Yeniçağ yazarı Selcan Taşçı Hamşioğlu, 2017'deki referandum sürecinde YSK'ya hakaret ettiği iddiasıyla ifade veren İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkındaki bilirkişi raporunun 2019 yerel seçimlerden iki hafta önce açıklandığını, imzası olan Mehmet Çobaş'ın da yerel seçimlerden hemen sonra TBMM Başkanlık Müşaviri olarak atandığını yazdı.
Selcan Taşçı Hamşioğlu, 2017 referandumdan Akşener'in bir programda, "Hakemin şike yapabileceğini nereden bilebilirdik" ifadesini kullandığını hatırlatarak, "Antalya Cumhuriyet Savcılığı, Akşener'in sözlerini 'Hakaret' kabul etti ve harekete geçti. Gelin görün ki, o ilk hamleden sonra, 2019 yılına kadar, tabiri caizse yaprak kıpırdamadı dosyada. 14 Mart 2019'da, yerel seçimlerden 16-17 gün önce bilirkişi raporu tamamlandı. 23 Haziran 2019'da tekrar edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine 25 gün kala iddianame kabul edildi ve dava açıldı. Bu arada İBB seçimlerini yeniden Millet İttifakı'nın kazanmasından hemen sonra Akşener hakkındaki FETÖ dosyasına 'gizlilik' kararı geldi. Kronolojik seyir için "Tesadüf" diyebilirsiniz…" ifadesini kullandı.
Taşçı Hamşioğlu, şöyle devam etti:
"Kronolojik seyir için 'Tesadüf' diyebilirsiniz…
Lakin… Yerel seçimlere iki hafta kadar bir zaman kala açıklanan bilir kişi raporunda imzası olan üç kişiden birinin, yerel seçimlerden hemen sonra TBMM Başkanlık Müşaviri olarak atanması da mı tesadüf?
Peki ya öncesinde, Akşener'in de ortağı olduğu Millet İttifakı'na karşı yarışan Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım'ın Başbakanlık dönemindeki Hukuk Başmüşaviri olması? Ondan da önce Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Hukuk Danışmanı olması?
Hepsi bir yana, sosyal medyadan 7/24 Binali Yıldırım propagandası yapması; kazanması için "Sefer bizden, Zafer Allah'tan" diye dualar, dilekler paylaşmış olması?
Akşener'in, "YSK'ya hakaret ettiği" yönündeki bilirkişi raporuna imza atan üç hukukçudan Mehmet Çobaş'ın, İBB seçiminden bir gün önceye ait, 22 Haziran 2019 tarihli Twitter mesajını paylaşayım sizinle:
"Son tahlilde yarın İstanbul'u FETÖ'ye (aslında da onun arkasındaki 'zulüm 1453 de başladı' diyen Küresel ifsat komitelerine) teslim edemeyiz."
'FETÖ' ve 'Küresel ifsat komitesi' kabul ediyor Millet İttifak'ını; kendi ifadesi.
Akşener'in 'şüpheli' olduğu bir soruşturmada, Akşener'in de ortağı olduğu ittifak hakkında böyle bir yargısız hükümde bulunmuş, taraf olmuş birinin 'tarafsız bilirkişiliğine' güvenilebilir mi?
Kaldı ki, diğer iki bilirkişiden de birinin, hakaret davası için ilginç bir tercih olarak emekli Sayıştay Denetçisi, diğerinin de Çobaş'ın arkadaşı olduğu ve niyeyse dosyada sicil numarasının da bulunmadığı söyleniyor."
Yazının tamamını okumak için tıklayın.