diyen estetik karşıtı görüşler var. Bir dönemin her türlü estetiği yaptırmış olan estetiklerin kraliçesi Jane Fonda televizyona çıktı. Protezlerini çıkarttırmış, botoks yaptırmıyor. “Böyle yaşlanmak istiyorum” diyor. Yaşlılığın güzel olduğunu ispatlamak istiyor.
© Tüm hakları saklıdır.