İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Adana Kozan’da, "Bugüne kadar size gelmeyen, derdinizi dinlemeyen muhteremlerin rahatını bozmak üzere yola çıktım. Rahatları bozuldu. 3600 dediler, yapmadılar. Söyleye söyleye kenarından düzelttiler, o da eksik oldu. İnşallah, biz gelince, biz yapacağız. EYT dediler, senelerdir; EYT, EYT. Şimdi mecbur kaldılar. Ocak ayında EYT’yi çözüyorlar. Allah’ımıza bin şükür işte seçmenin velinimet olmasının sonuçları. Onlar tam anlamıyla çözemez. Çok az kaldı. Altı ay, yedi ay, sekiz ay… Neyse. Sonunda inşallah biz çözeceğiz" dedi.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Adana’nın Kozan ilçesindeki esnaf ziyareti sırasında, vatandaşlara seslendi. Akşener, şunları söyledi:
"Şimdi gerçek dertler konuşuluyor"
“2020 20 Ocak’ta başladığımız il il, ilçe ilçe, esnaf esnaf yaptığımız gezinin bir ayağı olarak Kozan’dayız. Bu güzel kalabalık için sizlere teşekkür ediyorum. Bunun bir vebali var. Bu vebal için de haklarınızı bana helal edin. Cenab-ı Hak, yalan söyleyenlerden eylemesin. Hak yiyenlerden eylemesin; hırsızlık yapanlardan hiç eylemesin.
Bugün burada, esnaflarımızla; dükkanların içindeki insanlarımızın dertleri ile hemhal olmak için buradayız. Çok uzun zamandır… Şimdi şimdi gerçek dertler konuşuluyor. İki buçuk yıldır bunun için mücadele ediyoruz. Halbuki, ne konuşuluyordu? Sen nerede doğdun; kaşın burada, gözün niye burada? Gözünün üstünde kaşın var, niye öyle? Arkadaş, Allah öyle yaratmış sana ne?
Ama bunlar üzerinden tartışa tartışa, çırak çıktınız. Çok uzun bir zamandır; esnafın derdinden, tüketicinin derdinden, gencin derdinden, emeklinin derdinden, kadının derdinden, atanamayan öğretmenin derdinden konuşmak yerine, sen şucusun, sen bucusun diyerek yapılan siyasete hayır demek için başlattığımız bu gezilerde öyle bir şey oldu ki…
"Şimdi yeniden velinimet oldunuz"
Çok uzun bir zamandır, seçmen velinimet olmaktan çıkmıştı. Şimdi yeniden velinimet oldunuz. Ben başta olmak üzere herkesi buraya getirip, karşısında resm-i tazim durdurun. Çünkü patron sizsiniz. Sizi birbirinizle kavga ettirip oy almak çok kolay iş. Ama derdine çare bulmak üzere çalışıp, o derdin çözümünü oluşturup, o çözüm üzerinden siyasi partiler, sizin için rekabet ederse; işte acı meseleler, acı meselelere tatlı çözümler üretmek zorunda kalınır.
Bugüne kadar size gelmeyen muhteremlerin rahatını bozmak üzere yola çıktım. Rahatları bozuldu. 3600 dediler, yapmadılar. Söyleye söyleye kenarından düzelttiler, o da eksik oldu. İnşallah, biz gelince biz yapacağız. EYT dediler, senelerdir… Şimdi mecbur kaldılar, konuş konuşa mecbur kaldılar. Ocak ayında EYT’yi çözüyorlar. Allah’ımıza bin şükür işte seçmenin velinimet olmasının sonuçları. Onlar çözemez. Çok az kaldı. Altı ay, yedi ay, sekiz ay… Neyse… Sonunda inşallah biz çözeceğiz.
"Bir doları çocuklarımıza çok gördüler, 24 milyar lirayı Hariri’nin cebine koydular"
Gençlere ‘süfli’ denildi, kadınlara ‘sürtük’ denildi. Ama… Biz Meclis’te dedik ki… Çocuklar aç gidiyor okullara. Hiç değilse, her gün devlet okullarında okuyan talebelere bir öğün ücretsiz yemek verelim. Meclis’e getirdik. Cumhur İttifakı’nın bileşenleri tarafından reddedildi. Ama… Tam 24 milyar lirayı, Hariri’nin cebine koydular. Niye? Patronun arkadaşıymış. Sayın Cumhurbaşkanı’nın aile dostuymuş. Ayıp olmasın diye 24 milyar lirayı Telekom’dan aldılar, sizin cebinizden aldılar, Kozanlı’nın cebinden aldılar. 24 milyar lirayı koydular Hariri’nin cebine. Haram olsun, zıkkım olsun elbette. Ama; bir öğün yemek teklifimizi reddettiler. Alt tarafı bir öğün. Öğrenci başına düşen, bir dolar civarında masrafı var. Bir doları çocuklarımıza çok gördüler, 24 milyar lirayı Hariri’nin cebine koydular.
Ankapark. Ankara’da çok konuşuldu. 14 milyar lira para verildi. Zavallı dinozorlar, elleri kolları kırılmış… Çarpışan arabalar var, çarpışamıyorlar. Ama 14 milyar lirayı kendi yandaşlarının cebine koydular. İki kişiye 14 milyar lira, öğrenci başına bir doları, 22 lirayı çok gördüler. Bu bir harami düzendir. Bu harami düzeni el ele verip, birlikte yıkacağız. Bütün siyasiler, sizin dertleriniz üzerinden, çözüm üretecekler, rekabet edecekler. Siz patronsunuz, hangisini uygun görürseniz ona oy vereceksiniz. Bu da bizim için amenna…” (ANKA)