Akşam'dan Emin Pazarcı günlerdir tartışılan bedelli askerliği köşesine taşıdı. “21 günde ne öğrenilir” eleştirilerilerinin aksine 'istenirse 21 günde çok şey öğrenilir'i savunan yazar, "Bedelli askerlik demek, o haktan yararlanacak olanların ülke için hiçbir bedel ödemeyecekleri anlamına gelmez ve gelmemeli de" dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar dün yaptığı açıklamada, bedelli askerlikte temel eğitim süresinin değişebileceğini, süre konusunda görüştüklerini açıklamıştı.
TIKLAYIN - Milli Savunma Bakanı Akar: Bedelli Askerlikte temel eğitimin süresi değişebilir
Emin Pazarcı'nın "Bedelli bedel ödemez mi?" konu başlığıyla bugün yayımlanan yazısının tamamı şöyle:
"Gerekli adımlar atıldı. Seçim öncesi verilen sözler yerine getirildi. Bedelli Askerlik düzenlemesi Meclis’ten geçiyor.
Ama tartışmalar bitmedi, devam ediyor…
Halen memnuniyetsiz olanlar var. Bazıları “21 gün de nereden çıktı? Gerekli bedeli ödeyelim, hiç gitmeden askerliğimizi yapmış sayılalım” diyor. Bazıları da 21 günü az bulup, “21 günde hiçbir şey öğrenilmez”yorumlarını yapıyor.
İkisi de doğru değil, iki bakış açısı da yanlış.
Önce bir noktanın altını çizelim: Yığılmalar vardı, bir adım atmak gerekiyordu ve bu düzenleme yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Erdoğan da dün AK Parti Grup Toplantısı’nda bir daha bedelli askerlik düzenlemesine gerek bırakmayacak yeni bir askerlik sistemine geçileceğini açıkladı. Zaten uzun süredir profesyonel askerliğe yönelik adımlar atılıyor. Artık sınır ötesi operasyonlarda ve sınırlarımız içinde yürütülen terör mücadelesinde vatani görevini yapan er ve erbaşlar sahaya sürülmüyor. Profesyonel kadrolara görev veriliyor.
Olumlu sonuçlar da alınıyor.
Ancak bu durum, milletin geri kalan bölümünün bir köşeye çekilip, olan biteni seyretmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Çünkü bu ülkede yaşamanın, bu ülkenin toprağından beslenmenin bir de bedeli olsa gerek!
Dünyanın bin bir türlü hali var. Bugün başımızda olan terör belası, yarın çok daha farklı ve büyük bir sıkıntıya dönüşebilir. Ne yapacağız o durumda? “Nasıl olsa profesyonel kadrolar var, bu iş bizi ilgilendirmez” mi diyeceğiz? Ülke savunmasını onlara ihale edip, bir köşeye çekilecek ve olan biteni seyredecek miyiz?
Olacak iş değil bu! Çanakkale’de ve Milli Kurtuluş Savaşı’nda böyle mi yaptık biz? İşgalcilerin karşısına topyekûn bir millet olarak çıktık.
İşte o yüzden Erdoğan da bugün “Milletin askerlikle bağını tamamen kesmeyi doğru bulmuyoruz” dedi:
-Türk Milleti asker millettir.
O sebeple bedelli askerlikte 21 günlük bir temel eğitim öngörüldü. Düzenlemeden yararlananlar, o süre içinde askerlik ruhunu alacaklar ve en azından silah tutmayı ve kullanmayı öğrenecekler. Allah göstermesin gerek duyulduğunda onlar da ellerini taşın altına koyacaklar.
Bu ülke için bu kadarcık da bedel ödensin artık!
***
Tabii bu süreyi az bulup, “21 günde ne öğrenilir” eleştirileri yapanlar da var…
Öğrenilir, istenirse 21 günde çok şey öğrenilir!
Ben, askerliğimi 8 aylık kısa dönem er olarak yapanlardan biriyim. Ak Ajans’ta gazetecilik yapıyordum. Zaman kaybetmek istemedim. Yedek subaylık yerine, süresi daha az olan erliği tercih ettim. O uygulamanın ilk örneklerinden biriydik. Çavuş olmamız ve gençleri asker olarak yetiştirmemiz için 1,5 aylık bir eğitime aldılar bizi. O sürenin en az bir hafta-10 günü de arazide ot yolmakla geçti.
Sonuçta yemin töreninin ardından erleri eğitebilecek ve onlara savaş tekniklerini öğretebilecek duruma geldik.
1980 Darbesi’nin etkilerinin sürdüğü, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı günlerdi onlar. Herkese bir kulp takılıyordu o dönemde. “Sakıncalı” dediler, beni çavuş bile yapmadılar. Verdikleri o kadar emek boşa gitti. Er olarak kaldım ve açıkçası hiçbir işe yaramadım. Ancak, bugün ihtiyaç duyulsa, aldığım bilgilerle asker yetiştirebilecek ya da cephede iş yapabilecek askeri donanıma sahibim. Gözümü kırpmadan da giderim.
45 gün gibi kısa oldukça bir sürede gerçekleşti bütün bunlar. O yüzden 21 günlük süre hiç de kısa değil.
Yeter ki gerektiği gibi değerlendirilebilsin!
***
Tekrar altını çizerek söylüyorum:
Bedelli Askerlik demek, o haktan yararlanacak olanların ülke için hiçbir bedel ödemeyecekleri anlamına gelmez ve gelmemeli de.
Yığılmalar söz konusuydu, bir ihtiyaç vardı ve bu düzenleme yapıldı.
Hiç temenni etmemekle beraber, yarın başka bir ihtiyaç doğarsa, hepimiz gibi onlar da bedel ödeyecekler ve ödemek zorundalar.
Bu ülke hepimizin!..
Bu topraklar üzerinde birlikte yaşıyoruz. Sahip olduğumuz her şeyi de bu topraklara ve bu ülkeye borçluyuz.
Aldığımız gibi gerektiğinde vereceğiz elbette.
Bedelli gerçeği ve olması gereken budur. Bunun dışında yapılan değerlendirmelerin tamamı boş laftır!"