Star yazarı Resul Tosun, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak "Demek ki laiklik darbeleri engelleyen bir şey değilmiş. Aksine 15 Temmuz da dâhil bütün darbelerin altında bir şekilde laiklik gerekçesi yatıyormuş!" dedi. Tosun, "Cebinde teberrüken bir dolar taşıyanlar, liderlerinin tırnağını, kılını saklayıp, ağzını sildiği peçetesini yiyenler eğer sahih İslam’ı öğrenselerdi öylesine sapkınlık içine düşmezlerdi. Onların sapkınlığının sebebi laiklik bahanesiyle onlara sahih İslam’ı öğretmeyen sistemdir. Siz laiklik gerekçesiyle onlara sahih İslam’ı öğretmezseniz, onlar gider sapıkların tuzağına işte böyle düşerler!" ifadesini kullandı.
Resul Tosun'un "Darbeleri hangisi besliyor, dini eğitim mi, laik eğitim mi?" başlığıyla yayımlanan (16 Ağustos 2016) yazısı şöyle:
15 Temmuz darbe/işgal hareketinin arkasından dini istismar eden bir şarlatanın çıkması üzerine kimi çevreler laik eğitimi gündeme getirmeye başladı.
Önce CHP kel alaka laikliği hatırlatıp durdu/duruyor. Sonra geçmişte de İmam Hatip karşıtlığıyla bilinen bazı iş çevreleri de saçmalamaya başladı.
Mesela önemli iş adamlarından biri diyor ki, “Eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz’da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır.”
***
Tamam, siyasi sistem olarak laikliği biliyoruz da laik eğitim nedir bilen var mı?
Ya da eğitimin laik standardı nasıl oluyormuş tarif edebilecek bir eğitimci var mı?
Mesela ilahiyat fakültelerinde akaid, fıkıh, tefsir veya başka bir dersin laiklik standardı nasıl olacak?
Ayetler, hadisler ve diğer dini kaynaklar laiklik ile nasıl bağdaştırılacak?
Yahut başka şekilde soralım, paralel yapının veya diğer cemaatlerin sapkınlıklarını laiklik nasıl engelleyecek?
***
Hadi paralel yapının giriştiği 15 Temmuz darbe/işgal teşebbüsünü bir kenara bırakalım.
1960, 1971, 1980 ve 1997 darbelerinin hatta 27 Nisan 2007 muhtırasının mimarları dindarlar mıydı yoksa laik olduğunu ya da laik eğitim aldığını iddia edenler mi?
Hepsi laikliği savunanlar ve laikliğin elden gittiğini iddia eden zavallılardı.
Demek ki laiklik darbeleri engelleyen bir şey değilmiş.
Aksine 15 Temmuz da dâhil bütün darbelerin altında bir şekilde laiklik gerekçesi yatıyormuş!
***
Paralel yapı mensuplarının sapkınlıklarına bakarak laikliği savunanlar kusura bakmasınlar o sapkınlıkların da sorumlusudurlar.
Çünkü o sapkınlıkların temelinde laiklik bahanesiyle, yetişen nesillerin sahih İslami bilgiden mahrum bırakılması yatmaktadır.
Cebinde teberrüken bir dolar taşıyanlar, liderlerinin tırnağını, kılını saklayıp, ağzını sildiği peçetesini yiyenler eğer sahih İslam’ı öğrenselerdi öylesine sapkınlık içine düşmezlerdi.
Onların sapkınlığının sebebi laiklik bahanesiyle onlara sahih İslam’ı öğretmeyen sistemdir.
Siz laiklik gerekçesiyle onlara sahih İslam’ı öğretmezseniz, onlar gider sapıkların tuzağına işte böyle düşerler!
***
Darbelerin temelinde demokratik kültür yoksunluğu, dini sapkınlıkların temelinde de sahih İslam’ın öğretilmemesi yatmaktadır.
Çaresi gayet basittir.
Darbelere engel olmak için askeri okullar dâhil bütün eğitim kurumlarımızda çocuklarımıza demokrasi kültürünü adam gibi vermek ve askeri birlikleri şehirlerden uzaklaştırmak gibi darbe imkânlarını ortadan kaldırmak gerekir.
Dini sapkınlıklara engel olmak için de ezici çoğunluğu Müslüman olan bu millete sahih İslam’ı öğretmek gerekir.
Yoksa bugün paralel yapı yarın başka sapkın cemaatlerin zuhuruna mani olamazsınız.
Evet, en önemli sermaye insan kaynağıdır; ama o kaynağı laiklik gerekçesiyle sapıklıklara meyledecek şekilde boş bırakmamak gerekir.
Ayrıca unutmamalıdır ki darbecilerin tankına, tüfeğine ve uçağına karşı direnenlerin ve 26 gün sabahlara kadar demokrasi nöbeti tutanların ezici çoğunluğu tekbir getirerek şehadeti göze alan dindarlardı!