Gündem

Hükümet Sözcüsü: Cizre'deki yaralılar için ambulans gönderiyoruz ama teröristler ateş açıyor

"Yaralılar üzerinden terör politikası yapılmasına izin vermeyiz"

04 Şubat 2016 15:40

Hükümet Sözcüsü ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik,  Şırnak'ın Cizre ilçesinde bir binanın bodrum katındaki yaralılara ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Ne ambulansın olduğu yere yaralılar getiriliyor, ne de ambulansların girmesine izin veriliyor. Sürekli ateş açılıyor" dedi.

Ambulansların girişi için güvenlik güçlerinin müsade ettiğini belirten Çelik, ambulansların hendeklere takıldığını, girişlerine müsaade edilmediğini söyledi.

Yeni anayasa çalışmaları hakkında da açıklamalar yapan Çelik'in açıklamasından satırbaşları şöyle:

"Temel hak ve hürriyetler nasıl garanti altına alınır, buradan tartışmaları sürdürmek lazım. Bizim iddiamız başkanlığın kuvvetler ayrılığını ve hukuk devletini daha güçlendireceğini düşünüyoruz. Şimdi burada deniyor ki; başkanlık otoriterleştirmeyi daha da artıaracak ve Türkiye otokrasi yönetimine teslim olacak. Tartışmalar açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmeli. Kimin önerisi hukuk devletini daha çok pekiştiriyor ve kuvvetlendiriyor bunu tartışmalıyız, etiketleri değil.

Sistem tartışmasını rejim tartışması gibi sunuyorlar. Türkiye'nin rejimi ile bir sıkıntısı yok. Uzlaşma Komisyonu'na bir kez daha başarılar diliyoruz.

 

"Schengen'in Ekim'de kaldırılmasını bekliyoruz"

 

Geçen hafta AB'den yetkilier ziyarete geldi. Beklentilerimiz var. Schengen'in Ekim 2016'da kaldırılmasını beliyoruz. 14, 23 ve 26'ıncı fasılların bir an önce açılmasını bekliyoruz. Sanki göçmen krizine indirgenmiş bir ilişki biçimi AB değerlerine aykırıdır.

 

"Ambulansın girmesine izin verilmiyor"


Yaralılar konusunda bizi kim arıyorsa dinleyip not alıyoruz. Kimsenin kimliğine bakmadan sağlık hizmeti almaları için uğraşıyoruz. Önümüzde sorunlu bir tablo var. Bu cenazeler konusunda da önümüze geliyor. Belli yerlerden cenazelerin alınması ile ilgili bir girişim olduğunda elimizden geleni yapıyoruz. Maalesef cenazeler bile alındıktan sonra siyasi propaganda için bekletiliyor. Gerek cenaze defni gerekse yaralılar konusunda hassasız. Ne ambulansın olduğu yere yaralılar getiriliyor, ne de ambulansların girmesine izin veriliyor. Sürekli ateş açılıyor. Güvenlik güçleri müsaade ediyor, ambulanslar gidiyor ama hendeklere takılıyor ambulanslar. Girişlerine müsaade edilmiyor.

Yaralılar üzerinden  terör politikası yapılmasına izin vermeyiz. Terör örgütünün lojistik unsuru olarak yaralılar kullanılmak isteniyor.

 

"Esad'ın kalıcılığı üzerine yapılan müzakereler süreci baltalar"

 

Büyük bir iki yüzlülük sergileniyor. İnsan seli Türk sınırlarına dayanmış durumda. Halep bombalandı 70 bin kişi Türkiye sınırında. Cenevre'de görüşme yapayım, Suriye'de uçaklarla bombalamaya devam edeyim samimiyetsiz bir yaklaşımdır. Ortaya çıkan tabloda muhalifler de biz de tepkliliyiz. Bombaların altında hiçbir barışı konuşamazsınız. Suriye'de birlik hükümeti katliama meşruiyet kazandırmaktadır. Esad'ın kalıcılığı üzerinden müzakere süreci gayrimeşru kılar.

Süreç devam edecekse bombalamalar durmalıdır. PYD'nin katılması konusunda, bizim Suriye Kürtlerinin kazanımlarına karşı olduğumuz gibi bir yaklaşım doğru değil. Biz bu konu tartışılmazken Esad yönetimine iletmiştik bunları. Rejim kendisinin ulaşamadığı yerleri PYD'ye bıraktı. Daha sonra PYD, DAEŞ'le mücadele altında kendine uluslararası bir alan yarattı. Buradaki PYD meselesinde şunu görelim, PYD ilk önce lejyoner bir grup gibi kullanıldı. O zamnki uyarılarımıza bakınız. Burada kanton oluşturmak diğer etnik gruplarının haklarını gasp anlamına gelir. PYD'nin silahlarını PKK'nın kullandığı açıktır. PYD diğer Kürt gruplarını dışlamaktadır. PYD Esad güçlerinin yanında oturur, onunla birlikte hareket ettiği çok açıktır.

