Star yazarı Mehmet Metiner, "'Reisçilik!’, ‘Kraldan çok Kralcılık’ vb. suçlamaları Erdoğan'ı savunanların üzerine boca eden bu zevatın, geçmişte Erdoğan övgüsünde ne kadar aşırı gittikleri arşivlerde saklıdır. Şimdilerde ise Erdoğan'ı savunan herkesi ‘iktidar kibri ve şımarıklığıyla"’sağa sola şarlayan tipler olarak adeta kriminalize etmekteler. Bir dönem ‘Reis’ adına sanki ahkâm kesen kendileri değilmiş gibi! O dönemlerde kibirlerinden ve şımarıklıklarından yanlarına yaklaşılamayan bu zevatın şimdi aynı eleştirileri başkalarına yapmaları tam bir ironi” dedi.
Mehmet Metiner’in “Erdoğan yerine önerdiğiniz ismi söyleyin de bilelim” başlıklı yazısı şöyle:
Suret-i haktan görünen kimi kurnaz kalemşörler, teorik doğrular üzerinden bilerek yanlış bir Erdoğan portresi çizmeye devam ediyorlar.
Teorik doğru şu:
"Eleştiriden korkmamak lazım. Zira eleştiri Erdoğan'ın elini güçlendirir!"
Bu tespit yanlış mı?
Değil elbette.
Peki bu tespitteki siyasi kurnazlık veya yalan nerede?
Bir: Erdoğan eleştiriden korkuyor. Kendisini eleştiren herkesi düşman/hain olarak görüyor.
İki: Erdoğan'ın güçlü karizması dolayısıyla AK Parti'de eleştiri dönemi bitti. Artık tek adam dönemi var. İstişare ve ortak akıl süreci tarih oldu.
Dedikleri işte bu...
Nitekim bu tespitin arkasına sığınanların çizdiği "diktatör" Erdoğan portresi gerçek niyetlerini ortaya koyuyor.
İlginçtir, Erdoğan'ı kimin adına eleştirdiklerini söylemeye cesaret edemeyen bu kurnazlar kendilerine yönelik eleştiriler karşısında acayip rahatsızlık duyuyorlar.
Kendileri belli ki bir siyasi proje çerçevesinde Erdoğan liderliğini sorunlu görüp eleştiriyorlar.
Kendileri için bir başka liderliğe dayalı siyasi projeyi savunmayı veya bir başkası adına konuşmayı hak olarak gören bu zevat, nedense Erdoğan'ı savunanlara karşı çoğu kez terbiye sınırlarını aşan bir kabalık ve nobranlık örneği sergileyebiliyorlar.
"Reisçilik!", "Kraldan çok Kralcılık" vb. suçlamaları Erdoğan'ı savunanların üzerine boca eden bu zevatın, geçmişte Erdoğan övgüsünde ne kadar aşırı gittikleri arşivlerde saklıdır.
Şimdilerde ise Erdoğan'ı savunan herkesi "iktidar kibri ve şımarıklığıyla" sağa sola şarlayan tipler olarak adeta kriminalize etmekteler.
Bir dönem "Reis" adına sanki ahkâm kesen kendileri değilmiş gibi!
O dönemlerde kibirlerinden ve şımarıklıklarından yanlarına yaklaşılamayan bu zevatın şimdi aynı eleştirileri başkalarına yapmaları tam bir ironi.
Doğruya doğru...
"Reisçiliği!" değerlerimize ters düşen bir anlayışla "büst" ve "heykel" gibi bir mecraya dökenler...
"Zaten hiç kimse Tayyip Erdoğan'a benzeyemez!" türünden inancımız açısından sorunlu yaklaşımlar sergileyenler var maalesef!
Nitekim Reis'in kendisi de değerlerimize ters düşen bu tarz "Reisçilik!" anlayışını elinin tersiyle itip gerekli uyarıyı yaptı.
Bu tür haklı eleştirilerin arkasına o zatların ustalıkla yerleştirdiği gerçeklik, "Reis karşıtlığı"dır.
"Erdoğan çekilir, yerine hem İslâmcı, hem de Batı ile uyumlu biri gelirse AK Parti ve Türkiye kazanır!" demek suretiyle gerçekte "Reis karşıtı" olduklarını gizlemeyi başaramıyorlar artık.
Doğrusu merak ediyorum.
Her seferinde Reis'in yerine "siyasi kurtarıcı" ve "bilge lider" olarak ikame etmek istedikleri kişi kim?
Bu tanımlamayla Erdoğan'a yapılan diğer bir haksızlık elbette gözümüzden kaçmıyor.
Bu zevat tıpkı AB liderleri gibi Erdoğan'ı "Batı düşmanı" kampa yerleştiriyorlar.
Bu cümleden olarak, Batı ile yaşanan sorunların dibinde Erdoğan'ın bu anlayışının yattığına inanıyorlar.
"Sürecin iyi yönetilemediği" türünden içi boş retoriklerle konuşmayı bırakın da AK Parti'nin 2019 hazırlıkları yaptığı bir süreçte sizi Erdoğan'ın üstüne bu denli saldırtan saikleri mertçe açıklayın, bilelim...
Madem eleştiriyi bu kadar elzem görüyorsunuz, o halde eleştiriye hazır olun!
Tahammül katsayınızı bu süreçte göreceğiz elbet.
Görüyoruz...
Erdoğan'ın savunulmasından fena halde rahatsızlık duyuyorsunuz.
Çünkü asıl Erdoğan liderliğinden rahatsızsınız.
Ayrıca adına konuştuğunuz siyasi figür ve proje için getirilen eleştirilere karşı da tahammülsüzsünüz.
Yazdıklarınıza ve yapıp ettiklerinize dair getirdiğimiz eleştiriler karşında hakaretamiz ve nobransınız.
Kendi homurtularınızı ve hoşnutsuzluğunuzu AK Parti'nin içine mal ederek fitne çıkartmaya çalışıyorsunuz.
Öyle iddia ettiğiniz gibi hiç bir zaman Erdoğan'a yönelik eleştirileri "ihanet" olarak görmedik biz.
Erdoğan'ın kendisi de samimi eleştiri ve önerileri hep "rahmet" ve "katkı" olarak gördü.
Kendi içimizde istişare için gerekli olan çok sesliliği hep koruduk.
İstişare sonrası gerekli olan tek sesliliği de inancımız gereği baş tacı ettik.
Liderimizin arkasında bu bağlamda kararlılıkla durmamız, inancımızın gereğidir.
Bir başka siyasi projeye yaslanan, samimiyetten yoksun eleştirilerinizden elbette rahatsızlık duymaya hakkımız var bizim.
Erdoğan'ı alaşağı etmek için tezgah kuran hangi odakların yanına kendinizi iliştirdiğinizi görüyoruz elbet.
Erdoğan liderliğindeki AK Parti'den rahatsızsanız ve "Bu hareket Erdoğan'la yürümez!" diyorsanız kendiniz olarak ortaya çıkın da görelim!
Her şey mertçe ve dürüstçe olsun.