TBMM Genel Kurulu'nda CHP, İYİ Parti ve AKP arasında "erişim engeli" tartışması yaşandı. CHP'li Utku Çakırözer haberlere getirilen erişim engellerine eleştirerek, bu konuda Meclis Komisyonu kurulması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye'nin, Avrupa'da en çok basın özgürlüğü ihlallerinin yaşandığı ülkeler arasında yer aldığını söyleyen Hüsmen Kırkpınar da erişim engelleri ve verilen cezaların muhalif gazetecilerin susturmaya yönelik olduğunu ifade etti. Eski Sabah yazarı ve eski ATV Ankara Temsilcisi, AKP İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı ise erişimin engellenmesi kararlarının ilgili mahkemelerce verildiğini söylerken, medyanın son derece özgür olduğunu ifade ederek, "22 yıldır Türkiye'de demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü konularında devrim niteliğinde adımlar atıldı" dedi. Medyada bu adımlar sayesinde ciddi büyüme yaşandığını öne süren Bursalı, her fikrin kendini ifade edebileceği mecra bulduğunu savundu.
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. TBMM Genel Kurulu'nda, çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler içeren İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde görüşmeler başladı.
Grup başkanvekillerinin de yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu Genel Kurulu'da CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
CHP, TBMM Genel Kurulu'nda bazı haberlere getirilen erişim engellerinin araştırılması için verdiği Meclis araştırma önergesinin gündemin ön sıralarına alınarak bugün görüşülmesi için grup önerisi getirdi.
Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, siyasetçiler, kamu yöneticileriyle ilgili haberler hakkında erişim engeli kararlarına hükmedildiğini söyledi. Vazı haberlere yönelik "unutulma hakkı" kapsamında kararlar verildiğini, bu haberlerin silinmesinin yakın tarihin yok edilmesi anlamına geldiğini söyleyerek, bu konuda Meclis Komisyonu kurulmasını istedi.
Çakırözer, şunları dile getirdi:
"Bu iktidar döneminde gazeteciler üzerinde o kadar çok baskı var ki bir yandan siyasetin etkisi altındaki yargı eliyle yazıları, paylaşımları nedeniyle yargılanıp zindana atılıyorlar bir yandan da hedef gösteriliyor sokak ortasında öldürülüyor ya da dövülüyorlar. RTÜK eliyle televizyonlar, Basın İlan Kurumu eliyle gazeteler karatılıyor, sansür ediliyor. Türkiye'de 5651 sayılı kanunun 9. maddesi kapsamında son 10 yılda 35 bin haber erişime engellendi, 30 bin haber silindi ya da kaldırıldı. En fazla engelleme 6 bin 500 haberle 2022'de oldu, 5 bin 300 haber de arşivden, internetten kaldırıldı. Aralarında cumurbaşkanı, ailesi, bakanlar, milletvekilleri, valiler, bürokratlar gibi üst düzey kamu şahsiyetleri, iktidara yakın şirketlerin talepleri sonucu verildi bu kararlar. Hepsi gerçek, belgeli. Bu yılın sadece ilk haftasında 688 habere erişim engeli getirilmiş çünkü yolsuzluk, usulsüzlük, siyasetin, yargının para, mafya ile bağlantısı bilinmesin isteniyor. Zincirleme erişim engelleriyle karşı karşıyayız. Bir de bazı haberler için unutulma hakkı kararı çıkarılarak haber ve içerikler yayın ve arşivlerden çıkarılmakta tamamen yok edilmekte.
Bu çok tehlikeli bir durum, basın arşivlerinde yer almasında kamu yararı bulunan haberlerin silinmesi Türkiye'nin yakın tarihinin yok edilmesi demektir. Deniz Feneri soruşturması, Nesim Malki cinayeti, Susurluk soruşturması davası, yargıya neşter operasyonu, şarampol operasyonu gibi bir dönem kamuoyunda deprem yaratan soruşturma ve yargılamalarla ilgili haberlere artık ulaşılamamaktadır. Benzer biçimde FETÖ ve Adnan Oktar suç örgütüne ilişkin soruşturmalarla ilgili haberlere de erişime engelleri ve unutulma hakkı talepleri dikkat çekmektedir. Anayasa Mahkemesi basın kuruluşlarının açtığı ihlal davaları ile CHP'nin yaptığı başvurular sonrasında erişim engellemeleri konusunda 1 değil, tam 2 kez basın ve halkın haber alma hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi, 9. maddeyi iptal etti. Son olarak, Meclise 9 aylık bir süre tanıdı. Bu, aslında bizim için son bir fırsattır.
Aslında tekzip sistemi varken, mahkemeler kanalıyla tazminat ve ceza davaları açılabiliyorken bir sansür niteliğindeki erişim engellemelerine hiç gerek yoktur ama 'İlle de yapacağız' diyorsanız bu araştırma önergemizin kabulüyle bir Meclis komisyonu kurularak demokratik ve hukuk devletine yaraşır bir düzenlemenin çerçevesini birlikte belirleyebiliriz. Türkiye'de basın özgürlüğünün, haber alma hakkımızın korunması, toplumsal hafızanın yok edilmesinin engellenmesi için sorumluluk hepimizin omuzlarındadır. Burada yıllar içindeki engellemeler, sadece son birkaç yılın raporları, bunların hepsi Türkiye'de bilinmesin, okunmasın, görülmesin denilen, erişim engelleriyle dolu kendileri erişime engelli raporlar. Bu ayıbı eğer ortadan kaldırmak istiyorsak bu önergemize destek verilmesini talep ediyoruz."
