Cumhuriyet'te yer alan habere göre kardeşinin cenazesini çarşamba akşamı uçakla Özbekistan’a götürmek üzereyken Atilla Güner’in sorularını yanıtlayan Nadira Kadirova’nın ağabeyi Muhammed Ali, şunları anlattı:
“Olay 23 Eylül’de 20:48’de gerçekleşti. Şirin Ünal beni aradı olaydan 5 dakika önce. Evde silahın kayıp olduğunu söyledi. Acaba (kardeşin silahı sana mı getirdi) diyecek sandım. Nadira’nın silahla kendini odaya kilitlediğini söyledi. O an anladım. Arkadan kızının sesi geliyordu odanın kapısına vuruyordu bağırıyordu. Telefon kapandı birden. Hemen taksiye atladım Çayyolu’ndaki eve gittim. Ama ben gittiğimde silah ateşlenmişti. Dedim 'Kardeşim nerede?'. Polis hastanede olduğunu söyledi. Benim cebimde beş kuruş para yoktu. Şirin Bey, 'Sıktı kendine' dedi. Polis bana 50 lira verdi. Hastaneye geldim. 'Beni içeri sokun' dedim. 'Ben her şeyiyim onun' dedim. 'Babası onu bana emanet etti' dedim. Doktor geldi 'Başın sağ olsun' dedi. O anda bittim ben. Doktorun ayağına yıkıldım.”