Politika

AKP'li Özdağ: Muhsin Yazıcıoğlu, devletin sigortasıydı

"Yazıcıoğlu, çekiç güç oylamalarında hiçbir zaman evet oyu vermedi"

19 Mart 2018 21:20

AKP Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, 25 Mart 2009 tarihinde, Yozgat'ın Yerköy ilçesindeki mitinge katılmak için bindiği helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybeden, eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıoğlu’nun kuşkulu ölümünde, FETÖ ile egemen güçlerin parmağı ve payları olduğunu düşündüğünü söyledi.

Yazıcıoğlu'nun 'Amerika ve İsrail’in, Türkiye’nin, Irak ve İran ve Suriye’nin topraklarından alarak kurdurmak isteyeceği bir suni Kürdistan’a karşı çıktığı için öldürüldüğünü' savunan Özdağ, "FETÖ’nün illegal işlere bulaştığını tespit etmişti. Bu cinayette parmaklarının oluş sebebi kirli işlerini tespit etmesi üzerine öldürülmüştür” dedi. 

Eski BBP Genel Başkanı için 'bir noktada devletin sigortasıydı' ifadelerini kullanan Özdağ, "Bu devlette paratonerlik vazifesi yaptı. En hassas zamanlarda öne çıkarak demokrasiyi işletmek gibi bir görev üstlendi" ifadelerini kullandı.

AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te bulunduğu oteli basan iki kişinin, Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopterin parçasını söken özel kuvvetlere ait subaylar olduğuna dikkat çeken Özdağ, “Bu iki şahıs yargılanıyor Marmaris davasından. O nedenle bu iş çok iyi incelenmeli” diye konuştu.

“Suni Kürdistan’a karşı çıktığı için öldürüldü; FETÖ’nün illegalliklerini tespit etmişti”

AKP’li Özdağ, 1980’de uzun yılları cezaevinde birlikte geçirdiği, siyasetteki yol arkadaşı ve eski genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 8. yılında T24’e önemli değerlendirmelerde bulundu. Yazıcıoğlu’nun Sivas’ın Elmalı Köyü’nden çıkarak ülkü ocakları, cezaevi ve siyasete uzanan hayatına dair önemli anekdotları da paylaştı:

"Amerika ve İsrail’in, Türkiye’nin, Irak ve İran’ın ve Suriye’nin topraklarından alarak kurdurmak isteyeceği bir suni Kürdistan’a karşı çıktığı için öldürüldü. Bir de FETÖ’nün illegal işlere bulaştığını tespit etmişti ve Fethullah Gülen’in Türkiye’ye gelmesini istiyordu, ona da birkaç defa haber gönderdi; onların da bu cinayette parmaklarını oluş sebebi onların da kirli işlerini tespit etmesi üzerine öldürülmüştür.

Yazıcıoğlu bunların hepsini biliyordu ve bunları devletle de paylaşıyordu. Sayın Erdoğan ve Gül’le sık sık görüşmeleri vardı, Tansu Çiller ve Erbakan’la görüşmeleri vardı. Neyi duymuşsa bunu devletin üst makamlarına iletmeyi görev addediyordu.

“780 bin metre kareye birbirimizi sığdıramadığımız sağcılar ve solcular olarak..”

Muhsin Yazıcıoğlu ölümünün 8. yıl dönümündeyiz. Yazıcıoğlu'yla 1975’li yıllarda tanıştık. Ülkü Ocakları'ndaydım, taşradaydım. Ankara’da Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı daha sonra genel başkanlık yaptı. Ben taşrada yöneticilik ve idarecilik yaptım. O dönem dost olduk kendisiyle, aynı ideallerin aynı hayallerin peşinde koştuk. Sonra 1980 hazan rüzgarlarına savrulduk. 780 bin metre kareye birbirimizi sığdıramadığımız sağcılar ve solcular olarak 2.5 -4.5 metre karelik yerlerde birlikte yaşamak zorunda bırakıldık. Birbirimizle anlaştık,  birbirimizi tanıdık. Yazıcıoğlu 7.5 ben 7 yıl kaldım. Çıktıktan sonra yine aynı şekilde aktif siyaset yapmak istedi biz yanında yer aldık.

“Keşke dövüşmeseydik diyecek kadar bir gönüle sahipti”

Sonra ayrılacağım dediği zaman yine yanında yer aldık. Dürüst, namuslu, haysiyetli, korkusuz ve iyi bir adamdı. Satmayan ve satın alınmayacak kadar şahsiyetli bir adamdı. Dövüştüğü insanlara karşı keşke dövüşmesiydik diyecek kadar bir gönüle sahip bir adamdı. Eller silah değil kalem tutmalı sloganı geliştiriyordu. Türk dünyasını bir araya getirmek,  siyasi, kültürel, ticaret hayatını daha çok birlikte oluşturma noktasında konusunda çalışmaları oldu. Daha sonra bir helikopter kazasında ünlem işareti içinde söylüyorum,  hala şaibeli bir ölüm hala tam olarak neticelendirilmedi.

