AKP’nin, seçimde tek başına iktidarı kaybetmesinin ardından “Ne olursa olsun iktidarda kalmalıyız” teziyle yürüttüğü ortaklık arayışında yönünün MHP’ye doğru döndüğü kulislere yansıyan en kuvvetli iddialar arasında. AKP ve MHP arasında yürütülen gayri resmi mesaf trafiği, “çözüm süreci”nin mevcut haliyle bırakılarak dondurulması halinde bir koalisyon pazarlığının mümkün olduğunu gösteriyor.
Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün haberine göre, Koalisyonda MHP’ye 6-8 bakanlıkla ekonomi olmasa da Dışişleri Bakanlığı’nın verilmesi beklenirken, 4 bakanın Yüce Divan konusu koalisyon içinde değil Meclis sürecinde çözülmeye çalışılacak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da artık ortaklı bir hükümet yapısı nedeniyle geri çekilmesi gündemde. 7 Haziran seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümet kurma görevini Davutoğlu’na vermesi için geriye sayım başlarken, AKP’de de koalisyon ortağının profili belirlemeye başladı. Önceki güne kadar AKP’nin önceliğini erken seçim olarak gösteren siyasi kulisler, ilk kez “MHP ile olabilir” seslerinin çıkmasıyla hareketlendi. Son iki günde AKP ile MHP koalisyonu yolunda her iki partiye yönelik gayri resmi görüşmeler ciddi bir hız kazandı. Her iki partide yürütülen nabız yoklamaları, çözüm süreci konusunda alınacak bir mesafenin AKP ile MHP’yi koalisyon için pazarlık masası etrafında bir araya getireceği değerlendirmelerini öne çıkardı. Kulislerde en yakın koalisyon seçeneği olarak beliren AKP-MHP ortaklığına ilişkin sıcak gelişmeler şöyle:
Çözümsüzlük
AKP, seçim kampanyası süresince ‘Kürt sorunu yoktur’ açıklamasıyla kendini ifade eden bir şekilde çözüm sürecini durdurdu. Seçim sonrası da özellikle süreçten sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın ağzından çözümü eleştiren ve HDP’yi ağır dille suçlayan açıklamalar sürdürüldü. AKP’deki bu tavır, MHP’ye sıcak mesaj olarak yorumlandı. MHP açısından AKP ile koalisyon ortaklığında en cazip konuyu çözüm süreci oluşturuyor. AKP’nin çözüm konusundaki mevcut tavrını sürdürmesi, donan çözümün bir daha gündeme getirilmemesi ve mevcut haliyle olduğu yerde bırakılması ve rafa kaldırıldığının ilan edilmesinin MHP açısından yeterli olacağı vurgulanıyor. MHP böylece kendi tabanına, “Türkiye’yi bölme” projesi olarak gördüğü çözüm sürecini durdurduğunu anlatacak. Bahçeli, ‘Biz koalisyon kurmasaydık AKP kiminle kurarsa kursun çözüm süreci devam edecekti’ tezini işleyecek.
4 bakanın durumu
Devlet Bahçeli, AKP’nin 17 Aralık’la ilgili 4 bakanı koalisyonun pazarlık konusu yapması beklenmiyor. Ancak bu konuda AKP ve MHP’nin elini rahatlatacak formül Ankara’da bir süredir seslendiriliyor. Buna göre 4 bakanla ilgili koalisyon formüllerinin tamamen dışında Meclis’te kendi doğasında bir süreç yürüyecek. O süreçte partilerin ve milletvekillerinin tutumuna göre 4 bakan dosyası yeniden açılıp Yüce Divan’a da gidebilir tersi de olabilir. Süreç kendi doğasında yürüyeceğinden koalisyona etkisi olmayacak.
Bakanlık pazarlığı
AKP’de, normal koşullarda MHP’ye seçimde aldığı oy oranı sayısında bakanlık verilmesi görüşü ağır basıyor. Ancak MHP’nin ‘AKP ile koalisyon ortaklığını kabul etmenin bedeli’ olarak daha fazla sayıda bakanlık isteyeceği bilgisi AKP yönetimine ulaşmış durumda. AKP, MHP’nin bu kez eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu da kadrosunda bulundurması nedeniyle ekonomi yönetimi ya da Dışişleri Bakanlığı’nı da isteyeceği bilgisine de sahip. AKP’de, ekonomi yönetiminin kesinlikle verilmemesi yönünde görüş birliği bulunuyor. Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı’ndan gelmesi, Başbakan olarak bir numaralı sorumlu olması nedeniyle Dışişleri Bakanlığı’nın MHP’ye verilebileceği görüşleri de seslendiriliyor.
Ekonomi ve Dışişleri konusunda yapılacak pazarlığa da bağlı olarak AKP, MHP’ye 6 ila 8 bakanlık vermeyi hesaplıyor. Her iki partinin kendi içindeki hesapları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da kendi planları nedenleriyle 4 yıl gitmeyeceği, en çok 1 ya da 2 yıllık bir sürede erken seçimle son bulacağı değerlendirmeleri de yapılıyor.
Erdoğan ne olacak
AKP’de koalisyon ortaklığının gerçeklik boyutu kazanmasıyla birlikte ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pozisyonu konusunda da değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Davutoğlu’nun, ‘Erdoğan konusu bizim kırmızı çizgimiz. Kesinlikle koalisyon tartışmasının parçası yapmayız’ açıklamalarının ‘uygulamada farklı olacağına’ dikkat çekiliyor. Davutoğlu’nun da içinde olduğu AKP’li bazı isimlerin bu kez, ‘Artık tek başımıza iktidar değiliz. Farklı Cumhurbaşkanı talebini seçmen kabul etmedi. Artık Erdoğan da bir ortağımız olduğu kabulüyle kendi genişlettiği sınırları daraltacaktır’ tezini savundukları öğrenildi. Hatta bu tez Davutoğlu’na yakın AKP’lilerce, ‘Erdoğan’a bu söylem olarak iletilmeyecek. Koalisyon protokolüne de yazılmayacak ama uygulamada gerçekleşecek’ şeklinde ifade ediliyor.