AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, "Bugünden yarına bir darbe fikri olabilir mi, onu söylemek çok kolay değil ama bunun her zaman bir ihtimal olarak gündemde kaldığını da düşünmemiz gerekiyor" dedi. Miroğlu, "Bu bir paranoya değil aslında, çok daha kaotik siyasi ortamlarda yeniden darbe fikri peşinden koşacak bu ülkede bence yığınla insan var. Bu kapanmış bir süreç değil" diye konuştu.
AKP’li Miroğlu, T24’e şunları söyledi:
“15 Temmuz Türkiye’nin bölünme projesiydi”
"Örgütsel bir bağlantı yok böyle bir şeyden bahsetmek de doğru da olmaz. Ancak 12 Eylül’ün yarattığı siyasi sonuçların 15 Temmuz'a giden ortama büyük katkıları olduğunu söyleyebiliriz. 15 Temmuz, 12 Mart, 12 Eylül gibi klasik manada bir darbe girişimi değildi.15 Temmuz Türkiye’nin bölünme projesiydi, eğer bu darbeciler bir hafta bile iktidarda kalsalardı Doğu ve Güneydoğu’da kontrol tamamen elden çıkabilirdi. Çünkü bir yandan DAİŞ bir yandan PKK saldırıları ile karşı karşıya kalabilirdik. Oradaki güvenlik örgütlenmesine baktığımız zaman ki büyük bir bölümü hâlâ içeride, düşünün ki Semih Terzi (darbeci general) bile Silopi’den darbeyi yönetmek için Ankara’ya geldi iş çok büyük bir kaotik hâl alabilirdi.
Türkiye, Doğu ve Güneydoğu merkezli büyük bir çatışmanın içine yuvarlanabilirdi. Burada FETÖ’cülerin başarma şansı olur muydu; bana göre olmazdı. Ama aynı iyimserliği ben Doğu ve Güneydoğu için söyleyemiyorum, orada bambaşka bir tablo ile karşı karşıya kalabilirdik. Bu mutlak bir iktidar talebiydi. Darbelerde mutlak iktidar talebi olmaz, darbeler geçici bir dönem sivil hayata son vermek yeniden darbe mantığı ve darbe paradigmaları doğrultusunda topluma dizayn vermek ve bunun için gerekli kurumları oluşturmak isterler. Haydi buyurun gelin siyasetçiler, siyasi partiler faaliyetlerinize devam edin derler. Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde darbeler böyle işlemiştir ama burada bir şey söz konusu değildi.
“Bir üst aklın Türkiye ilgili olarak yıllardır mesai yapmakta olduklarına inanan biriyim”
"Türkiye ile problemli olan, 15 Temmuz’da kuşatmak isteyen çevrelerin, grupların, iktidar odaklarının içeride ve dışarıda Türkiye ile programlarının sona erdiğini düşünmemek lazım. Yani bugün bunu söylediğimiz zaman işin cılkı da çıktı, ya bu üst aklı da bırakın. Ben komplo teorilerine çok inanan biri değilim ama bir üst aklın Türkiye ilgili olarak yıllardır mesai yapmakta olduklarına inanan biriyim.
“Hem FETÖ’nün hem de PKK’nın cenneti durumunda bir Avrupa Birliği ülkelerinden bahsediyoruz”
"Avrupa Konseyi üyesiyim, zaman zaman gidiyoruz, oradaki havaya da bakıyoruz. Avrupa Türkiye ilişkilerinin normalleşmesini kişi olarak çok arzu ediyorum. Parti olarak da aynı yerdeyiz. Ama bugün yaşadığımız sorunlara baktığımız zaman karşımızda iki terör örgütünün çıktığını görüyoruz, FETÖ ve PKK terör örgütleri, bu örgütlerin bugün dünya ile kurdukları ilişkiler bizim en büyük problemimiz. AB’nin demokrasi kurucu sözleşmeler falan muazzam bir müktesebat ama bugün hem FETÖ’nün hem de PKK’nın cenneti durumunda bir Avrupa Birliği ülkelerinden bahsediyoruz, çatışma da burada çıkıyor zaten.
“Bugünden yarına darbe fikri olabilir mi”?
"Bugünden yarına bir darbe fikri olabilir mi onu söylemek çok kolay değil ama bunun her zaman bir ihtimal olarak gündemde kaldığını da düşünmemiz gerekiyor. Bu bir paranoya değil aslında çok daha kaotik siyasi ortamlarda yeniden darbe fikri peşinden koşacak bu ülkede bence yığınla insan var. Bu kapanmış bir süreç değil.
“FETÖ’nün dünyadaki itibarı darbe öncesinden çok zayıf değil, güçlü de değil”
FETÖ’nün şu anda dünyadaki itibarı bana kalırsa darbe öncesi itibarından çok zayıf değil, belki çok güçlü değil ama çok da zayıf değil. Tabi ki Amerika’dan beklentilerimiz vardı FETÖ’yü en azından Amerika dışında bir yerde ama hiç birisi olmadı.
"Fetullah Gülen faaliyetlerine hâlâ devam ediyor, hâlâ vaazlarını söylüyor, örgüte talimatlarına gönderiyor. FETÖ davalarında gördüğümüz şey bu kolektif suçların inkârı üzerinden yürüyen bir mantık, örgütsel ilişkiye cezaevlerinde hâlâ devam ediyor. Ve bir örgüt ruhu ve anlayışı içinde hakim huzuruna çıkıyorlar, hiçbir pişmanlık söz konusu değil ama suçu inkâr üzerinden yapılan bir savunma konsepti var.
"Bu davaların da çok iyi izlendiği kanaatinde değilim, bunu sadece hükümet izlemeyecek, bunu sadece AK Parti izlemeyecek. Bu davaların ortak bir mutabakatla mümkünse bir Türkiye platformu tarafından izlenmesi demokrasi, eşitlik, adalet isteyen herkesin göreviydi, bunu da sağlayamadık. Bu ortaklaşma yaşanamadı."