Yazıcıoğlu’nun helikopterinin parçasını söken özel kuvvetlere ait subaylar ayı zamanda sayın Tayyip Erdoğan’ın otelini basan insanlar olarak tecilli ettiler o iki şahıs. Yargılanıyorlar Marmaris davasından. O nedenle bu iş çok iyi incelenmeli.

Ben burada bu örgütün Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünde parmağının olduğunu düşünüyorum. Bu olay onu gösteriyor. Aynı zamanda egemen güçlerin de Yazıcıoğlu’nun ölümünde paylarının ve parmaklarının olduğunu düşünüyorum.

“Çünkü Yazıcıoğlu çekiç güç oylamalarında hiçbir zaman evet oyu vermedi”

Neden diyeceksiniz; çünkü Yazıcıoğlu çekiç güç oylamalarında hiçbir zaman evet oyu vermedi. 36. paralelin üzerinde Irak’ın bölünme hamleleri yapılırken suni bir devlet Kürdistan kurulacağını söylüyordu, Suriye, Irak, İran ve Türkiye’den toprak alacaklar ve buraya suni bir devlet kuracaklar İsrail’in payandası yapacaklar diyordu kendisi. 

“Okula birlikte gidip döndükleri 5 arkadaşıyla Bozkurt Çiftliği hayalleri vardı”

Fakir bir ailenin çocuğu, ayağı soğuk kuyu lastikli çift Halit’in oğlu. Küçük yaşlardan itibaren hayalleri  var ortaokul yıllardan ülkücü oluyor. Elmalı köyünden Şarkışla’ya 5 arkadaş yürüyerek gidip geliyorlar ve hayalleri var. Bir gün Bozkurt çiftliği kuracaklar. Kendi aralarında birimiz, doktor, veteriner hekim, öğretmen, ziraat mühendisi, jeoloji mühendisi olalım diyorlar. Yazıcıoğlu Sivas birincisi olarak Tıp Fakültesini yazacak kadar puanı yüksek. Arkadaşları bir önceki yıl diğer arkadaşlarının orayı kazandığını belirtip itiraz ediyor. Yazıcıoğlu da, atları da çok sevdiği için veterinerlik fakültesini seçiyor.

“Bir noktada devletin sigortasıydı”

Türk siyasi hayatının onurlu isimlerinden birisiydi. Yazıcıoğlu gibi insanlar unutulmuyor neden unutulmuyor, özgül ağırlığı büyük olduğu için unutulmuyor. Milletinde oy alamadı ama milletin gönlünde taht kurdu. Alevi-Sünni ayrımı yapmadı, Türk Kürt ayrımı yapmadı.

Bir noktada devletin sigortasıydı. Bu devlette paratonerlik vazifesi yaptı. En hassasa zamanlarda öne çıkarak demokrasiye işletmek gibi bir görev üstlendi. Önemli olan şu insanlar yaşadığı kadar var bu hayatta. 54 yaşına kadar yaşadı ama insanların ömürleri yaşadıkları kadar değildir. Eğer iyi insansınız  anıldığınız kadarsınız. Yazıcıoğlu hala anılıyorsa hala yaşıyor demektir.

Muhsin Yazıcıoğlu kimdir?

31 Aralık 1954‘te Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğan Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül darbesinin ardından MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda yedi buçuk yıl Mamak Cezaevi’nde hapis yattı. Yazıcıoğlu kurucusu olduğu Büyük Birlik Partisi‘nin genel başkanlığını 29 Ocak 1993‘ten ölümüne dek sürdürdü. Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere içinde bulunduğu helikopterin bilinmeyen bir sebeple düşmesi sonucu öldü.
Helikopterin enkazıyla birlikte Yazıcıoğlu ve beraberindekiler kazadan 48 saat sonra Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulundu.
Helikopter enkazının, 48 saat boyunca arama-kurtarma çalışmalarının yürütüldüğü bölgenin 115 kilometre uzağında bulunması, arama-kurtarma ekiplerinin ‘bilinçli’ olarak yanlış yönlendirildiği iddialarını gündeme getirdi.
Yazıcıoğlu’yla birlikte helikopterde bulunan isimlerden İhlas Haber Ajansı muhabiri İsmail Güneş‘in 112 Acil servisiyle kaza sonrası yaptığı 20 dakikalık telefon görüşmesi boyunca da helikopterin yeri belirlenemedi.
Enkaz üzerinde yapılan çalışmalarda ‘helikopterin beyni’ olarak nitelendirilen parçaların söküldüğü anlaşıldı. Helikopterden cihazları sökerken görüntüleri ortaya çıkan iki subayın savcılık ifadesinde, ‘cihazları sökmeleri konusunda herhangi bir emir-talimat almadıklarını’ söyledikleri iddia edildi.
Söz konusu iddialar 18 Şubat 2010’da kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, raporunu 4 Nisan 2011’de açıkladı. Komisyonun çalışmalarından bir sonuç alınamadı