"İktidar yolsuzluk haberlerine erişim engeli koyduruyor"
Önerinin gerekçesinin açıklanmasının ardından İYİ Parti Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, şunları kaydetti:
"AK Parti kurulduğu ilk yıllarda kendileriyle ilgili kırıntı da olsa haber yapanları göklere çıkarırken bugün herhangi bir il veya ilçede belgeleriyle delilli, ispatlı usulsüzlük ve yolsuzlukla ilgili haber değeri yüksek kamu yararı içeren haberlere ya erişim engeli koyduruyor ya da o gazeteyle ilgili cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma başlatılıyor. Türk medyasının Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde sıralaması 16 sıra birden düştü. 2022 yılında 180 ülke arasında 149'uncu sırada bulunan Türkiye medyasının basın özgürlüğü 2023'te 165'inci sıraya düşürüldü. Bu durumda Avrupa'da en çok basın özgürlüğü ihlallerinin yaşandığı iki ülkeden biri Türkiye oldu. Savaş yaşayan Ukrayna’yla aynı kategoriye konuldu. Basında uzun süredir talimatla ve sadece iktidarın izin verdiği konularda ve iktidarın izin verdiği kişilerce ve sadece iktidarı öven tartışmalar yapılabilmektedir. Arada sırada televizyon programlarına çıkmasına izin verilen muhalif görünümlü kişilerin pek çoğu da kontrollü konuşabilmektedir. Toplumun ihtiyaç duyduğu konularda gerçeğe dayalı aydınlatıcı konuşmalara tahammül edemeyen, izin vermeyen anlayış böyle devam edemez. Sansür yasası olan dezenformasyon yasasıyla haber sitelerine de istedikleri gibi müdahale ediyorlar, isteyene havuç, istemeyene sopa göstererek haberciliği bitirmeyene çalışıyorlar. Gazetecilik faaliyeti halkın haber alma hakkıdır. Gazetelere ve gazetecilere verilen cezalarla muhalif basın ve halkın haber alma hakkı susturulmak istenmektedir. Yargının basın üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılması demokratik hukuk ve demokratik hukuk devletinden uzaklaştırıldığının açık göstergesidir."
Şebnem Bursalı
"Sansürün geldiği nokta tekerleme değil"
DEM Partisi Grubu adına söz alan Diyarbakır Mİlletvekili Adalet Kaya da şunları söyledi:
"Muhalif kanallardaki haber programlarını çok değil yarım saat izleseniz ülkedeki yolsuzlukları, hırsızlıkları ve bu suçlara bulaşmış olan bürokratları, yargıçları, kolluk güçlerini şaşkınlıkla izliyorsunuz. Aslında ülkede artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz. Şaşırdığımız şey hem bu bürokratların, yargıçların bulaştığı suç oranları hem de suç repertuvarı o kadar genişlemiş ki inanamıyorsunuz. Hayalî arsa satışıyla yabancılara vatandaşlık verenler mi dersiniz, sahte ilaç ihracatı yapanlar mı, ülkede cirit atan IŞİD’ciler mi, yoksa uluslararası uyuşturucu baronlarıyla iş birliği yapanlar mı? Üç dakikada saymakla bitmeyecek skandalların her gün bir yenisi açığa çıkarken iktidar, suç çetelerini değil onları haber yapan, onları halka duyurmak isteyen gazetecileri engellemenin derdinde. Yayın yasağı kaldırma kararına, yayın yasağı getiriliyor. Tekerleme değil, sansürün geldiği noktadan bahsediyorum. En çok yayın yasağı getirilen konuların başında da çocuk istismarı haberleri geliyor. Depremde yurttaşlar can havliyle yakınlarını kurtarmaya çalışırken yayın yasağı getiren bu iktidardan zaten açıkçası başka bir şey beklemiyoruz. Bu söylediklerimiz etki eder mi, onu da bilmiyorum ancak yurttaşlar bu yasakların neden getirildiğinin gayet farkında. Hakikati karartamazsınız. Karartmak istediğiniz hakikat gün gelecek, sizin sonunuzu getirecek, mutlaka bu görülecek."
AKP: İnsan hakları, ifade özgürlüğü konularında devrim niteliğinde adımlar atıldı
AKP İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı, erişimin engellenmesi kararlarının ilgili mahkemelerce verildiğini ve kaldırıldığını belirtti.
Kararlara itiraz edilebildiğini aktaran Bursalı, şöyle devam etti:
"22 yıldır Türkiye'de demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü konularında devrim niteliğinde adımlar atıldı. Bu adımlar sayesinde medya sektöründe ciddi büyüme yaşandı, çeşitlilik ortaya çıktı. Her fikir, kendini ifade edebileceği mecra buldu. Ancak günümüzde sansasyon maalesef çoğu zaman kamu yararının önüne geçti. Öyle kalemler, öyle fikirler var ki amacı sadece belli kitlelerin hassasiyeti üzerinden algı oluşturmak, sözde gündem yaratmak. Hız, tıklanma, sansasyon, tiraj, reyting... Bunların merkeze alındığı, gerçek haberin, kamu yararının ikinci planda tutulduğu bir medya ne ülkemizin kalkınmasına ne de demokrasimizin gelişmesine katkı sağlayabilir. Bugün Türkiye'de, İletişim Başkanlığı marifetiyle bu sorunu çözmek için büyük çaba gösteriliyor."
Erişim engeli de dahil muhalefetin önerilerine ret
CHP Grubu'nun, bazı haberlere getirilen erişim engellerinin araştırılmasına ilişkin verdiği Meclis araştırma önergesinin bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi için getirdiği grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamada, CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet Partisinin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
Daha sonra Genel Kurulda, komisyonlarda boş bulunan üyelikler için seçim yapıldı.