Gündem

Aladağ davasından: Çocuğumuzun külünü bile göstermediler bize

Bilirkişi raporunda "Bina Bayındırlık şartnamesine uygun değil" ifadesi yer aldı

30 Mayıs 2017 18:50

Adana'nın Aladağ ilçesinde 11'i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği 22 kişinin de yaralandığı Süleymancılar cemaatine ait kız yurdu yangını faciasının duruşması başladı. 182 günün ardından kusurlu oldukları gerekçesiyle 7 tutuklu sanık Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde hâkim karşısına çıktı. Bilirkişi raporuna göre bina bayındırlık şartnamelerine uygun değil.

Doğan Haber Ajansı'ndan Murat Kibritoğlu ve Yaşar Korkusuz'un haberine göre duruşma öncesi aileler, çeşitli dernek ve sendikaların yanısıra CHP milletvekilleri de adliye önünde protesto gösterisi ve konuşmalar yaptı. Duruşma başladığında aileler ve diğer katılanların salona sığmayacağının anlaşılması üzerine Ticaret ve Sanayi Odası Salonu'na geçildi.

Tutuklu 7 sanık asli kusurlu bulundu

Olayla ilgili hazırlanan 24 sayfalık iddianamede, gerekli önlemleri almadıkları gerekçesiyle tutuklu şüpheliler Yurt müdürü Cumali Genç, yurt çalışanı Mahmut Deniz, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç asli kusurlu kabul edildi. Ayrıca yurdun denetlenmesini yapan Aladağ Kaymakamlığı'nda görevli 4 personelin de gerekli denetimi yapmadığı gerekçesiyle tali kusurlu olduğu belirtildi. 12 kişiye mezar olan yurt ise geçen ay içinde yıkıldı.

Bilirkişi raporu binayı kusurlu buldu

Yangın sonrası alınan örnekler ve inceleme bulguları İstanbul Teknik Üniversitesi laboratuvarlarına gönderildi. İncelemenin ardından itfaiye, yangın ve adli tıp uzmanlarından oluşan 3 kişilik uzman bilirkişi heyeti 19 sayfalık rapor hazırladı. Rapora göre yangın, elektrik tesisatında oluşan kısa devre ile 2 katta aynı anda başladı. Yurtta kullanılan ahşap ve yanmaya elverişli malzemeler nedeniyle yangın hızla yayılıp tüm binayı sardı. Tartışma konusu olan yangın kapıları ise dayanıksız PVC malzemeden yapıldığı belirlenirken 1'inci kat kapısı açılması imkansız, 2 ve 3'üncü kat kapıları ise yönetmeliğe aykırı bulundu.

Geniş güvenlik önlemi alındı

Aladağ İlçesi'ne en yakın Ağır Ceza Mahkemesi'nin bulunduğu Kozan Adliyesi'nde bugün (30.05.2017) görülmeye başlayan davaya çocuklarını kaybeden 10 aile müşteki sıfatıyla katıldı. Tutuklu sanıklar da geniş güvenlik önlemi altında tutuldukları cezaevinden duruşma salonuna getirildi. Haklarında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istenen sanıkların, kimlik tespitinin ardından savunmalarına geçildi.

Duruşma öncesi protesto 

Aileler, ellerinde ölen çocuklarının adları yazılı pankartlarla adliyeye geldi. Sosyal Haklar Derneği üyeleri ile birlikte yürüyen aileler, burada bazı CHP milletvekilleri, belediye başkanları, sendikalar, derneklerin temsilcileri ile buluştu. Avukat Can Atalay topluluğa hitaben yaptığı konuşmada şöyle dedi:

"Bugün burada kaçak bir yurtta yaşları gereği hiç olmaması gereken, göz göre göre ölüme götürülen kız çocukların davası için buluştuk. Bugün burda, 2007'den beri değil yurt açmak, mevcut kamusal yurtları da kapatma siyaseti sonucunda Aladağ'da İlçe Milli Eğitim Müdürü ve yetkilileri tarafından kız çocuklarının Süleymancılar cemaatinin yurtlarına yönlendirilmesi sonucunda 11 kız çocuğumuzun ölümü nedeniyle buluştuk. Hayatımızda bu kadar hile, desise bu kadar çirkinlik gördüğümüz, bu kadar örgütlü kötülük gördüğümüzü herkes bilsin.Duruşma salonunda da tek tek izah edeceğiz."

