AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Bu kuşak tartışmalarının beyhude bir tartışma olduğunu, lüzumsuz yere özellikle gençlerin üzerine birtakım gömlekler giydirilmek için çıkartılmış olan tartışmalar olduğunu biliyoruz." dedi.
İnsanları "Y, A ve Z" kuşağı şeklinde tanımlamadıklarını belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Biz insanları 'mükellef olan insanlar' ve 'mükellef olmayan insanlar' diye tanımlarız. Yani sorumluluk sahibi insanlar ve sorumluluk sahibi olmayan insanlar. Aklı başında olmayanlar ya da iş yapabilme imkan ve kabiliyeti olmayanlar, onlar bir şekilde mükellef ama herkes hangi yaş içerisinde olursa olsun milletine karşı, insanlığa karşı, ailesine ve çevresine karşı mükelleftir, yani sorumluluk sahibidir."
Kurtulmuş, her kuşağın da kendi farklılıkları içerisinde bir anlam ifade ettiğini bildiklerini dile getirerek, "Benim dedemin çağında yaşadıklarıyla, babamın çağında yaşadıkları şartlarla, benim yaşadığım şartlar çok farklıydı." diye konuştu.
"Ordu'da insanların beyaz ekmek yemediği günler vardı"
Geçmişin şartlarıyla bugünün şartlarının değiştiğine işaret eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eskiden insanlar ayaklarına ayakkabı aldıkları zaman onun altına ökçeler vurdururlar ki ayakkabılar eskimesin. Daha önceki nesiller yakalarını ters çevirip gömleklerini öyle giyerdi. Şu Ordu'nun köylerini bırakın kasabalarında, ilçe merkezlerinde dahi insanların beyaz ekmek yemediği günler vardı. İnsanların gaz için kuyrukta beklediği günler vardı, bunları büyüklerinizden duyarsınız. Karadeniz'in her yerinde böyleydi. O günler geçti, o devirler geçti, Allah'a şükür bugün başka bir devre girdik."
Numan Kurtulmuş, insanların yaşadığı dönemin şartlarının farkları olmasının başka bir şey, insanları kuşaklar üzerinden tanımlayarak belli kalıpların içerisine sokmanın bambaşka bir şey olduğunun altını çizerek, "Rahmetli üstat Cemil Meriç diyor ki 'izm'ler insanların üzerine giydirilmiş deli gömleğidir.' Şimdi birileri gençlere hem bir taraftan 'özgürlük' diyorlar, bir taraftan gençlerin belli kalıplar içerisinde düşünmelerini, hatta davranmalarını sağlayacak birtakım çalışmalar yapmak istiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
"Gençler şundan hoşlanmaz, gençler bundan hoşlanmaz, gençler şu filmi seyreder, gençler şuraya gider, buraya gider, nereden biliyorsun?" diye soran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Hani özgürdün, hani gençleri özgürleştirecektin? Biz de diyoruz ki Türkiye'nin gençleri nereye gideceğini bilir, nasıl düşüneceğini bilir, nasıl hareket edeceğini bilir, onları özgürlük alanları içerisinde bırakarak seçimlerini kendilerine bırakıyoruz. Dolayısıyla bu kuşak tartışmalarının beyhude bir tartışma olduğu, lüzumsuz yere özellikle gençlerin üzerine birtakım gömlekler giydirilmek için çıkartılmış olan tartışmalar olduğunu biliyoruz. Buradan gelecekleri yer de şu; tüm bu tartışmaların sonucu şu; efendim AK Parti Türkiye'nin en genç kuşağında yok, buradan bir kere daha söylüyorum, tüm kamuoyu araştırmaları önümüzdedir, Türkiye'nin en genç kuşağı olan 30-18 yaş arasındaki kuşakta da diğer tüm kuşaklarda olduğu gibi açık ara birinci olan parti AK Parti'dir, AK Parti'den başka gelenler de çok daha geriden geliyor."
Kurtulmuş, Türkiye'nin insanlı ve insansız hava araçlarıyla sadece teröre karşı mücadelede değil, Karabağ'da da Ermeni işgaline karşı büyük bir mücadelenin verilmesinde de hayati rol oynadığını belirtti.
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, şu görüşleri paylaştı:
"Eğer yeniden güçlü, büyük Türkiye idealiniz olmazsa, sizin üniversite sayılarını artırmak gibi bir derdiniz olmaz, şehir hastaneleri yapmak gibi bir derdiniz olmaz, sizin bu bölgeyi bir selamet yurdu haline getirmek gibi bir derdiniz olmaz. Eğer Türkiye'yi yeniden güçlü, büyük Türkiye ideali etrafında toparlama gayeniz ve iddianız olmazsa 84 milyonun bir halde devlet millet kaynaşmasını sağlamak gibi bir iddianız olmaz. Dolayısıyla Türkiye'nin de ileri gitmesinin, güçlenmesinin de en temel unsuru, bu iradeden, asla bu iddiadan vazgeçmemektir, yeniden güçlü, büyük Türkiye'yi biz kuracağız, daha ileriye gideceğiz."
Kurtulmuş, önemli bir başka hedeflerinin ise güçlü medeniyeti yeniden ihya ve inşa etmek olduğunu vurgulayarak, "Ayasofya'nın açılmasının arkasındaki temel irade budur, temel iddia budur, Türkiye Sultan Fatih'in kendisine vermiş olduğu, millete miras bırakmış olduğu vakfın gereğini yerine getirmek durumundadır. Kapalı Maraş'ın açılmasının arkasındaki temel motivasyon budur, biz yeniden kendi medeniyetimizi güçlü bir şekilde ayağa kaldıracağız." ifadesini kullandı.