Gündem

AKP'li Başkan, Yüce Divan tartışması için konuştu: Sırtımızdan yük attık, rahatladık

Hakkı Köylü: Karar adil, kamu vicdanının net ölçüsü yok

11 Ocak 2015 20:44

Dört eski bakanın Yüce Divan’a sevkine gerek görmeyen TBMM Soruşturma Komisyonu’nun Başkanı Hakkı Köylü, raporunu önceki gece TBMM Başkanlığı’na göndermesinin ardından “Sırtımızdan bir yük attık şimdi artık rahatladık” dedi.

Mayıs’ta kurulan, ancak çalışmalarına fiilen temmuzda başlayabilen soruşturma komisyonu, 8 aylık tartışmalı bir sürecin ardından dört eski bakanla ilgili AKP’li üyelerin oylarıyla, “Yüce Divan’a sevk etmeme” kararı aldı. Ekler ve dosyalar hariç yaklaşık 190 sayfadan oluşan komisyon raporu da, komisyonun 4 aylık görev süresinin dolmasına 15 dakika kala önceki gece saat 23.45’te TBMM Başkanlığı adına TBMM Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı nöbetçi yetkilisine teslim edildi. Köylü, komisyonca imhasına karar verilen 14 tapeyi ise, “gereğinin ifası” için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderme yoluna gitti.

Milliyet’ten Şebnem Hoşgör’ün haberine göre, Köylü, komisyon raporuna son noktayı gece saat 23.30 sularında koydu. Ardından Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı nöbetçi yetkilisine teslim etmek üzere komisyon uzmanlarına verdi. Köylü, komisyon raporu teslim yolundayken, Meclis’te Milliyet’in sorularını yanıtladı. Köylü’nün Hoşgör’ün sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

 

‘Savcılık daha rahat’

 

Fiilen 4 ay ama toplamda 8 ay süren zorlu bir sürecin ardından çalışmalarınıza nokta koydunuz. Ne hissediyorsunuz?

Sırtımızdan bir yük attık şimdi artık rahatladık.

Yıllarca savcılık görevi yaptınız, milletvekili olarak burada yaptığınız “savcılık” görevi daha mı zor ya da kolaydı?

Savcılık bundan daha rahat.

 

 ‘Siyasi karar değil’

 

Neydi sizi zorlayan?

Savcılıkta görevini yapıyorsun kafana göre. Konuşan yok, karışan yok. Burada 70 türlü ses çıkıyor. Burada hukuktan ziyade başka şeyler daha çok konuşuluyor.

Zaten Meclis Soruşturma komsiyonlarının adli değil aslında siyasi bir çalışma yürüttüğü ve bu doğrultuda da karar verdiği hep ifade edilir...

Siyasi bir karar değil. Diyorlar ki, ‘Vicdanın rahat mı? Vicdanınıza göre mi karar verdiniz?’ diye soruyorlar. Böyle bir soru olur mu? Hukuku bir tarafa bırakırsak senin vicdanın başka, onunki başka, ötekininki başka. Öyle karar olur mu? Kararın temelinde hukuk vardır. Bir kere önce hukuka uygun olacak ha ondan sonra düşüneceksin vicdanına uygun mu değil mi diye?

Her hukuki karar adil midir?

Hukuki karar adildir.

Hukuka uygundur belki ama kamu vicdanı da önemli değil mi?

Kamu vicdanının net bir ölçüsü yok ki. 50 kişi bir tarafa düşünür 60 kişi başka tarafa düşünür. Onun için onun ölçüsü yoktur, sabit bir garantisi yoktur. Kamu vicdanı diye sağa sola gider. Ama hukuk sabittir. O nedenle kamu vicdanından önce hukuka uygunluk önemli bizim için. Hukuka uymadıktan sonra kamu vicdanına uydurduk demenin bir anlamı olmaz ki. Önce hukuka uygun olacak ondan sonra öbürünü düşüneceksiniz.

Çalışmalarınız sırasında hem size hem üyelere baskı iddiaları gündeme geldi. Karar toplantısında da siz yorum yapmaktan kaçınıyorsunuz. Bu durum karar sanki içinize sinmemiş yorumlarına yol açtı...

Hiç alakası yok. Hukukçu olmayan insanlar böyle düşünür. Ben şunu düşündüm; açıkça da söyledim. Hiç konuşmayayım. Ben ne konuşursam, bizim arkadaşlarımız çoğu zaman benim söylediklerime itibar eder mi ağırlıklı olarak. Ağırlıklı olarak itibar edebilirler. Onun için ben hiç konuşmadım ki hiç kimseyi etkilemeyim diye. Bunu herkes istediği tarafa çekti. İsteyen istediği yere çeksin. Önemli değil benim için.

 

 ‘Yetki Savcılıkta’

 

CMK uyarınca imha edilmesi gereken 14 tapeyi İstanbul Başsavcılığı’na göndermeye karar verdiniz. Neden?

Barış Güler’e ait 13, Salih Kaan Çağlayan’a ait bir olmak üzere 14 tapeyi, dosyaları ve tapeleri çıkaran kaynak dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda olduğu, bu kişilerle ilgili dinleme kararı oradan verildiği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdik. Bunları imha etme yetki ve görevi İstanbul Başsavcılığı’na ait. Biz imha etmedik, yetki ve görevin orada olduğunu belirttik. Neden gönderdiğim önemli. Zannederler ki ‘Hakkı Köylü korktu da cezadan mezadan attı topu’ derler. Asıl gerekçe; oğullarla ilgili soruşturma üzerinden yürütülüyor bu, o dosyada var. Her ne kadar bize gönderilmiş de olsa o dosyanın evrakıdır bu. Soruşturma orada yapılıyor dinleme kararı buradaki kişilerle ilgili alınıyor. Bunların tapesi. Bunların tapesine babaları takılıyor. O zaman babaları şüpheli değildi. Yetki orada İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na ait olduğu için oraya gönderiyoruz.

 

 ‘CD’ler imha edilmiyor’

 

Diğer iki eski bakanla ilgili savcılığa gönderilen tape yok mu?

Bağış ve Bayraktar’ın çocuklarıyla görüşmesi, bu kapsama giren görüşmeleri yok.

Görüşme kayıtlarına ilişkin CD’lerin akıbeti nedir?

CD’lerde başka konuşmalar olduğu için onları ayırma imkanımız yok. Örneğin bir CD’nin içinde 10 tane imhası gereken konuşma var ama o kapsama girmeyen başka 30 tane daha konuşmanın kaydı da orada. Ayırma imkanımız olmadığı için o CD’leri imha edemiyoruz da gönderemiyoruz da. CD’ler dosyada kaldı. Dosyanın içinde Meclis Başkanlığı’na sunulacak. Komisyon raporunun görüşmeleri bittikten sonra TBMM Başkanlığı onların hepsini bir yere alıp muhafaza edecek.

Sizin gereği için savcılığa sevk ettiğiniz tapeler, CHP ve MHP’nin muhalefet şerhlerinde var. Bunları şerhlerden ayıkladınız mı?

O onların sorunu. CHP ve MHP’nin muhalefet şerhlerine bakamadım. İncelemeye vaktim olmadı.

 

İlgili Haberler