Eski AKP milletvekili Mehmet Metiner, "Hz. Ali’yi bilmeden Alevi olan, Hz. Hüseyin’i sadece Kerbela hadisesi üzerinden öylesine bilen pek çok Alevi’nin yaşadığı bir ülkedir Türkiye. Aynı şekilde niçin Sünni olduğunu bilmeden yaşayanların sayısının da fazlaca olduğu bir ülkedir Türkiye" düşüncesini dile getirdi.
Metiner, yazısında, "Az biraz mürekkep yalamışlarımız da dahildir buna. Siyasetçimiz, gazetecimiz ve entelektüelimiz de cabası. Mezhepler tarihini eni konu bilmeden mezhepler hakkında konuşan, İslamiyet’in Kitab’ını okumadan ve Peygamber’in hayatını bilmeden din hakkında ahkam kesen gazeteci, siyasetçi ve entelektüelin köşe başlarını tuttuğu bir ülkede, Aleviliğin ve Sünniliğin din olduğu iddiasına cevap verme mecburiyetini hissetmek ne üzücü bir durumdur. Tarihte kavramsal olarak Şia vardır evvela. “Taraftar” anlamına gelir. Bu bir duruşun adıdır. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) vefatından sonra hilafetin Hz. Ali’ye ait olduğuna inananların Hz. Ali taraftarlığı için konulmuş bir tanımlamadır bu. Hilafetle başlayan hak iddiası Muaviye’nin gaspıyla doruk noktasına çıkmış ve Hz. Ali taraftarlığı siyasi bir doktrine dönüşmüştür. Temelini siyasetin oluşturduğu bu duruş, süreç içinde itikadın giydirildiği bir doktrine ve mezhebe dönüşmüştür. Hz. Ali taraftarlığı anlamındaki Alevilik-Şiilik uzun tarihsel süreç içinde çeşitli anlayışlara bölünmüştür. Kendi içinde de çok parçalı ve çatışmalı itikadi, siyasi ve fıkhi mezhepler olarak karşımıza çıkmıştır" ifadesini kullandı.
Metiner, şunları kaydetti:
"Alevilik, genel anlamda Ali taraftarlığı demektir. Bu genel anlamı esas aldığımızda Sünni diye tanımlanan toplulukların Hz. Ali-Muaviye çatışmasında Ali’den yana oldukları ve Muaviye’nin temeline akide ortaklığı yerine aşiretçiliği-kabileciliği, yani kavmiyetçiliği koyduğu ısırıcı saltanatçı düzenine karşı durdukları, yani temelde Ali taraftarları oldukları rahatlıkla söylenebilir. Hz. Hüseyin efendimiz başta olmak üzere Peygamberimiz’in güzide torunlarını Kerbela’da hunharca katleden zalim Yezid’e yürekten muhabbet duyanın Sünniliğinden elbette şüphe edilir. Sünnilik Emevicilik değildir. Alevilik de Abbasicilik ve Fatimilik…
Hz. Ali-Muaviye savaşında Hz. Ali’yi haksız, Muaviye’yi haklı gören bir anlayışın adı değildir Sünnicilik.Zalim Yezid’e muhabbet duymanın adı hiç değildir.Gerçek Sünniler, yani Emevicilik ideolojisini akideden inhiraf olarak gören Sünniler, katıksız Hz. Ali ve ehli beyt taraftarlarıdırlar. Ehl-beyt sevgisi ve ehl-i beytin yolu, gerçek Sünnilerin şiarıdır. Sünni akideyi tarihsel vetirede Emevici çizgiye çekmek isteyenler bu çabalarında başarılı olamamıştır. Doktrinel anlamda Sünnilik Hilafeti-İmameti Hz. Ali ve çocuklarının hakkı olarak gören bir anlayışı benimsememiş ama Hz. Ali-Muaviye savaşında Hz. Ali efendimizin haklılığı ve meşruiyeti konusunda şeksiz-şüphesiz bir anlayışı benimsemiş ve pak ehl-i beytin yolunu da kendi yolu bilmiştir."