Yaşam

AKP’li Ayva: Kadınların sekste kırmızı çizgileri olmalı

AKP'nin görme özürlü milletvekili Lokman Avya, Dünya Kadınlar Günü'nde, kadınlar için cehenneme çevrilmek istenen dünyayı T24'e değerlendirdi.

09 Mart 2011 02:00



 


HÜLYA KARABAĞLI
T24/ ANKARA


AKP'nin görme özürlü  milletvekili Lokman Avya, Dünya Kadınlar Günü'nde, kadınlar için cehenneme çevrilmek istenen dünyayı T24'e değerlendirdi.

"Yarın bir gün ben de kadın olabilirim, o yüzden destek vereyim diye ilgilenmiyorum" diyen Ayva, "Ortada bir haksızlık var. Ortada bir yanlışlık ve bir bilinmezlik perdesi var. İnsan olarak da haksızlık karşısında sessiz kalmak onuruma dokunuyor" dedi. 

"Kadınlar erkeklerin arzusuna cevap vermedikleri için öldürülüyor" diyen Ayva, ağır bir dille yüklendiği  hemcinslerine "Ortalıkta zevk verici plastikler varmış. Git onlarla yap"  göndermesinde bulundu. Kadınlara, yatak odası hatırlatmaları yapan Ayva, "Sekste  kırmızı çizgileri olsun. Taviz vermesinler" dedi.

"Bir fili veya kaplanı erkekler güçleriyle mi yakaladılar. Aynısını kadınlar da yapabilirlerdi" diyen Ayva, çocuk doğurma gibi nedenlerle bunların apılmasının  sistemin kadınsız kurulmasına yol açtığını söyledi.

Ayva'nın değerlendirmeleri şöyle:


‘Yarın bir gün kadın olabilir miyim diye değil’

Ben kadınlar meselesiyle neden ilgileniyorum? Yarın bir gün ben de kadın olabilirim, o yüzden destek vereyim diye ilgilenmiyorum. Ortada bir haksızlık var. Ortada bir yanlışlık ve bir bilinmezlik perdesi var. İnsan olarak da haksızlık karşısında sessiz kalmak onuruma dokunuyor.


‘Kaplan yakalamaktan vazgeçmeselerdi’

Dünyanın fiziksel ve sosyal sistemlerini hâkim güçler kurmuşlardır. Toplumlarda da pazı gücü nedeniyle hâkim güç erkeklerdeydi. Yeryüzü erkeklere uygun diye bir şey söylenemez ama nedense öyle anlaşılmaya çalışılmış. Bir fili veya kaplanı erkekler güçleriyle mi yakaladılar. Aynısını kadınlar da yapabilirlerdi. Çocuk doğruma falan yüzünden kadınlar şu anki rollerini seçmişler veya seçmek zorunda kalmışlar.


‘Sistem kadınsız kuruldu’

O yüzden sistemler de kadınsız kurulmuştur. Sistemin dışında kalmasından sonra öyle tutumlar gelişmiş ki sanki kadınlar varlıklarından bile utanmaya başlamışlar. "Erkek Fatma" deyimleri adeta bir iltifat olmuş. "Kız Mehmet" ise bir hakaret olmuş.


‘Birbirlerini ayıplıyorlar’

İşin kötüsü de kadınlar bu meseleleri öylesine içselleştirmişler ki birbirlerine engel olmaya başlamışlar. Bir kadın bir şey yapmaya kalkınca diğer kadınlar öyle onu ayıplıyorlar ki ağzından çıkardığına pişman oluyor. Mevcut dünya sistemlerini kadınlara karşı savunan öyle kadınlar vardır ki neredeyse siz bile inanırsınız.


‘Kadınlar kuralları yıkmalı’

Kadınlar oyunun dışında bırakan kuralları değiştirmeliler. Kadınları sistem dışında kalmaya zorlayan algıları değiştirmeliler ve hem de kendileri buna hakikaten inanmalılar. İnanıyormuş gibi yapmamalılar. Tabi bu üç şeyi yapmanın çok zor olduğunu özürlülerden biliyorum. Bu konu bir ömrü adamaya değer. Bütün insanlığı etkileyecek bir yanlışlığı düzeltiyorsunuz. Kadınıyla ve erkeğiyle insanlık bir yanlışlık yapıyor.


‘Kırmızı çizgileri olsun’

Kadınlara karşı aile içi şiddete karşı önerilerimden biri belli kırmızı çizgileri  olsun. Ve ondan asla taviz vermesinler. Şiddet çağrıştıran seks alışkanlıklarını da değiştirmek için zorlarlarsa iyi olur.


‘Partner olduğunu unutmamalı’

Nihayetinde çayı şekerli içerken onu bile bırakıyoruz. Kadının sadece erkeği mutlu etmek üzere bir seks ilişkisinde olması, kendisine karşı algıyı da ona göre etkiler. Burada kendisinin de bir partner olduğunu bilmeli diye düşünüyorum. Hakları olduğunu karşıya hissettirirse daha iyi olur.


