AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) 25 Eylül'de yapılacak bağımsızlık referandumuna karşı gösterilen tepkileri eleştirdi. "Referanduma karşı çıkmamız yanlış" diyen Ensarioğlu, sözlerinin devamında “Bu konuda ABD’ye rest çeken Barzani bizden mi korkacak? Aksine Kerkük’ün Kürt bölgesinde kalması bizim açımızdan çok daha iyidir" dedi.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'nın, Ensarioğlu'nun açıklamalarına da yer verdiği (19 Eylül 2017) yazısı şöyle:
HÜKÜMETİN, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) bağımsızlık referandumuna karşı duruşuna, AK Parti milletvekillerinin tamamı destek veriyor mu?
Şunu belirteyim, AK Parti’de hükümetin aksi görüşünde olanların sayısı az değil...
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu da bunu açıkça ifade edenlerden biri...
Ensarioğlu dünkü sohbetimizde görüşünü söylemekten kaçınmadı, bu noktaya nasıl gelindiğini anımsatarak söze girdi:
“Bu noktaya gelinmesine Bağdat’ın mezhebi yönetim tarzı, Kürtleri ve Türkmenleri dışlayan tutumu neden oldu. Türkiye’nin Erbil’le yaptığı petrol anlaşması da Bağdat ile arasının açılmasını hızlandıran faktördü.”
Bağdat’ın son dönemki iki başbakanının İran yanlısı Şii politikalar yürüttüğünü, “Sünni Kürt Erbil’i dışladığını, petrol gelirlerinin % 17’sini aktarmadığını” vurguladı.
IKBY Lideri Mesud Barzani’nin de bu dışlanmışlık karşısında Irak Anayasası’nın 140’ıncı maddesinin tanıdığı hakkı kullanıp referanduma gittiğini belirtti.
Arap sorun değil mi?
Ardından partisinin hükümetinin yaklaşımını eleştirdi:
“Sorun bizim tepkimizde; ben bu tepkileri abartılı buluyorum... Diyelim ki Kerkük hassasiyetimiz var... Peki, Kerkük’teki Araplar bize Kürtlerden çok daha iyi dost mu? Kerkük’ün Arap bölgesinde kalması sorun olmuyor da Kürt bölgesinde kalması mı sorun oluyor?”
Sonrasındaki cümlesinde ise ses tonundaki kararlılık arttı:
“Bu konuda ABD’ye rest çeken Barzani bizden mi korkacak? Aksine Kerkük’ün Kürt bölgesinde kalması bizim açımızdan çok daha iyidir. Arap bölgesinde kalırsa petrolün taşınmasında problem olur. Kürt bölgesinde kalırsa bugüne kadar yaptığımız gibi hem pazarlarız hem de çıkarırız. Barzani geçmişte bu konuda ABD’yi karşısına alma pahasına Türkiye ile petrol anlaşması imzaladı.”
Referanduma karşı çıkan açıklamaların gittikçe “aşırı, katı milliyetçi söyleme dönüştüğünü” bunun “zarar verici bir noktaya gittiğini” de ileri sürdü.
İran’ın, Goran Hareketi’nin, PKK’nın ve Türkiye’de Demokratik Bölgeler Partisi’nin referanduma karşı çıktığını anımsatıp ekledi:
“Bunlar karşı çıkıyorsa o zaman Türkiye’nin lehine tersi bir durum var...”
Duygusal kopuş
Bölgede İran veya Türkiye’den birinin hâkimiyetinin artacağını belirtti.
“İran’ın Akdeniz’e ulaşma projesini, Şii blokunu oluşturma çabasını kesecek, onu durduracak tek yapı Sünni Kürdistan’ın bağımsızlığıdır”dedi.
Referanduma karşı çıkışın “devlet politikasına dönüşmesi halinde bölgede duygusal kopuşların yaşanacağını” da iddia etti.
Bundan kastının da Doğu ve Güneydoğu halkı olduğunu bildirdi.
Türkiye’den gelen olumsuz sözlere rağmen IKBY’den bir tek olumsuz cümle gelmediğini de sözlerine ekledi.
Üstelik bunları da Başbakan Yıldırım’ın Şanlıurfa’daki konuşmasının ardından dile getirdi.
IKBY’nin bağımsızlık referandumunu yapmayı planladığı 25 Eylül’e bir hafta kala Ankara’da siyasetten de farklı sesler geliyor.
Batılı ülkelerin de devreye girdiği bu süreçte referandum ertelenebilir mi?
Barzani ertelemek için eline güçlü bir gerekçe verilmesini istiyor; Bağdat dahil kimse bunu kendisine henüz sunmuş değil...
Ancak merhum Demirel’in dediği gibi siyasette bazen bir hafta, bir saatten daha kısadır...