AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "AK Parti ailesinde biz kişileri konuşmayız, statüleri konuşuruz. Çünkü biz hiçbir şeyi kişiselleştirmekten yana değiliz. Biz bu mevki ve makamların sadece şahsımıza emanet olduğunu ve ateşten bir gömlek olduğunu biliriz." dedi.
Ünal, Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Onikişubat İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bugün artık meselenin siyaset ve siyasi parti olmaktan çıkıp memleket meselesine dönüştüğünü söyledi.
Devletin güvenliği söz konusu olduğunda siyasetin tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi bir tarafa bırakılacağını belirten Ünal, 15 Temmuz gecesinin AK Parti'ye ait olmadığını ancak AK Parti'nin 15 Temmuz gecesinin bir parçası ve kahramanlarından biri olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Ünal, 15 Temmuz gecesiyle millet olmanın şuuruna hep birlikte erişildiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
"O gün Cumhurbaşkanımızın sürekli söylediği 'Tek millet, tek bayrak, tek devlet ve tek vatan'ın ne anlama geldiğini hep beraber gördük. Eğer bir insan milletine aşkla bağlıysa, eğer bir insan bayrağını aşkla seviyorsa, eğer bir insan vatanına sadakatle bağlıysa, bir insan devletinin bekası için dua ediyorsa o bizim kardeşimizdir. İşte yerli ve milli olmak da budur. Recep Tayyip Erdoğan, yerli ve milli olmanın ne anlama geldiğini 15 yıl içerisinde her birimize hem öğretti hem de gösterdi."
Recep Tayyip Erdoğan ile yol yürümekten onur duyduklarını dile getiren Ünal, büyük ve küçüğün bilineceğini, ayrımcılık ve adamcılık yapılmayacağını söyledi.
"Hiçbir şeyi kişiselleştirmekten yana değiliz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kimse kendine adam bulmaya, grup oluşturmaya, ekip oluşturmaya kalkışmasın. AK Parti'ye adam bulsun. AK Parti'ye ekip oluştursun. AK Parti'nin grubunu güçlendirsin" sözünü hatırlatan Ünal, hep birlikte büyük AK Parti ailesine ait olmakla onur duyacaklarını belirtti.
Ünal, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bugün benim partim Fırat Görgel'i ilçe başkanı seçtiğinde, Fırat Görgel benim artık ilçe başkanımdır. Bitti. Bunu kimse tartışamaz. Parti adabı bunu gerektirir. Eğer benim genel merkezim bana bir il başkanı seçtiyse, benimle istişare ederek bir il başkanı seçtiyse hep beraber o artık bizim il başkanımızdır. Milletvekilimiz milletvekilimizdir, büyükşehir belediye başkanımız büyükşehir belediye başkanımızdır. AK Parti ailesinde biz kişileri konuşmayız, statüleri konuşuruz. Çünkü biz hiçbir şeyi kişiselleştirmekten yana değiliz. Biz bu mevki ve makamların sadece şahsımıza emanet olduğunu ve ateşten bir gömlek olduğunu biliriz. Eğer o mevki ve makamlar bize güç veriyorsa, vay bizim adamlığımıza."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Oturduğu koltuktan güç alan değil, oturduğu koltuğun alın teriyle, emeğiyle, kişiliğiyle, kalitesiyle, fikriyle, o koltuğa değer katan arkadaşlara ihtiyacımız var" sözlerini aktaran Ünal, "O yüzden birbirimiz arasında ayrımcılık yapmayacağız. Saygıda kusur etmeyeceğiz. İnsanla ilişki kuracağız, güçle değil." dedi.
"Hepimiz Allah'a şükretmeliyiz"
Eski Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak da Türkiye dışındaki büyük oyunu asla görmezden gelemeyeceklerini, Almanya ve Hollanda'nın sadece seçim sebebiyle Türkiye'ye karşı bir husumet içerisinde olduklarına inanmadığını aktardı.
Bunun arkasında başka tarihi gerçekler bulunduğunu ifade eden Kaynak, şunları kaydetti:
"Türkiye'ye Avrupa Birliği ceza vermelidir. Türkiye'ye yönelik Avrupa Birliği'nin maddi katkıları kesilmelidir. Türkiye şükretsin, biz Türkiye'yi işgal etmeyi düşünmüyoruz.' Kim söylüyor bunu, hangi densiz söylüyor? Almanya'nın Dışişleri Bakanı. O densiz bilmiyor ki Türkiye, Türkiye'deki her bir insanımız Türkiye'de bayrağının, vatanının, devletinin, istiklalinin ve istikbalinin yılmaz savunucusudur. Hadi cesaretin varsa böyle bir şeyi yap. Allah'a hamdolsun, içindeki hain unsurları temizledikçe o güçlü devletimiz yeniden bu topraklarda ve bölgesinde söz sahibi. Eğer bugün Somali'de yürütülen bir vekalet savaşı, iç savaş, Yemen'de, Sudan'da, Türkiye'nin lideri, bizim genel başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın fikrini almadan çözülemiyorsa bundan dolayı hepimiz Allah'a şükretmeliyiz."