AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı ve Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı korumakla görevli gizli servis ekibiyle ABD Başkanı Barack Obama'yı koruyan ekip arasındaki zaman ve iletişim uyuşmazlığı nedeniyle yaşanan gerginlikle ilgili açıklama yaptı.
Kınıklıoğlu, "Zaten olay üzerine kusurlu olan ABD ekibi yenisiyle değiştirilmiştir. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da ertesi gün öğle yemeğinde başbakanımıza üzüntülerini ifade etmiş, gereken tüm önlemlerin alınacağını belirtmistir. Sayın başbakanımız söz konusu hadise çerçevesinde bir Türk başbakanına yakışır bir vakar ve tavırla hareket etmiştir dedi.
Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD heyetinde yer alan Suat Kınıklıoğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural'ın, Erdoğan'ın ABD ziyaretine yönelik sözlerine yanıt verdi.
MHP'li Vural'ın, Erdoğan'ın ABD ziyaretinin "hangi amaçla ne için yapıldığı bilinmeyen bir gezi olduğuna" ilişkin ifadelerini değerlendiren Kınıkloğlu, şunları kaydetti:
"Sayın Vural'ın partisinin iktidarda olduğu dönemlerde Türkiye G-20 üyesi -yani dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri- bir ülke olamadığı, BM Güvenlik Konseyi'ne üye olarak seçilemediği için bu gezinin ne amaçla yapıldığını bilmemesini doğal karşılamak lazım. Ne var ki, partisinin dış politika konularında çalıştığını bildiğimiz birinin BM Genel Kurulu'nun her yıl eylül ayında New York'ta yapıldığını bilmesini beklerdim."
"Yaptığı talihsiz beyanlar... "
Kınıklıoğlu, Vural'ın, "yaptığı talihsiz beyanlara alışık olduklarını, bu mahalle ağzıyla söylenen sözleri yadırgamakla birlikte şaşırmadıklarını" ifade ederek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"ABD'li korumaların kendi aralarındaki iletişim eksikliğinden kaynaklanan dünkü hadiseyi olduğundan çok farklı bir şekilde aksettirerek ve kasıtlı bir şekilde abartarak kendisi tam anlamıyla konuyu saptırmıştır. Mesele gayet açıktır. ABD Gizli Servisi nin başbakanımızın korunması için tahsis ettiği ekiple Obama'nın koruma ekibi arasında Clinton'un evsahipliği yaptığı etkinliğin düzenlendiği Sheraton Oteli'ne girerken ABD'li koruma ekiplerinin kendi aralarındaki zaman ve iletişim uyuşmazlığı yüzünden istenmeyen bir gerginlik olmuştur.
Bunun üzerine başbakanımız etkinliğe katılmama kararı alarak, otele giriş yapmadan kendi otelimize geri dönülmüştür. Ertesi gün ABD Gizli Servisi Başkanı, sayın başbakanımızın koruma ekibiyle bir araya gelerek özür dilemiş veüzüntüsünü ifade etmiştir. Hatta ve hatta ellerindeki en ehil ekibin Türk heyetine tahsis edildiğini, olan koordinasyon eksikliğine kendisinin de şaşırdığını ifade etmiştir.
Zaten olay üzerine kusurlu olan ABD ekibi yenisiyle değiştirilmiştir. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da ertesi gün öğle yemeğinde başbakanımıza üzüntülerini ifade etmiş ve gereken tüm önlemlerin alınacağını belirtmiştir. Sayın başbakanımız söz konusu hadise çerçevesinde bir Türk başbakanına yakışır bir vakar ve tavırla hareket etmiştir."
"Şüphesiz ki ABD'de olup bitenleri İzmir'den eksik ve yanlış bir şekilde yansıtmanın, siyaset kurumuna zarar verdiği" görüşünü ifade eden Kınıklıoğlu, "Hem üslup hem de içerik olarak daha sorumlu ve düzeyli bir söylemin siyaset kurumu kadar ülkemizin demokratik kültürüne katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi.
"Ziyaret başarılı geçti"
Ziyaretin oldukça başarılı geçtiğine işaret eden Kınıklıoğlu, şöyle devam etti:
"Dün ABD'nin en prestijli üniversitesi olan Princeton Üniversitesi'nde sayın başbakanımızın konuşmasına biletler 1-2 günde tükenmiş, 800 kişilik salon hemen dolmuştur. İçeriye giremeyen ABD'li katılımcılar olmuştur. Princeton Üniversitesi'nin rektörü başbakanımızı tanıtırken Gazze Savaşı sırasında 'tüm dünyaya zor doğruları söylemekte ısrar eden lider' ifadesini kullanmıştır.
Sayın başbakanımızın yaptığı konuşma Türkiye'nin dünyanın sorumluluk taşıyan lider bir ülkesi olarak nasıl bir vizyon ürettiğini, nasıl bir düzen arzu ettiğini sarih bir şekilde ifade etmiştir. Seyahat sırasında Türkiye'nin dış politikada bir üst lige çıktığı her vesileyle görülmektedir. Başbakanımızın BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma ilgiyle takip edilmiş, başbakanımızın yeni bir küresel düzene ilişkin öngörüleri önemle değerlendirilmiştir."