‘Hayatı değiştirmeden kanun değişse’

Bu yıllardaki kadınlar kurban kadın siyasetçilerdir. Ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar başarılı görünmeyecekler. Bu, şehirine ödenek almak gibi bir şey değil. Yatak odalarındaki değişikliği görmeden değişim var mı yok mu nasıl belirleyeceksinizki? Dört duvar arasında neler yaşanıyor bilmiyorsunuz. Bu konularda hayatı değiştirmeden kanun değiştirerek çözemeyiz. Daha doğrusu her konu için bu durum geçerlidir. Önemli olan hayatı değiştirmektir.


‘Hem kariyer hem de çocuk’

Sistemi kadınlara göre kurmadığımız takdirde 'kariyer ve çocuk' yapamazlar gibi görünüyor. Buna kanmamak ve bu sistemi değiştirmek gerektiğini düşünüyorum. Kadınlarımızın hem annelik yapabilmeleri, hem de kariyer yapabilmeleri için şartları ayarlamak lazım. Beraber çalıştığım arkadaşların sıkıntılarını biliyorum. Sistemin kurgusuna ne kadar başkaldırırsam kaldırayım arkadaşlarımın bu sorununu aşamıyorum. Aksi halde benim milletvekilliği fonksiyonumu yerine getirmemek anlamına gelir ki bu da yanlış sisteme esir olmak demektir.


‘İstismar yüzünden ev hapsi’

 Engelli kadınlar meselesi, kadınların sorunlarının karesinin veya küpünün alındığı bir durumdur. "Erkek bari olsaydı" diye anılan kadınlar engelli kadınlardır. Rezalet de burada başlıyor. Düşünebiliyor musunuz dünyayı birileri engellilere ve kadınlara yer vermeyerek kuruyor, engelli kadınlarımız da bunun şanssızları oluyor. Bunu hangi vicdan kabul edebilir, hangi yürek kaldırabilir?


‘Saldırganı hapsetsin’

Sonra engelli kadınsın diye eğitime gönderilmiyorsun. Neymiş efendim istismar edilirmiş. İşe gönderilmiyor. Sokağa çıkarılmıyor. Hepsinin altında istismar meselesi var. Kardeşim korumak için beni hapsedeceğine bana saldıracakları hapsetmen gerekmez mi?


Alınlarına ‘kısırlaştırıldı’ tabelası

Geçenlerde bir takım uzmanlar şunu önerdiler. Özürlü kızları istismar edebilirlermiş, o yüzden kısırlaştırmak gerekirmiş. İsterseniz bir de alnına "Bu hatun istismar edilmelere karşı kısırlaştırma tedbiri alınmış bir kadındır" diye yazın da ahlaksızlar yanlışlık yapmasınlar.


‘Hakarete uğruyorum’

Sistem bunun üzerine kurulmuş. Eğer bir yanlışlık yapılıyorsa bu kadın yüzündendir, o yüzden ne yapacaksak kadına yapalım. Dişi köpek meselesi. Ben bir erkek olarak da hakarete uğruyorum. Sanki benim iradem, namusum, şerefim, değerlerim yok, bir kuyruk sallama operasyonu olunca suyun yokuş aşağı aktığı gibi orada soluğu alacağım. İşte bütün bunlar haksızlığın boyutunu gösteriyor ve beni de mücadeleye destek konusunda tahrik ediyor.


Her yerde ‘kadın ahmaklığı’ var

Dünyanın her yerinde kadın ahmaklığı var. Neden? Arzu eder, yüz bulamayınca feveran eder. Kadını arzusuna cevap vermedi diye öldürüyor. Bu adam ahmak değildir de nedir? Sana zevk verecek birisiyle fakat kendine has iradesi, kendine has karar mekanizmaları olmayan birisiyle bu işi yapmak istiyorsan ortalıkta plastik zevk vericiler varmış, git onlarla yap. Eğer bir beraberlik arkşılıklı arzu ve mutabakatla olmuyorsa kusura bakmayın ben o ilişkiyi saygın bulmam.


Malzeme cinsinden kadın

Benim kadınım insanın kadın cinsiyetinden olmalı, malzeme olanından değil. O bakımdan kadın özürlü de olsa özürsüz de olsa aynı akıbete mahkumdur ve özürlülerde sadece derecesi yüksektir. Artık bunun makus talihinin değişmesi lazım.


‘Kadınlar titreyip kendisine gelsin’

Kadınların titreyip kendilerine gelmeleri gerekiyor. Ben Osmanlı’daki kadın mücadelerini daha başarılı buluyorum. Özellikle 1930-70 arası kadınlar adeta yokturlar. Mesela kapatılan partiler arasında kadınların partileri de vardır. Nedense onu hiç saymayız. Kapatılma nedeni ne? Kadınlar oy hakkı yok, o yüzden partiye de gerek yok.


Birbirlerine yamuk yapmayı bıraksınlar

Bazı kadınların birbirlerine yamuk yapmayı bırakmaları lazım. İster başörtülü, ister başı açık olsun kadınların yaşadıkları aynıdır. Devir birbirine laf atmak devri değil, üst kata tırmanma devridir. Ben de bu yanlışlığın düzelmesinde bir erkek olarak büyük fayda göreceğim. En azından kadınımın, mecburiyetten değil, sevdiği için benim yanımda olduğunu yüreklerime kadar hissedeceğim. Bir kadın tarafından sevilmek kadar, değer verilmek kadar istenmek kadar güzel bir şey var mıdır? Aşk da buradan başlar.