Faciada kızını kaybeden Ahmet Yetim, "İki kızımden biri yaralı, birini kaybettim. Bunun için yollara çıktım." diye konuştu. Bir çocuğunu kaybeden Teslime Aydoğdu ise şunları söyledi:

"Ben Tuba ile Neslihan'ın annesiyim. 2 kızım vardı o kaçak yurtta. Bu dünyada ben, ahirette Allah soracak hesabını onlardan. Hayatımın en kıymetli varlığını gasp edip göz göre göre yaktılar evladımı. Ben bunun sonuna kadar arkasındayım. Çocuğumuzun külünü bile göstermediler bize."

Melda Onur: Hukuk cinayeti olmaması için burdayız

Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı Melda Onur da " Ciddi bir sosyal cinayet oldu. Hukuk cinayeti olmaması için biz bu işe girdik. Çocuklarımızı karanlığa teslim etmemek için girdik. Bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz. Bundan sonra bu felaketer yaşanmasın diye buradayız." dedi.

Sanıklardan Yurt Müdürü Cumali Genç itfaiyeyi suçladı

Sanıklardan Yurt Müdürü Cumali Genç, gizli soruşturma dosyasındaki ifadelerinden sonra ilk kez mağdur aileler huzurundaki savunmasında "Ben yangında 12 yavrumu kaybettim biri de benim çocuğum" diye başlayarak şunları söyledi:

"Benim yaşadığım acıyı kimsenin hissettiğini sanmıyorum. Eşim de yaralandı. Yurtta elektrik panosundan yangın çıktığını düşünüyorum. 2016'nın başında göreve başladım. Elektrik, su, kalorifer tesisatı geniş çalışma yapılmış, tadilattan geçmişti. Gelen itfaiyede sadece 2 kişi vardı, vatandaşlarla birlikte kurtarma yaptık merdiveni duvara dayadık, çocukları bu şekilde almaya çalıştık. Yangın tüpleri bakım için gönderilmişti. Kış nedeniyle pencereler de kapalıydı. Bu nedenle üçüncü katın penceresine taş atarak oradakilere ulaşmaya çalıştık. Öğrenciler dört buçukta (16.30) okuldan çıkıp yurda geliyorlardı, hafta sonu da evlerine gidiyorlar, bu nedenle yangın tatbikatı yapılamadı. Yangın merdivenlerinin kapıları açıktı, belki çocuklar oynarken kolları düşürmüş olabilir. İtfaiyenin kıyafetleri yoktu. Bu kadar uzun sürmesinde itfaiyenin büyük kusuru vardır. Sepetli bir itfaiye aracı olsaydı eğer yangında daha az ölüm olurdu. Yurdun kapıları kesinlikle kilitli değildi."

Diğer sanıklar da itfaiyeyi suçladı

Sanıklardan yurdun sahibi derneğin yönetim kurulu üyesi Mahir Kılınç "Yurt 45 yıldan beri hizmet veren bir yer. Cumali Genç orada Yurt Müdürü olarak görev yapıyordu, yapılacak tadilatlar, alınacak kişileri o belirliyordu 17 yıl yurtlarda müdürlük yaptığını biliyorum, kendisine bu yüzden yetki verdik. Elektrik dağıtımını yapan firma yetkilileri Benim de iş yerime olayın olduğu gün gelip sayacını değiştirip inceleme yapacaklarını söylediler. Bu sayaçları aldıktan sonra ilçede 3 yangın daha meydana geldi" dedi.
Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa Öztaş ise, "Eğer sepetli bir itfaiye aracı olsa bu çocukların hepsi kurtarılırdı" diye suçlamada bulundu. 
Sanıklardan Ramazan Keleş çocuklara yardım amacıyla dernek yönetiminde görev aldığını belirtirken, dernek üyesi Ramazan Dede ise yurdun işletmesi ile ilgili bir görevi olmadığını söyledi.

Ne olmuştu?

Aladağ'da 29 Kasım 2016'da Süleymancılar cemaatine ait ortaokulda okuyan kız öğrencilerinin kaldığı özel kız öğrenci yurdunda elektrik kontağından yangın çıkmış; yurtta kalan eğitmen Fatma Canatan, yurt müdürü Cumali Genç'in kızı Sare Betül Genç, 8'inci sınıf öğrencileri Sema Nur Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü; 7'nci sınıf öğrencileri Gamze Bagir, Sümeyye Yetim, İlknur Maden; 6'ıncı sınıf öğrencisi Nurgül Pertlek, 5'inci sınıf öğrencileri Bahtınur Baş, Tuğba Aydoğdu ile Cennet Karataş hayatını kaybetmişti.