Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kapatılması istemiyle açtığı davada 402 sayfadan oluşan esas hakkındaki savunmasını Anayasa Mahkemesi’ne sunan AKP, türban, imam hatipler, Kuran kursları gibi konularda geri adım atmadı. Üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılması konusunda “mücadeleye devam” mesajı veren AKP, siyasi simgesinin “türban değil, ampul” olduğunu vurguladı.
Savunmada yer alan satırbaşları şöyle:
İMAM HATİP LİSELERİ: Devlet, kendi eğitim kurumlarına ikircikli bakmaz. 1998’e kadar laikliğe aykırı olmayan puan hesaplama usulünün, anayasa değişmediği halde anayasaya aykırı hale getirilmesi ve daha da kötüsü bunun bir siyasi partinin kapatılmasının nedeni gösterilmesi, anayasaya rağmen yapılan uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Kişi dindar olabilir, ama devlet laiktir. Sırf dindar diye laik olmamakla suçlamak haksızlıktır.
MÜCADELEYE DEVAM: (Türban kastedilerek) AKP, kadına karşı ayrımcılıkla kurulduğu günden bugüne tavizsiz mücadele etmiş, bugünden sonra da tam eşitlik sağlanıncaya kadar mücadelesine devam edecektir.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ: Anayasa değişiklerinin iptal edilmiş olması, kapatma davasının en önemli dayanağını ortadan kaldırmıştır. Başsavcılığın mantığıyla düşündüğümüzde, partimizin laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu iddiası çökmüştür.
KURAN KURSLARI: Anayasamıza göre; her insanın, inandığı dine ait kutsal kitabı öğrenme hakkı laiklik ilkesinin de teminatı altındadır. Müslüman olan Türk vatandaşları bakımından Kuran öğrenim hakkı da evleviyetle (öncelikle) böyledir. Devletin de pozitif yükümlülüğü vardır.
YÖK BAŞKANI: YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın sözlerinden AKP sorumlu tutulamaz. Her ne kadar özerk de olsa, yürütme içinde yer alan YÖK’ün hükümetle işbirliği halinde çalışmasında da yadırganacak bir durum bulunmamaktadır.
DİN ÇİMENTODUR: Bir başbakanın, ülkesindeki bireyleri birleştiren ögelerden biri olan dine vurgu yapması, ne laikliğe ve ne de anayasaya aykırıdır.
DİNDAR CUMHURBAŞKANI: Eski TBMM Başkanı, Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın ‘dindar cumhurbaşkanı’ istediğine yönelik sözleri laikliğe aykırı değildir. Cumhurbaşkanı seçim sürecinde Deniz Baykal dahil pek çok siyasetçi, aradığı özelliklere dair değerlendirmelerde bulunmuşlardır.
YEŞİL DEVRİM: Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan’ın ‘yeşil devrim’ istediğine yönelik sözleri laik cumhuriyete yönelik bir karşı devrimin adı değil, değişim ve bunun gençlik için önemini ifade ederken yapılmış bir nitelemedir.
TÜRBAN DEĞİL, AMPUL: ‘Birçok şeyin olduğu gibi AKP’nin de simgesi var’ diyen Balıkesir Mehmet Cemal Öztaylan’ın sözlerindeki kasıt, AKP’nin simgesi olan ampuldür. İddia makamının, bu somut gerçekliğe rağmen, farklı anlamlandırması ayrı bir hukuksuzluk ve keyfiliktir.
411 EL: Türbanla ilgili anayasa değişikliğine oy veren milletvekilleri için ‘411 el kaosa kalktı’ eleştirilerine, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, ‘Ağzınızdan akan salyalarla manşetler oluşturun’ sözleri ile yanıt vermiştir. Eleştirenlerin eleştirilmesi anayasaya aykırı görülüyorsa, mühim bir hukuk dışılıktır.
84 YILLIK KARANLIK: Niğde Ulukışla’da 2004 yerel seçimlerinde açılan “84 yıllık karanlığa son” afişi, geçmiş yerel yöneticileri eleştirmek için kullanılmıştır. Cumhuriyet karşıtı anlamı yoktur.
8 CAMİNİN İMAMI: Dinar Belediye Başkanı Mustafa Tarlacı’nın 2005’te Ramazan ayı boyunca 8 camide teravih namazı kıldırdığı doğrudur. Tarlacı, ilahiyat fakültesi mezunu olup, cami cemaatinin teklifi üzerine namaz kıldırmıştır.
TAKDİR-İ İLAHİ İÇİN EMNİYET GÖRÜŞÜ: Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın çocuklara dağıttığı ve içinde kazaların ‘takdir-i ilahi’ olduğunun anlatıldığı kitap, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün görüşü alınarak basılmıştır.
KURAN DAĞITIMI: Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, iddia edildiği gibi bastırdığı 5 bin Kuran’ı kentin farklı yerlerinde değil, Kuran kurslarında dağıtmıştır. Kapağında kartvizitinin olduğu doğrudur.
MESCİT OTOBÜS: Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın belediye otobüsünü seyyar mescide dönüştürdüğü doğru değildir. Yılmaz, esnafın talebi üzerine, başka yer bulunamadığı için atıl durumdaki üç otobüsü el ve yüz temizliğine tahsis etmiştir.
RUTİN İŞLEM: Sınıf tahtasına ‘şeriat gelecek’ yazdığı için uyardığı öğrencisi tarafından öldürülen Yusuf Batur’un ismini taşıyan caddenin adının Meclis Caddesi olarak değiştirilmesi, rutin bir belediyecilik faaliyetidir.
NAMAZ HOCASI KİTABI:
Savunmada, “Gazi Beldesi Belediye Başkanı Süleyman Kaldırım’ın bir yazısını eklediği ‘Muhtasar İlmihal-Resimli Namaz Hocası’ kitabı, ilköğretim öğrencilerine değil, yaz Kuran kursuna giden öğrencilere dağıtılmıştır.
İçindeki bilgiler, pratik ve resimli dini bilgilerdir. AKP, belediye başkanların kişisel görüşlerini benimsemediği gibi, bu konuda genelgeler yayımlamıştır” denildi.