Politika

AKP’li Metin Külünk: Yurtdışı milletvekilliği teklifimi meclise sundum

"Özellikle Almanya’da görüyoruz ki sivil toplum kuruluşları hükumetler ve siyasetçiler tarafından kontrol altına alınmaya çalışıyor"

02 Temmuz 2017 17:36

AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Artı33’ün sorularını yanıtladı. Mecliste gurbetçilerin daha iyi bir temsiliyetine ilişkin olarak konuşan Külünk “ Milletvekilliği teklifimi meclise sundum. Yurtdışı milletvekilliği olduğu taktirde vatandaşlarımızın TBMM’de temsiliyeti artacaktır” dedi.

Külünk’ün Artı 33’e verdiği cevaplar şöyle:

-Avrupa’da son dönemde Türkiye’ye bağlı ve Erdoğan’ın arkasındaki Türkleri hedef tahtasına oturtan bir kampanya var. Ayrıca gurbetçiler batı medyasında sürekli Türkiye’yi kötüleyen yayınlarla karşılaşıyorlar. Neler söyleyeceksiniz?

Türkiye’nin yurtdışında yaşayan vatandaşları ile ilgili politika üretmesi AK Parti döneminde sağlandı. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu ile Avrupa’da yaşayan Türkler ile bağlar güçlendirildi ve ilişkiler yoğunlaştırıldı. Öncelikle vatandaşlarımıza, yalnız olmadıkları ve her sorunları ile ilgilenen Türkiye’nin yanlarında olduğu gösterildi. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kucak açmaya devam edecek.

Vatandaşına sahip çıkan bir Türkiye’nin varlığına alışık olmayan Avrupa ülkeleri bu yeni durum karşısında nasıl pozisyon alacaklarını bilemedikleri için maalesef özgürlükler ve çoğulculuğu desteklemesi ve ilkeli siyaset geliştirmesi gerekirken Avrupa’da yaşayan Türklerin Türkiye ile olan bağını koparmayı, Türkleri asimilasyon politikaları ile baskı altına almayı tercih etti.

"Almanya ve Hollanda’nın izlediği Türkiye karşıtı politika kabul edilemez"

Bugün gelinen noktada özellikle Almanya ve Hollanda’nın izlediği Türkiye karşıtı politikanın hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu vurgulamak gerekiyor. Başkanlık Sistemi Anayasa Değişikliği Halk oylaması sırasında sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyen vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının baskı altında tutulması, toplantı ve gösteri özgürlüklerinin kısıtlanması, polis şiddetine maruz kalması Avrupa’daki değer yozlaşmasını ve baskıcı tutumu gözler önüne seriyor.

"Almanya’nın tutumu akıllara ziyan"

Almanya’nın sözde Ermeni Soykırımı yasa tasarısının Federal Parlamentodan geçmesi, DİTİB’e karşı başlatılan casusluk soruşturması, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’nin yanında yer alması gerekirken FETÖ Teröristlerinin Almanya’ya ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde siyasi sığınma taleplerinin olumlu karşılık bulması ve son olarak Cumhurbaşkanımıza getirilen konuşma yasağı, Avrupa’nın Türkiye ile olan ilişkisinde tarihsel dip yaşandığını gösteriyor.

Sayın Cumhurbaşkanımıza Avrupalı Türkler tarafından  olan sevginin bu denli tahammülsüzlükle karşılanarak vatandaş ile Cumhurbaşkanımızın bir araya gelmesini mahkeme kararı ile yasaklayan Almanya’nın bu tutumu akıllara ziyan bir durum.

Bazı ülkeler entegrasyon adı altında asimilasyon faliyetlerini hızlandırdı. Bu noktada yeni nesil Türklere çağrınız nedir?

Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız 60’lı yıllardan bu yana yaşadıkları ülkelere katma değer sağlarken ve çoğunluk toplum ile uyum içerisinde yaşarken kendi öz değerlerini kaybetmemek, inancını ve kültürünü, dilini ve dinini korumak için büyük gayretler sarfetmiştir. Hiçbir asimilasyon politikası bu bilinçli ve fedakar toplumu kendi değerlerinden uzaklaştıramayacaktır. Bugünden sonra da aynı hassasiyetle yaşamaya devam edecek olan Avrupalı Türkler asimilasyon politikalarına karşı duracak, değerlerini korumak için azami gayret gösterecektir.