En son BM de görüşmeler sürerken bombalamaların devam etmesinin doğru olmadığını açıkladı. Cenevre'nin temel mantığı Esad'sız geçiş sürecinin tartışılmasıydı. Şimdi ise Esad'ın kalıcılığı, onun altında muhaliflerin yer alacağı bir tablo ortaya çıkıyor. Doğal olarak muhalifler de buna karşı çıkıyor. Bombaların altında hiçbir barışı konuşamazsınız. Esad'ın kalıcılığı üzerine yapılan müzakereler süreci baltalar. Bundan sonra da bu süreç devam edecekse bu bombalamalar kalkmalı ve kuşatma bölgelerine yardım ulaşmalı.

Türkmenler konusunda yoğun hassasiyet gözetiyoruz. Cenevre'de temsil edilmeleri konusunda çok çaba sarfettik. Ve şu anda da Suriye Türkmen Meclisi ile Cenevre'de temsil edilmektedirler. Fırat'ın batısına Suriye Demokratik Meclisi'ne bağlı bazı birliklerin geçtiğini tespit ettik."


Soru/Cevap:

 

Soru: Uzlaşma Komisyonu adının Anayasa Mutabakat Komisyonu olarak değiştirilmesi ne anlam ifade ediyor?


"Önceki komisyonlarda Erdoğan'ın talimatıyla heyet kurmuştuk. Benzer bir mekanizma kurulacak. Bunun içerisinde hükümetten olabilir. Biz düzenli olarak toplanacağız. Böylece partideki geniş heyet Uzlaşma Komisyonu'ndaki üye arkadaşlarımızı desteklemiş olacağız. O da güzel bir kelime diğeri de. Neden isim değiştirildi bilemiyorum.

Soru: Rusya-Türkiye ilişkileri


"Söz konusu uçuşlar 27 ülke tarafından imzalanmış bir anlaşma doğrultusunda gözlem uçuşları gerçekleştiriliyor. Bu gözlem uçuşları yapılırken belirli inisiyatifler var. Bizim hava sahamızdan uçuyorsa Türk devletinin izni gerekiyor. Bir Rus uçağı gözlem uçuşu yapmak için izin istedi. Bunun şu anki güvenlik sorunları sebebiyle izin verilmesi söz konusu değil. Rusya ile aramızdaki kriz devam ediyor. Türkiye'de Hatay sınırına uçaçağım gibi bir talebin ne manaya geleceği ve Rusya'nın neden böyle bir talepte bulunmasını dünya kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Dolayısıyla bizim Suriye sınırında gözlem uçuşu yapmasına güvenlik sebebiyle izin verilmemiştir."
 

"Bölgede kamu düzeni sağlanana kadar masaya dönüş olmayacak"

 

Güneydoğu: "Biz bu ülkenin çocuklarıyız. Orası Türkiye'nin şu anda en sıkıntılı bölgelerinden biri. Dolayısıyla sanatçıların, sporcuların destek vermesi önemli ama güvenlik sorunu ortadan kalkıncaya kadar. Vatandaşımızın güvenliğin sağlandığı durumda, normal yaşama döndüğü sürece yeni eylem planı bölgeye katkı sunacak. Çözüm süreci dediğimiz bizim buz dolabında dediğimiz süreçte hiçbir zaman güvenlik politikası gütmedik. 90'lı yıllara dönen devlet değil, PKK'dır. Dolayısıyla orada kamu düzeni sağlanana kadar yeniden sürece dönüş gibi bir şey olmayacak. Hadi masaya dönün çağrısı yapanların maksadı operasyonları baltalamaktır. Kamu düzeni sağlanacak. Biz şu anda ne yaptığımızı biliyoruz."

Kürtler: "Süreçlerin bir tane muahatabı yok. Teröre bulaşmayan herkes muhataptır. Terörle iç içe geçmemiş herkes muhataptır. O bölgede yaşayan bütün vatandaşlarımız tek bir şartla terörle yan yana durmamak şartıyla muhataptır. 

Bu bölge bir takım suni sıkıntılar çıkmasıyla zaten sıkıntılı bir bölge. Bu bölgede yeni bağımsız devletlerin ortaya çıkması bölgenin huzuruna katkı sağlamaz. Başkalarının var da Kürtlerin yok mu eleştirilerine bütün bu devletler içindeki sınırlara saygı duyarak, bu coğrafyanın insanlarını eşit hale getirmek istiyoruz. Bu kimsenin özgürlüğünü artıracak bir durum değildir. Bu bölgede kafa yormamız gereken şey, yeni refah bütünleşmeleri, yeni kültürel entegrasyonları tartışmamız lazım."