Gündem

Akşener'den Erdoğan'a 'İdlib' mesajı: Mikrofon delikanlılığını artık bırakın

11 Şubat 2020 09:40

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Meclis grup toplantısındaki konuşmasında İdlib'deki gelişmelere öncelik vererek "Ülkemizi soktuğunuz Suriye bataklığında, Mehmedim can veriyor, siz daha neyi bekliyorsunuz? Mikrofon delikanlılığını artık bırakın, ve gerekeni yapın!" dedi. 

Hükûmetin "İdlib'de verilen şehitlerle ilgili açıklamalarının aynı olduğuna" vurgu yapan Akşener; "Devletin sözüne inanmak durumundayız. Ancak bu inancımız, tahammül sınırlarını zorlayan bir noktaya geldiğimiz gerçeğini, ortadan kaldırmıyor. Evet, artık tahammülümüz kalmadı" diye konuştu. 

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Koronavirüs ile ilgili alınan tedbirleri açıklarken, "Her sabah bir kaşık dut pekmezi yiyin" sözlerine de atıf yapan Akşener "Ölümcül virüslere karşı dut pekmezi yemek tedbir değildir" dedi. Virüsün kuluçka döneminin 14 gün olduğunu belirterek, yurt dışından gelen Uzak Doğu yolcularının termal kameradan geçirilmesinin yeterli olmayabileceğini söyleyen Akşener, "Önlem dediğiniz bu mu? Olası bir salgında hangi bölgelere çadır hastaneler kurulacak? Bunların planları var mı?" diye sordu.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Erdoğan'ın damadı da olan Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı sert ifadelerle eleştiren Akşener iktidara, "Türkiye borca batmış umurlarında değil. Damat beşinci kez hedef tutturamamış umurlarında değil" diye tepki gösterdi.

Akşener, Erdoğan'a, "Damadını çok beğeniyorsan git bir şirket kur, gönder damadını başına onu batırsın. Milletin rızkıyla daha fazla oyun oynatma. Ya damadını görevden alır ya da bu millet seni de damadınla birlikte kapının önüne koyar bilesin. Söylemedi demeyesin" diye seslendi.


Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Maalesef yeni haftaya yeni bir acıyla girdik. İdlib'teki saldırıda 5 Mehmedimizi şehit verdik. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. (İktidara) Ülkemizi soktuğunuz Suriye bataklığında mehmedim can veriyor, siz daha ne bekliyorsunuz? Mikrofon delikanlılığını artık bırakın ve gereğini yapın."

"Devletin sözüne inanmak zorundayız ancak bu inancımız tahammül sınırlarını zorlayan bir noktaya geldiğimiz gerçeğini ortadan kaldırmıyor."

"(Van'daki çığ felaketi) Gösterilmesi gereken dikkatin gösterilmediğinden bahsediyorlar. Henüz aydınlığa kavuşmamış sorumsuzluklara dair iddialar var. İnsan hatalarından söz ediliyor. Sabiha Gökçen'de yıllardır bitirilemeyen ikinci piste, sayın bakanın tabiriyle yorgun piste dikkat çekiliyor. Biliyorsunuz İstanbul'da kaza yapan uçaktan hemen önce aynı piste inecekken vazgeçen uçaklardan birinde ben vardım. Detaylı bir inceleme yapılması gerekir ama yapılmıyor. Uçak pist dışına çıkıyor yardım için gelen özel harekat ekibi çukura düşüyor. Yeteri kadar ambulans gelmiyor yaralılar yolcu otobüsüyle hastaneye götürülüyor. İktidara soruyorum; Allah aşkına biz ne zaman bu kadar ciddiyetsiz bir ülke haline geldik? Bu beceriksizlik benim uykularımı kaçıyor, siz nasıl oluyor da her şey yolundaymış gibi davranabiliyorsunuz? Partime ve bana karşı tehditlerinizden korkmadım ama bu vurdum duymazlık beni korkutuyor."

"Olası bir salgında sağlık çalışanlarımız ne yapacaklarını biliyor mu? Rusya, ABD aşı geliştiriliyor. Türkiye'de herhangi bir kurum bu senaryoya karşı bir önlem alıyor mu? Sorduk ne önlem aldınız dedik, yolcuları termal kamerayla kontrol ediyoruz dediler. Ateşi olmayan geçip gidiyor. Bu virüsün kuluçka dönemi 14 gün. Sağlam geçen biri 10 gün sonra fenalaşabilir. Önlem dediğiniz bu mu? Olası bir salgında hangi bölgelere çadır hastaneler kurulacak? Bunların planları var mı? Ölümcül virüslere karşı dut pekmezi yemek tedbir değildir."

"(Erdoğan'a) İstersen Mersin'den Mısıra köprü projesi getir onu tartışalım; istersen damadının dediği Ankara'dan aya duble yolu getir onu tartışalım ama önce milletin canını güvence altına alalım."

"(Erdoğan'a Albayrak ve Pakdemirli tepkisi) Tarımı batan bir adamı bakan yaptı. Konuyla ilgili en ufak bir bilgisi olamayan damadını bakam yaptı. Yetmedi bu arkadaşları tüm başarısızlıklarına rağmen yerinde tutuyor. Neden rahatlar biliyor musunuz? Türkiye kaybedince o paralar ceplerinden çıkmıyor. Türkiye borca batmış umurlarında değil. Damat beşinci kez hedef tutturamamış umurlarında değil. Damat Bey şans eseri özel bir şirkette finanstan sorumlu genel müdür yardımcısı olsaydı ve bir sunum yapsaydı şirketi gelecek yıl yüzde 50 büyüteceğim deseydi bir yıl sonra da dediği ne varsa tersi olsaydı damat beyi o koltukta oturturlar mıydı? Damat bey enflasyon düşecek dedi o kadar kurcalamasına rağmen yüzde 12'ye çıktı. Sayın Erdoğan damadını çok beğeniyorsan git bir şirket kur, gönder damadını başına onu batırsın. Milletin rızkıyla daha fazla oyun oynatma. Ya damadını görevden alır ya da bu millet seni de damadınla birlikte kapının önüne koyar bilesin. Söylemedi demeyesin." 

"(İlker Başbuğ'un başlattığı 'FETÖ'nün siyasi ayağı' tartışması) Biz bu tartışmada şahıslarla ilgili değil kurumlarla ilgiliyiz. 'Bu tartışma FETÖ'nün kendisine mi yarıyor?' bu sorunun cevabıyla ilgiliyiz biz.

Suç duyurusunda bulunmadılar. Tazminat davası açtılar. Dertleri para. Erdoğan ne demişti? 'Kandırıldık'... Türkiye'yi 15 Temmuz ihanetine götüren süreç ortadayken kurumlarımızın daha fazla yıpratılmasına izin veremeyiz.

Madem bizim önergelerimize destek vermiyorsunuz, o zaman siz bir önerge verin, biz sizin önergenize destek verelim. çünkü Türkiye'nin artık bu hesabı kapatması lazım. "

"Slogan deyip geçtiğin o sözler işkembeden atılmadı. O bayrak ortaya dikildiği gün yüreklerden sökülüp söylendir. Kıbrıs Türktür Türk kalacak. Ne mutlu Türküm diyene."