"Asimilasyon politikalarını uyum olarak dikte ediyorlar"

Uyum ile asimilasyon arasındaki farka dikkat çekmekte fayda var. Aslında Avrupa ülkeleri asimilasyon politikalarını topluma uyum politikası olarak dikte ediyor ve tek tip bir toplum ortaya çıkarmaya çalışıyor. İslami deforme etmek için gayret gösteriyor, Liberal İslam safsatası altında toplumun temellerini sarsmaya çalışıyor. Bu toplum mühendisliği kaybetmeye mahkum. Temel insan hakları, din ve vicdan özgürlüğü, siyasal tercihleri yok sayılan Avrupalı Türkleri baskı altına almaya çalışan siyasi erk büyük hata içerisinde. Böylelikle kendi içerisinde yaşayan Avrupalı Türklerin yaşadıkları ülkelere karşı geliştirdikleri aidiyet duygusunu sarsıyor, kendi iç huzurlarını riske atıyorlar. Türkiye’yi stratejik ortak görmeyen Avrupa kaybetmeye mahkum. Türkiye’nin önünde duramayacaklarını bilmeleri, bir an önce bu düşman retoriğinden vazgeçmeleri gerekir. Bu hem ülkeler arası hem de toplumlar arası ilişkiler açısından tarihi öneme sahip.

Bu nedenle Avrupa ülkelerinin Türkiye ve diaspora politikalarının bir an önce değiştirilmesi gerektiği kanaatindeyim.

"Avrupa’da STK’lar eksik kalıyor"

-Avrupa’da Türklerin kurduğu bazı önemli kuruluşlar arasında iç tartışmalar yaşanıyor. Bu sıkıntılı süreçte Avrupa’daki Türk derneklerinin çalışmalarını yeterli buluyor musunuz? Türk diasporası nasıl hareket etmeli?

60’lı yıllardan bu yana göç tarihimizde Avrupa’da önemli adımlar atıldı. İşçi olarak gidilen Avrupa’da işveren, akademisyen, siyasetçi olundu. Bu gelişim beraberinde farklı sivil toplum kuruluşlarının da ortaya çıkmasına vesile oldu. Gelinen noktada ben mevcut STK’ların çok önemli olduğunu düşünmekle beraber çok eksik kalındığını düşünüyorum. STK’larımız Avrupalı Türklerin daha da ötesi 3. nesil ve sonrası için fikir üreten yol açan dernekler olmalı. Özellikle Almanya’da görüyoruz ki sivil toplum kuruluşları hükumetler ve siyasetçiler tarafından kontrol altına alınmaya çalışıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil.

"AB Türkleri tehdit olarak görmemeli!"

Avrupa Birliği ülkeleri genel olarak Türkleri tehdit olarak değil aksine birlikte yaşadığı eşit vatandaş olarak topluma katma değer sunan insanlar olduğunu kabul ederek politikasını buna göre uyarlaması gerekir.

Avrupa genelinde 50 milyon Müslüman’ın yaşadığını göz ardı etmemek lazım. Bu insanların hassasiyetleri ve talepleri yok sayılamaz.

"Yurtdışı milletvekilliği teklifimi meclise sundum"

-Hükümetin, Avrupa’daki Türklerle ilgili çalışmaları var mı? Mecliste gurbetçilerin daha iyi temsil edilebilmesi için gelecek dönem için bir çalışma mevcut mu?

AK Parti döneminde Avrupalı Türkler her zaman başlıca gündemimiz oldu. Ben yıllardır Avrupalı Türklerin sorunlarıyla yakından ilgilenen birisi olarak AK Parti döneminde hiç olmayan reformların ve kararların alındığını çok net ifade edebilirim.

Yeter mi? Hayır yetmez; yurtdışı milletvekilliği teklifimi meclise sundum. Yurtdışı milletvekilliği olduğu taktirde vatandaşlarımızın TBMM’de temsiliyeti artacaktır.

AK Parti döneminde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının kurulması gibi bir çok önemli adım atıldı. Avrupalı Türklerin direk hayatlarına dokunan emeklilik, askerlik, boşanma davalarının tanınması, hukuki engellerin ortadan kaldırılması ve daha bir çok konuda reform yapıldı. Önümüzdeki süreçte de ordaki vatandaşlarımızın her alanda güçlendirilmesi için çalışmalarımız devam edecektir